kapat

21.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Yargıtay dökülüyor
Maddi imkansızlıklar nedeniyle adaletin en yüksek kurumu olan Yargıtay'ın mensupları son derece zor şartlarda çalışıyor. İşte Aziz Nesin'lik örnekler...

Abdullah Öcalan'ın idam kararından, trilyonluk miras davalarına kadar her yıl yaklaşık 500 bin dosyanın temyiz incelemesini karara bağlayan Yargıtay, yokluklar içinde adalet dağıtmaya çalışıyor.

1938 yılında inşa edilen ve bakımsızlıktan adeta harabeye dönen tarihi binada, zor şartlar altında görev yapan hakim ve savcıların durumu, mizah yazarlarına konu olacak kadar trajikomik.

Her biri mesleklerinin zirvesine ulaşmış 238 Yargıtay üyesi, 380 tetkik hakimi, 100 Cumhuriyet savcısı ve yaklaşık 800 idari personel, tüm olumsuzluklara rağmen özveriyle görev yapmaya çalışıyorlar.

Vicdanları ile cüzdanları arasında sıkışıp kalan ve 8 metrekarelik odalarda adalet terazisini dengelemeye çalışan yüksek yargıçlar, kapılarını SABAH'a açtı. İşte yokluklar ülkesi Yargıtay'ın içleracısı fotoğrafı.

HER SABAH İŞKENCE
Günlerden pazartesi. Saat 08:30. Kamyondan bozma 1991 model "Otokar" marka otobüsler gürültüyle Yargıtay binasının önüne geliyor. Tıkabasa dolu araçlardan ak saçlı, sinekkaydı traşlı insanlar, kıyafetlerini düzelterek iniyorlar. Yaşları 55 ile 65 arasında değişen otobüs yolcuları, biraz sonra cübbelerini giyip kürsüye çıkacak ve adalet dağıtacaklar. Her biri usta yargıçlardan oluşan Yargıtay üyelerinin eve dönüş işkencesi ise aynı otobüslerle saat 17:30'da başlayacak.

Yargıtay'da 21'i hukuk, 11'i ceza dairesi olmak üzere 32 dairede görev yapan 238 Yargıtay üyesinden sadece daire başkanlarının makam otomobili var. 32 daire başkanının dışındaki Yargıtay üyeleri ise görevlerine ya özel otomobilleriyle ya da servis otobüsleriyle geliyorlar. Daire başkanlarına tahsis edilen otomobiller ise modelleri 1985 ile 1990 arasında değişen ve sık sık arızalanan "Renault" marka steyşın araçlar.

Naci Ünver, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Başkanı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin eski başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin eski başkanı Şükrü Karatepe hakkındaki mahkumiyetlerin "onama" kararlarında imzası bulunuyor.

BENZİN PARASI CEPTEN
Erdoğan ve Karatepe'yi cezaevine gönderen "onama" kararlarından sonra çok sayıda tehdit aldı. Ünver'in Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından tahsis edilen koruma ekibi var. Ünver'in makam otomobili 1989 model "Renault 12". Koruma ekibinin altında ise son model "Renault Europe 19" bulunuyor. Naci Ünver'in makam aracının benzin giderleri için Yargıtay bütçesinden verilen para ise ayda 30 milyon lira. Bu para, Naci Ünver'in makam otomobilinin ancak 15 günlük benzinine yetiyor. Ünver, ayın geri kalan 15 gününde ise makam aracının benzin giderini cebinden karşılıyor.

Naci Ünver'in, 1989 model makam aracı ve bu araç için verilen aylık 30 milyon liralık benzin parasıyla ilgili yorumu oldukça sert. Ünver tepkisini, "Birçok kamu kurum ve kuruluşunda bizim konumumuzun çok altında kişiler, araba ve benzin saltanatı sürerken, Yargıtay Daire başkanlarına 1989 model otomobil ve bir depo benzini layık görenleri düşünmeye çağırıyorum," sözleriyle dile getiriyor.

ALOYA DA FREN
Yargıtay üyelerinin önde gelen sıkıntılarından biri de, telefon görüşmelerine getirilen sınırlama. Yargıtay Başkanlığı, her üyenin odasına bir telefon tahsis etmeyi başarmış, ancak bütçe olanaklarının yetersizliği nedeniyle telefon faturalarının karşılanmasında ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Yargıtay Genel Sekreterliği sorunun çözümü için en klasik yöntem olan "sınırlama" formülünü uyguluyor. Telefon görüşmeleri için belirlenen maksimum sınır 10 milyon lira. Yani her üyenin ayda 10 milyon liralık "alo" deme hakkı bulunuyor. Telefon faturası, 10 milyon lirayı geçerse, bu rakamın üzerindeki tutar Yargıtay üyesinin cüzdanından çıkıyor. Telefon görüşmelerinin ağırlıklı bölümünü ise dava dosyalarıyla ilgili olarak yerel mahkemelerle yapılan konuşmalar oluşturuyor.

DOSYALAR TRAFİĞE GİRDİ
1938 yılında dönemin şartlarına göre inşa edilen Bakanlıklar semtindeki Yargıtay binası, her geçen gün artan iş yükü ve personel sayısı karşısında, artık ihtiyacı karşılayamaz durumu gelmiş. Ana binanın yükünü hafifletmek için aynı bölgede devreye sokulan ek bina ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kullanılıyor. Ancak, iki bina arasından Başkent'in en yoğun araç trafiğinin yaşandığı meşhur Vekaletler Caddesi geçiyor.

Temyiz dosyalarının ana binadan, Cumhuriyet savcılarının bulunduğu ek binaya götürülüp getirilmeleri ise, Aziz Nesin'in hikayelerini anımsatıyor. El arabaları kullanılarak yapılan bu işi, Yargıtay'ın hizmetlileri üstlenmiş durumda. İdam kararlarından trilyonluk miras davalarına varana kadar 10 binlerce dosyayı, ilkel yöntemlerle taşıyan hizmetliler, Vekaletler Caddesi'ni geçişte trafik canavarına karşı adeta slalom yapıyorlar.

Hakkındaki "ölüm" cezası Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onanan, PKK terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ın dava dosyası da, aynı maceralı yollardan geçerek karara bağlanmış. Başbakanlık ve Bakanlıkların burnu dibinde yaşanan bu yolculuk sırasında hizmetlilerin ve dava dosyalarının, kim vurduya gitmemeleri ise işten bile değil.

KATİL ASASÖR
62 yıllık binanın asansörlerine binmek ise yürek istiyor. Yarım asrı devirmiş hukuk ustalarının büyük bölümü, kendileriyle yaşıt asansörlere güvenmek yerine, yorgun ayaklarına güvenip merdivenleri tercih ediyorlar. Kaynak yetersizliği nedeniyle değiştirilemeyen ve sık sık arızalanan asansörlerin bir de sabıkası var. 12. Hukuk Dairesi'nin eski Başkanları'ndan Burhan Cahit Kadılar, 1994 yılında Yargıtay'da çıkan yangında, asansörde kalarak dumandan zehirlenip can vermişti.

BİR GARİP BİNA
Yargıtay binasının kaç katlı olduğu sorusunun yanıtını bulmak ise oldukça zor. Çünkü binanın her bölümündeki kat sayısı değişik. Yargıtay Genel Sekreteri Uğur İbrahimhakkıoğlu'nun, "Çok katlı labirent" diye tanımladığı binanın, Atatürk Bulvarı'na bakan bölümü dört kattan oluşuyor. Binanın Başbakanlık çephesi ise iki katlı. Yargıtay'ın binasının ortasındaki bölüm ise kimilerine göre 6, kimilerine göre 5 katlı. Binanın "kat bilmecesi" gerçekten de içinden çıkılır gibi değil. İş yükü ve personel sayısındaki artış nedeniyle binaya yapılan eklemeler sonucunda bu "çok katlı bir labirent" oluşmuş durumda.

YARIN
Öcalan davasının onama kararları neden emanet koltuklardan açıklanmak zorunda kalındı?

Bodrum katında çalışıp, güneş yüzü görmeyen savcılar, hangi önemli rolleri oynuyorlar?

Koca kurumun bahçesinde neden kendileriyle alakası olmayan bir kuruluşun bahçıvanı çalışıyor?

ERSİN BAL


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır