kapat

21.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Katillerini solladı
Ersin, bayram ziyaretinden dönerken bir aracı solladı. Geçilmelerine kızan şehir eşkiyaları genç askeri ve ablasını kurşun yağmuruna tuttu

MARMRİS'teki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda askerdi 25 yaşındaki Ersin Akarsu. Vatan için, 14 aydır tutuyordu nöbetini... Hiç de ağır gelmiyordu bu görev ona, severek gurur duyarak yapıyordu, ama bir de özlem olmasa...

Her gece gözünü kapatıp ranzasına uzandığında, bir bir ziyaretine geliyordu, annesi, ablası, sevgilisi... Hepsi ayrı ayrı tütüyordu burnunda. En sonunda, komutanın yanına çıkıp izin istedi. "Bu bayramı ailemin yanında geçireyim" dedi. Komutan "Olur, git" diye cevap verdiğinde dünyalar onun olmuştu sanki...

Otobüse atlayıp yola koyuldu. Önündeki kilometreler gittikçe uzuyordu. Ersin'in hayalleri de. Kimbilir ne kadar sevinecekti anası. Kesin şimdiden girmişti mutfağa, sevdiği yemekleri yapıyordu. Hem ne güzel olacaktı, bayram sabahı evinde uyanmak...

AKRABALARINA GİTTİLER
Yolculuk bitip de, o günlerdir defalarca kafasında canlandırdığı kavuşma sahnesi yaşandığında, kendi kendine "Sevdiklerimi gördüm ya, artık ölsem de gam yemem" diyordu. Bayram erken başlamıştı, Ümraniye Örnek Mahallesi Geçici 19 Sokak Numara 2'deki evde...

Yemekler yenildi, sohbetler edildi, özlemler giderildi ilk gün... Ertesi gün, Ersin Akarsu, yanına ablası Semra ile yeğenini de alıp 34 TH 0670 plakalı otomobiline atladı. Gidilecek görülecek çok yer, konuşulacak çok eş dost vardı. Ama zaman kısaydı. Erkenden başlamalıydı bayramlaşmaya...

NİZAMİ SOLLADI
Önce, Sultanbeyli'deki bir akrabalarına gittiler. Çok oturmadılar. Evsahipleri, "Ateş almaya mı geldiniz?" diye uğurlarken onları, Ersin Akarsu, "Tezkereyi 4 ay sonra alacağım. O zaman doyasıya görüşürüz" diye cevap veriyordu.

Sonra yeniden geçti direksiyonun başına. Yolda giderken, önünde yavaş yavaş ilerleyen bir arabayı sollamak istedi. Çünkü hem ağır ilerliyordu araba; hem de bir sağa bir sola kayarak iki şeridi de kaplıyor, her an kaza yapacak gibi görünüyordu.

Sinyalini verip otomobili geçti Ersin. Tam bu sırada, acı acı çalan bir korno sesiyle irkildi. Dikiz aynasından arkasına baktığında gördü, solladığı araçtaki 4 kişinin garip garip el kol hareketleri yaparak bağırdığını. Bir an duracak gibi oldu, sormak istedi "Derdiniz ne?" diye.

ÖNLERİNİ KESTİLER
Ama ablası Semra, sanki olacakları tahmin eder gibi, "Bırak serserileri, yolumuza gidelim" dedi. Ersin de söz dinleyerek bastı gaza. Ama, 34 UY 4185 plakalı arabadaki azrailleri peşlerini bırakmamaya niyetliydi. Onlar da hızlarını arttırmış peşlerinden geliyorlardu.

En sonunda, araba Ersin'in otomobiline yetişti, önüne geçerek durdurdu. Ersin, arabadan indi, konuşmak için. "Bu kadar büyütecek ne var, işiniz gücünüz yok mu?" diye başladığı konuşmasını bitiremedi. Diğer otomobilden inen 4 kişi tekme tokatlarla kestiler sözünü.

Ama, bu kadarla bırakmayacaktı şehir eşkiyaları estirdikleri terörü. Silahlarını çektiler, art arda ateş ettiler. Tek hedefleri düşman gibi gördükleri "diğer şoför" değildi ama, arabaya doğru ilerlediler, içinde korkudan büzülmüş 2 savunmasız kadına da ateş ettiler.

Kurşun sesleri yolu inletiyor, ama arabalardan hiçbiri durup 4 eşkiyaya müdahale edemiyordu. Boş kovanlardan sonuncusu da ölümün soğuk tınısıyla, kanla kaplı asfalta düşünce doydu eşkiyaların hırsı. Arkalarına bile bakmadan yürüdüler, arabalarına bindiler ve çekip gözden kayboldular.

NEFES ALIYORDU
Terör rüzgarı biraz dinince durdu ilk araba. Vücudu kurşunlarla delik deşik olan Ersin Akarsu, hala nefes alıyordu. Ablası Semra Akarsu da ayağından yaralıydı ama hala bilinci açıktı. Bütün o dehşeti görmüş, o kabusu yaşamıştı. Kardeşine nasıl kıydıklarını çaresizce seyretmiş, sonra o da hedef haline gelmişti.

YOLDA CAN VERDİ
Apar topar arabalara bindirilip hastaneye yetiştirildiler. Semra Akarsu şanslıydı, hafifti yarası. Ama, kader eşit davranmamıştı kardeşi Ersin'e. O hastanenin kapısından cansız girmişti, yolda kaybetmişti yaşamını.

Ne hayalini kurduğu bayram sabahını yaşayacaktı, ne de terhis olup yeni yaşamını kurabilecekti. Sıcacık yatağı yerine, soğuk morgun buz gibi sedyesindeydi bedeni. Ona kıyanlar, yaşamını karartanlar ise ellerini kollarını sallayarak, belki de yeni kurbanlar dolaşıyordu İstanbul sokaklarında.

KAAN ÖZBEK


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır