kapat

04.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Ruh eksik..

Hükümet dün özelleştirme programına güven ve saygınlık kazandıran bir iş yaptı ve POAŞ'taki hissesini sattı.

Petrol Ofisi'nin (POAŞ) yüzde 51 hissesi, şeffaflık adına örnek bir ihale sonunda devlete 1 milyar 260 milyon dolar kazandırdı.

Bu iyi bir bedeldir.

2000 yılında 7,6 milyar dolarlık özelleştirme hedefleniyor. Hedefin gerçekleşmesi, enflasyonla mücadeleyi içeren ekonomik istikrar programının başarısı için çok önemli.

Özelleştirme, rekabet yoluyla fiyat ve hizmet kalitesini yükselten, üretimi teşvik edip haksız kazançları önleyen ve sonuçta gelir adaletini sağlayan bir alettir.

Türkiye'de devletin ekonomideki payı yüzde 50'nin üstünde, Avrupa'da yüzde 11-12..

Bizdeki yapı üretmeyi değil, soygunu ve yağmayı örgütlüyor. Ekonomiyi yöneten siyasetçi hesabını hep oy kaygısı ile yapıyor. Siyasetçiyi alacağı oy ilgilendiriyor.

KİT'lerde işçilerin ücret artışları, bu yüzden üretim artışının daima önünde gidiyor. Zararlar da, borçla ve ciğerimizi söker gibi alınan vergilerle kapatılmaya çalışılıyor.

Şimdi önemli olan özelleştirmelerin hızla tamamlanması ve elde edilen parasal kaynağın yağma düzeninde kaybedilmemesidir.

Yağma düzenini bitirme önceliği kaybedildiği takdirde, özelleştirme paraları buhar olur ve parmak izi bile bulamayız..

Bunun için, yaptığı işin doğruluğuna iman ölçüsünde inanmış bir hükümet lâzım. Oysa iktidar kabahat işlemiş çocuklar gibi sessiz. Bu kompleksin atılması ve halkın iyi işler yapıldığına inandırılarak umutlandırılması ve heyecanlandırılması gerekiyor.

Özelleştirme, demokratik bir toplum oluşturmanın da anahtarıdır.

Devletin kontrol ettiği bir ekonomide siyasete bizdeki gibi yağmacılar üşüşür.

Siyasetin temiz ellere geçmesi, ancak devletin ekonomiden elini çekmesi ile mümkün olacaktır.

Hükümetin bu ruhu topluma verecek insanlara ihtiyacı var.

Ekonomiyi yöneten bakanlar ya rollerini oynamalı veya değiştirilmeli!

İki haber..

Meclis İnsan Hakları Komisyonu, İstanbul'un Küçükköy Karakolu'nda "Filistin askısı" buldu.

İstanbul Gaziosmanpaşa'da 5 yıl önce meydana gelen ve 22 kişinin ölümü ile biten olayların sanığı 20 polisin yargılaması sonuçlandı ve içerde kimse kalmadı.

İnsan merak ediyor: Adalet uğruna, suçluları bulmak adına masum insanlara bile karakolda eza çektiren bu düzende niçin bu kadar çok faili meçhul birikiyor?

Hedefimiz Avrupa Birliği..

Hayalimiz şeffaf karakollar.

Ama gerçeğimiz poliste işkence ve adalet duygusunun tatmin edilemediği mahkemeler..

Adını sakladığı İngiliz diplomat, Fatih Çekirge'ye doğruyu söylemiş:

"Bu aslında Filistin askısı değil, Avrupa askısıdır. Hani sürekli olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği adaylığı askıya alınır ya, o askı işte karakoldaki bu askıdır!"

Adalet mülkün -yani devletin- temeli ise, devleti temelden yeniden inşa etmemiz gerekiyor. Yoksa..

Yoksa başımıza yıkılacak!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır