kapat

04.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Aman ellerine düşmeyin..

Bir memleket meselesi Siyaset Meydanı'na konu oldu mu bilin ki iş kan dökülme noktasına gelmiş demektir.. Gelmediyse de eli kulağındadır.. Fenerbahçe'nin halleri kötüye gidiyordu.. Siyaset Meydanı hemen olaya el koydu..

Bizim ahali gibi kendi kendine problem yaratan başka bir ahali yoktur.. Temsil biri çıkıp "Şuraya ağaç dikelim, ortam şenlikli olsun.. Altında piknik yapıp rakı neyim içeriz.." dese o saat millet ikiye ayrılır..

Yarısı "çam dikelim" derken, diğer yarısı "Hayır kavak olsun.." diye tutturur.. Sonunda birinden biri diğerine ağır bir laf eder.. Küfürü yiyenlerden birinin aklına "Bunlar vakti zamanında benim köpeği de taşlamıştı.." olayı gelir.. Gider evden Alman kırması tüfeği alır..

Çat! Çat! İki ölü, üçbeş yaralı orta yere saçılır..

Ortalığın kan gölüne dönmesine yanmam da bu tür hengamelerde ağaç dikme meselesinin kaynayıp gitmesine yanarım..

ooo

Birileri çıkıp "Kurban nasıl kesilmeli?" tartışmasını başlattığında aklıma ilk gelen bunlar oldu.. Kendi kendime "Eyvah" çektim..

- "Bu işten dehşetli niza çıkar.." dedim..

Lakin köşe yazarı olaraktan müdahale etmekte belli ki geç kalmışım.. Çünkü bizim ATV'nin Siyaset Meydanı adlı programının işletmecisi Ali Kırca arkadaşımız meseleye el attı bile..

Bu başka meydan..

Ali Kırca bir meseleye el attı mı bileceksiniz ki o iş sarpa sarmak üzeredir.. Gerçi "Siyaset Meydanı" farklı bir meydandır.. İnsanlar konuşa konuşa anlaşsın, fikriyle kurulmuştur..

O bakımdan Kırkpınar Meydanı'ndan ayrılır.. Fikirlerini kapıştırmak için oraya gelen düşünce pehlivanları Kırkpınar'da olduğu gibi yağlanmazlar.. Takım elbiseleri ile otururlar..

Ali Kırca orta yere dikilir.. Yüzüne en derin ifadelerden birini takar.. Elindeki kağıtları kavuşturduğu kollarının birinden dışarı taşırıp, boynunu kıraraktan konuşur..

Zaten kadın hayranları da Ali'nin en çok boyun kırmasını severler.. O'nun boynunu bükmesinden "Beni izlemezseniz kalbim kırılır.." meali çıkaran hanım izleyicilerin yüreklerinin yağı erir..

Ali'nin çok duygulandığı zaman takındığı bir ifade daha vardır ki ben daha buna dayanabilen bir kadın yüreği duymadım..

Boynunu kırar, kollarını kavuşturur, yüzünü döker ve tam bu sırada alt dudağını dişlerinin arasına alır..

Üst dudağı da samur postu gibi bıyıkla kaplı olduğundan çenesine kadar sarkar.. "Felek ile muhabbetim hoş değil.. Dargın mıyız barıştık mı kim bilir.." der gibi bakar ki bir sıfata bundan daha duygusal ifade verilemez..

ooo

Lafı nereye getireceğim?

Bir memleket meselesi "Siyaset Meydanı"na konu oldu mu bilin ki iş kan dökülme noktasına gelmiş demektir.. Gelmediyse de eli kulağındadır..

For example Fenerbahçe'nin halleri kötüye gidiyordu.. Siyaset Meydanı hemen olaya el koydu.. Aklı erenleri topladı.. O bir laf etti, öbürü altta kalmamak için iki laf etti.. Gece yarısından sonra 03.00'e kadar konuştular..

Sonunda toplanan lafların sadece Fenerbahçe'yi değil, üç dört futbol takımından başka Trafik Vakfı'nı da kurtaracağına hükmedip dağıldılar.. Meydan'ın bu özelliğini bilmeyenler "Tamam, bizim takım bu sefer kurtuldu.." deyip rahatça uyudular..

Yazı Müdürümüz Erdal Şafak Fenerbahçe bağımlısı olduğundan Siyaset Meydanı'ndaki tesbitlere en çok o sevindi.. Hatta takım Gaziantep'e giderken Erdal önüne gelene "beş beş.." işareti yapıyordu..

İçine doğmuş demek ki.. Ama bebek ters geldi.. Beş taneyi yiyen Fenerbahçe oldu.. En çok da Erdal Şafak şaşıp "Allah Allah.. Bu takımı daha önceki gece kurtarmıştık.." diye bir eyyam söylendi..

Entellerin oyunu..

Beni sorarsanız, Siyaset Meydanı'nın diline düşen mevzuların başına gelenleri bildiğimden hiç şaşmadım..

Ama bu zaman zaman yüreğimin hoplamayacağı mânâsına gelmez.. Nitekim "davar tartışması" başlayınca böyle oldum..

Şimdi haklı olarak "Kardeşim, bu ahali yüzyıllardır koyunu aynı şekilde kesiyordu.. Neden bu saatten sonra memleket meselesi oldu?" diye soracaksınız..

Ben de cevap vermeyip yüzünüze boş boş bakacağım..

Çünkü bu soruya cevap vermesi gereken ben değilim.. Entel takımı.. Çünkü kurban meselesini tartışmaya açıp memleketi ikiye bölenler onlar..

Entel, dediğin zaman bir duracaksın.. Bu tür dışardan bakıldığında "Kuru ağaca söyler gazel.. Kendi okur kendi yazar.." gibi durur ama aslında hiç de öyle etkisiz değildirler..

Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşmesi gibi bunlar da durduk yerde fikir icat edip tartışmaya açarlar.. Önce orta yere bir zarf atarlar.. Mesela biri çıkar "Acaba kurban ettiğimiz koçların da duygusu olduğunu biliyor muydunuz?" diye sorar..

Ondan sonra ayıkla pirincin taşını..

Gazeteci milletine de mevzu lazım.. Hemen gidip bir psikiyatrist bulup, kurbanlık koçun duyguları üzerine konuştururlar..

ooo

Psikiyatrist milletinin de medya esnafından farkı yoktur.. En büyük merakları da gazetelerde resimlerinin çıkması olduğundan hemen fikir beyan ederler.. Bir tanesi çıkıp da;

- "Bizim işimiz insanla.. Koçların ruhsal dünyası ile ne alakamız var.." demez..

Tam tersine "Koçların da insan gibi fikri vardır.. İnsanları bir şeye benzetmek icap ederse düşünce olarak en yakın oldukları türün davar cinsi olduğunu söyleyebiliriz.." deyip işin içinden çıkarlar..

Evet.. Bu tarif belki bazı tanıdıklarımız için doğru olabilir ancak insanlığın tamamını kapsamaz..

Tapu tahsis belgesi büyüklüğünde koca koca diploması olan adamların böyle konuştuğu bir ortamda itiraz etmeye kim cesaret eder.. Enteller vermiş gazı, psikiyatristler fetvayı dayamış.. Siz istediğiniz kadar davar kısmının insana uymadığını anlatmak için;

- "Melemezdir melemez, tandır başı gelemez.." diye konuşun.. Kimse kulak asmaz.. Sonunda mevzu Siyaset Meydanı'nın diline düşer..

Yarın: Eeee! Sonra ne olur?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır