Genelkurmay Başkanlığı'nda, tertemiz koridorları geçip girdiğimiz bir odada yaptığımız görüşmenin bugün yeni boyutlarını size anlatmaya çalışacağız..
Ancak, önce Hizbullah konusunda bir noktayı açıklığa kavuşturalım ki kafalar karışmasın ve de yanlış bilgi edinilmesin: Türk Hizbullah'ı ile, Lübnan'daki Hizbullah arasında bir ilişki yoktur.. Birbirlerine isim dışında hiç benzemezler.. Bizdeki Hizbullah ülkemizde bir şeriat devleti kurmak istiyor. Son birkaç gündür yaşadığımız olaylardan sonra "Türkiye'de irtica tehlikesi yoktur" diyenlerin kulakları çınlasın.. Hâlâ yok mu diyeceksiniz merak ediyoruz?
Lübnan'daki Hizbullah'ın ise böyle bir derdi yok. Yani Lübnan'da şeriat devleti filan kurma niyetinde değiller.. Onlar İsrail'i ortadan kaldırma hayali içinde, bu ülke ile akıllarını bozmuş, ikide bir kuzey İsrail'e Katyuşa atıyor, bombalı saldırı düzenliyorlar.. Bu konuya burada bir nokta koyalım ve dönelim Genelkurmay'daki toplantımıza..
Türkiye'nin Amerika ile ilişkilerinin askeri boyutunu da konuştuk bu toplantıda.. Generallere sorduk:
"Amerika ile hem çok yakın ve sıcak bir işbirliğiniz var, hem de Amerika sizin almak veya ortak üretmek istediğiniz bazı silah sistemlerini size vermiyor. Bu çelişki değil mi?
Şu cevabı aldık:
"Amerika, 1'inci nesil denilen silahları kimseye vermez. İngiltere'ye bile vermez. Örneğin, Komançi helikopterleri, örneğin radarların göremediği özel bir teknoloji ile yapılmış uçakları.. Amerika ancak 2'nci nesil, yani bir geri model olan silahları verir.. Bunları doğru değerlendirmek lazım.. Sonra bir konu daha var; biz ABD'den Patriot füze sistemlerini istemedik. Siz ise tersini yazdınız.."
Bizim Amerikalı kaynaklarımız, Türkiye'nin ABD'den Patriotları istediğini, ABD'nin ise vermediğini söylemişlerdi. Generaller ise bunun doğru olmadığını söylemiş oldular..
Ardından generallere, Amerika ile İsrail'in ortak üretimi olan Arrow füzeleri ile ilgili bir soru yönelttik. Bu konuda da ABD'nin onayı gelmedi.. Cevapları şu oldu:
"Bir sistemi almadan önce, aramızda oturup konuşuruz. Bu sistemi alalım mı almayalım mı deriz. Eksisi artısı bir araya gelir. Şimdi Arrow sisteminde bir bataryanın fiyatı 200 milyon dolar. İsrail toprak olarak küçük bir ülke olduğu için onlara az sayıda batarya yeter. Ama Türkiye kocaman bir ülke. 10 tane almaya kalksak 2 milyar dolar gerekiyor.. Yani satın almak çok pahalı.."
Sonra Türkiye'nin çevresindeki füze tehdidi geldi gündeme.. Ülkeler bazında baktık biraz.. Ama bu bölüm yazılmamak kaydı ile konuşulduğundan ayrıntıları veremiyoruz.. Devlet sırrı kategorisine giriyor..
Ama şu bir gerçek ki, Türkiye'nin "Hava Savunma Sistemini" güçlendirmesi gerekiyor..
Sonra lazer teknolojisi masaya geldi. Burada mesafe almış durumdayız.. İlgili mühendislerimiz önemli işler başarmışlar.. Onları kutlarız..
Sonunda geldik Türkiye ile İsrail arasındaki son tartışmaya. Sorduk:
"Türkiye, İsrail ile birlikte bölgesel güç olduğunun üzerinde durulmasını istiyor. İsrail ise, zaten bölgesel gücüz bunu ilan etmeyelim noktasında duruyor. Ne dersiniz?"
Birbirlerini bakıp güldüler sonra da "Bu politik bir konu. Buna biz cevap vermeyelim, siviller versin" dediler..
Görüşme biterken bir noktayı ısrarla vurguladılar. O da şu idi:
"Bizim 1000 tane tank ve 145 saldırı helikopterini hemen almamız söz konusu değil. 15 yıllık bir süreç bu.. Kaldı ki, çevremiz değişirse, bunları bu sayılarda almayabiliriz de..."
Durum bu sayın okurlarımız.. İşte bizim sorularımız, işte generallerin cevapları.. Askeri konulara ilerde de değineceğiz..
