Galatasaray ve Filistin askýsý
Galatasaray'ýn Perþembe akþamý iki olaðanüstü güzel golle devirdiði Dortmund, son haftalarda yaþadýðý sýkýntýlara raðmen Avrupa'nýn en güçlü takýmlarýndan biri. Hem Þampiyonlar Ligi'ni kazanmýþ, hem de Dünya Kulüpler Kupasý Þampiyonasý'ný. Çok ihtimal dýþý bir talihsizlik olmazsa, Galatasaray bu Alman takýmýný 9 Mart'ta Ali Sami Yen Stadý'nda yapýlacak ikinci turda eleyerek, UEFA Kupasý'nda çeyrek finale yükselecek.
Üstelik, Dortmund Teknik Direktörü Kraussa bakýlýrsa, Galatasaray dördüncü turun ikinci bacaðýný da atlarsa, rahatlýkla "finale" çýkabilir.
Bir tur önce de Ýtalyanlar'ýn Bologna takýmýný saf dýþý býrakan Galatasaray'ýn baþarýlarýnýn hiç de tesadüfi olmadýðýný hem Türkiye biliyor hem de dünya...
Derwall'i anmak
Çaðdaþ dünyanýn çok önemli bir parçasý olan Avrupa Birliði'ne ezeli rakibi Yunanistan karþýsýnda aðýr bir hezimete uðrayarak hâlâ katýlamamýþ olan ve düne kadar "demir perde ülkesi" diye aþaðýlamaya çabaladýðý Polonya'dan da sonraya kalarak, bekleme odasýný Malta ile paylaþan Türkiye'nin bu "futbol baþarýsýný" galiba daha yakýndan izlemek gerekmekte...
Bir ülkedeki kurumlarýn geliþmiþlik düzeylerinin farklý olamayacaðý genelde kabul görür. Toplumlarýn tüm organizmalarýnýn "bileþik kaplar" gibi ayný düzeyde olduðu söylenir. O halde, Avrupa Birliði'ne girmeyi, "muassýr medeniyet seviyesi"ne ulaþma þiarýna karþýn baþaramadýysak, Galatasaray Avrupa futbol devlerini tekrar tekrar nasýl devirmekte?
Türkiye hiç bir zaman dýþa açýk bir ülke olamadý ama galiba Galatasaray, ünlü Alman hoca Derwall döneminden baþlayarak yeryüzüne çok daha baþarýyla açýldý.
Enerjisini akýl ile birleþtirdi. Tekniði geliþtikçe, kendine güvenini pekiþtirdi. Dýþ dünya ile yapýlan maçlar arttýkça, "onlardan" korkulmamasý gereðini kavradý.
Üstelik þimdiki mali krizine raðmen, parasýný dünyadan kazanmaya baþladý. Ankara'da, devletten geçinmeli olmadý. Yeryüzüne açýk her sektör gibi Türkiye'yi aþtý. Nitekim, yerel lige sýðamamasý bundan.
Futbol ve devlet
Turizm gibi inþaat gibi Türkiye'nin dýþ dünya ile irtibatlanmýþ sektörleri ortalama geliþmiþlik düzeyinden daha ileride. Zaten yeryüzüne baktýðýmýzda, piyasa ekonomisini uygulayarak dünyanýn parçasý haline gelip de, kalkýnmasýný tamamlamamýþ hiç bir ülke yok. Dýþa açýklýk, ekonomik kalkýnmanýn vazgeçilmez bir ilkesi... Nitekim buna riayet edenler kanatlanýr iken, diðerleri yerinde sayýyor.
Futboldaki Galatasaray baþarýsýný ne yazýk ki, toplumun tüm alanlarýnda, özellikle de ülkenin "en üst örgütü" olan devlette göremiyoruz. Hatta tam tersine, dünyaya açýlmaya ve baþarýlý olmaya direnen bir devlet örgütlenmesi var.
Futbol takýmýnýn UEFA Finali'ni oynamasýnýn çok da þaþýrtýcý olmadýðý bir ülkede, karakoldan "Filistin askýsý" çýkmasý, devletin "kapalý kapýlar" ardýnda iþ çevirmeyi beceri sanmasýndan dolayý çürümekte olduðunu göstermekte.
Babadan kalma usüller ile çocuklarý "falakaya" yatýran bir güvenlik sisteminin de, yeryüzüne açýlan Galatasaray örneðinden alacaðý çok ders var.
Türk usulü çözüm
Devletin, nasýl gizli saklý iþ çevirdiðinin en güzel örneklerinden biri, bu Filistin askýsý.
TBMM Ýnsan Haklarý Komisyonu, 267 mahkžm çocuk ile görüþerek iþkence skandalýný ortaya çýkardý. Karakoldaki gizli iþkence odalarýnýn yerini onlar tarif etti.
Yeryüzü ile bütünleþerek saydamlaþmanýn baþarý getirdiði günümüzde, iþkence edilen bu çocuklar Küçükköy Karakolu kayýtlarýnda nezarethanede usulüne uygun süreler içinde tutulmuþ görünmekle kalmýyor, bir de doktorlarýn "darp yoktur" türündeki yalan raporlarýnýn kurbaný oluyordu.
Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin "hukuk devleti" olduðunu iddia eder. Ýnsan Haklarý Komisyonu ise, bunun böyle olmadýðýný ortaya koyuyor. Komisyonun açýða çýkardýklarý sadece Küçükköy Karakolu'nda iþkence yapýlmasýyla ve bunu saklayan resmi yalanlarla sýnýrlý deðil. Ayný Komisyon 1998 yýlýnda da Marmaris-Armutalan Karakolu'nda elektrik vermeye yarayan manyetolu telefon, falaka ve Filistin askýsý bulmuþtu. Ancak o zaman deneyimleri fazla olmadýðýndan delilleri zaptetmemiþti. O nedenle de Ýçiþleri Bakanlýðý baþlattýðý soruþturmayý "delil bulanamadýðý" için kapatývermiþti.
Açýklýk konusunda, Galatasaray ne ise, Ankara da tam tersi.
Yarasa gibi
Çocuklara iþkence yapýp, kayýtlarda bunu saklayan "hukuk devleti," acaba, halkýn çok ihtiyaç duyduðu evrensel düzeylerdeki baþarýlarý saðlamak için Galatasaray örneðini takip ederek, Avrupa Birliði ilkelerini açýk yüreklilikle yerine getirecek mi?
Yarasalar gibi gizli iþkence odalarýný mý tercih ederek toplumsal krizleri yoðunlaþtýracak, yoksa aydýnlýða çýkarak ülkenin özgürlük ve zenginliðini mi saðlayacak?
Yol ayrýmýndayýz galiba.
Diyarbakýr Belediye Baþkaný Feridun Çelik "Jandarma Alay Komutanlýðý'na götürüldüðümüzde neler olduðunun ayrýntýlarýna girmek istemiyorum. Birtakým kötü muameleler oldu ama bunlarý yaþanmamýþ kabul ediyorum" dedikten sonra, sorguda birisinin "Býrakýn bu demokrasiyi. Avrupa demokrasisi buraya hiçbir zaman gelmeyecek" dediðini naklediyor.
Diyarbakýr'da seçilmiþ insanlar tutuklansa da, demokrasi düþmanlýðý yapýlsa da, Küçükköy Karakolu'nda gizli iþkence odalarý bulunsa da, biz bunlarýn aðýr aðýr geçmiþe gömülmekte olan bir Türkiye'nin resimleri olduðuna inanýyoruz.
Nitekim Galatasaray'ýn tur atlayýp, çeyrek finale yükselmeye hazýrlandýðý bir baþka dinamik Türkiye daha var. Üstelik o Türkiye evrensel ölçüleri benimseyip dünyayla rekabet ederek daha güçlü bir hale geliyor.
Filistin askýsýnýn geçmiþte kalan Türkiye'nin, Galatasaray türü baþarýlarýn da gelmekte olan Türkiye'nin resmi olmasýný diliyoruz.
Dileklerimizin gerçekleþeceðine olan inancýmýz ise bütün olumsuzluklara raðmen her gün biraz daha güçleniyor.
