kapat

22.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Şeriat light?
İran'daki milletvekili seçim sonuçlarında ortaya reformcuların ezici üstünlüğü gibi bir tablo çıkınca akla şu soru geldi: İran'da karşı devrim mi oluyor, yoksa yalnızca 'light' evrim mi...

İran'da yapılan milletvekili seçimleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de büyük yankı yarattı. Türk basınının bir bölümü seçim sonuçlarını reformcuların büyük zaferi, İran Devrimi'nin sonu mantığıyla verirken, diğer bölümü de İran'da değişen birşey olmadığını vurguladı. Batı basını ise meseleye daha soğukkanlı yaklaştı. Peki gerçek ne? İran'da ne oluyor? Ayetullah Humeyni'nin 1979'da gerçekleştirdiği İslam Devrimi yıkılıyor mu, yoksa kapitalist global dünyaya ayak uydurarak devam mı ediyor?

MOLLALAR ÜSTÜN
İran seçimlerinin analizinin yapılabilmesi için ülkenin yönetim biçimini, organlarını, anayasasını bilmek, tanımak gerekiyor. Yapılan seçimler yalnızca milletvekillerini parlamentoya taşıyor, anayasayı ve sistemi değiştirmiyor. Taha Akyol'un dün köşesinde aktardığı gibi İran'da dayanağını Şii gelenekten alan "Velayet-i Fakih" kurumu, yani ayetullah, fakih, imam gibi ünvanlara sahip Şii din bilginleri, parlamentonun ve Cumhurbaşkanı'nın üstünde. Dolayısıyla son sözü mollalar söylüyor. Parlamento, adeta İslam rejiminin göstermelik bir kurumu niteliğinde. Seçime girecek adayları onaylayan ve beğenmediği adayları veto eden Meclis-i Hibgeran, yani Bilirkişiler Meclisi ve parlamentonun çıkardığı yasaları denetleyen Şura-yı Nigehban, yani Denetçiler Kurulu sistemin ayrılmaz parçaları.

SİYASİ PARTİ YOK
Meclis-i Hibgeran'ın dört yıl önceki seçimlerde adayların yüzde 44'ünü veto etmesine rağmen bu oranın son seçimlerde yüzde 8'de kalması, Taha Akyol'un yorumuyla "demokrasinin teokratik kurumları sınırlamaya başladığının" bir göstergesi. Fakat bu "sınırlamayı" İslam karşıtı devrim olarak yorumlamak hayalin ötesinde bir anlam ifade etmiyor. Bilirkişiler Meclisi'nin, son seçimlerde adayların büyük çoğunluğunu onaylaması şu anlama geliyor: Adaylar rejim için tehlikeli değil.

İran'da siyasi parti yok. Ilımlı, değişimci, reformcu, liberal tanımlanan kişiler de referanslarını İslam'dan alıyor ve Humeyni'nin devrimi temelleri üzerine kurduğu Şii bakış açısının kriterlerine sahip. Yani İran'da reformcular da aslında şeriatçı. Değişimcilerin lideri olarak görülen Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin de kişiliği ve geçmişi bu noktada önemle ortaya çıkıyor.

HATEMİ DE MOLLA!
Milli Gazete yazarı Resul Tosun dün köşesinde Hatemi'nin İran İslam Anayasasına bağlı bir "molla" olduğunu dile getirdi. Hatemi'nin dünyaya kapalı kalmanın, ülkesini dünyadan koparmanın bir işe yaramayacağını gören bir molla olduğunu kaydeden Tosun, "O da cübbe giyip sarık sarıyor. O da İran İslam Cumhuriyeti'nin anayasasına bağlı. Eğer bizim basının diliyle söylemek gerekirse o da dinci. Ama akıllı insan. Kendine güveniyor, ülkesine güveniyor, halkına güveniyor" diye yazdı.

Tosun, İran'da yaşananların laikliğin zaferi olmadığını vurgulayarak, "Hatemi, islami düşünce içinde yeni bir boyutu temsil ediyor ve İran bu bağlamda İslam dünyasının bir adım önüne geçiyor. Oy kullansaydım ben de Hatemi'ye verirdim" diyor.

DAHA YOL UZUN
Son seçimlerle İran radikal bir dönüşüm yaşamayacak belki ama ortaya çıkan sonuçlar İran halkının değişim dönüşüm isteklerinin bir dışavurumu olarak beliriyor. İran devrimi sınıfsal bir zemine oturmuyor. Sınıfsal olmayan bu devrim, gerçekleştiği günden bugüne sürekli bir evrim içerisinde. Yasalar değiştirilmeden bir kenarda dururken kalabalıklar, özellikle kadınlar ve gençler daha büyük bir cesaretle, kuralları aşındırma yolunu tutuyor.

Türkiye'de insanlar İran'da yaşananları görmek istedikleri gibi görüyor. Sonuç olarak diyebiliriz ki İran, yaşadığı son seçimle değişim basamaklarında yalnızca bir adım daha attı, yürüyüşünü bitirmedi.

HABER MERKEZİ

İŞTE ASPARAGAS İŞTE GERÇEK
atv'nin beğenilen programı "Haberci" bu hafta izleyicileri İran'a götürüyor. İran'ın günlük yaşamından kesitler sunulan Haberci'de, 'çarşafsız' kayak yapan İranlı kadınların görüntülerine de yer veriliyor. Geçtiğimiz günlerde Erzurum Palandöken'de erkeklere çarşaf giydirilerek "İranlı turistler kayak yapıyor" diye asparagas haber yapılmıştı (en sağda). Coşkun Aral Haberci programı için gittiği İran'da kadınların çarşaflı kayak yapmadığını belgeledi (yanda).


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır