kapat

21.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Mahallede dehset
Hasippaşa Mahallesi sakinleri, Ramazan'da et dağıtan komşularının Hizbullah militanları çıkması üzerine korkunç bir şüpheye kapıldı: "O etler, insan eti miydi?

DEPREMZEDEYİZ" demişlerdi, mahalleye ilk taşındıklarında. Oldukça muhafazakar, ama "iyi" aileler izlenimi uyandırmışlardı. Her gün onlarca ekmek almalarının gerekçesini, "Misafirimiz çok", gece geç saatlerde gelen çuvallarınkini, "Gıda toptancısıyız", kesif leş kokusunu da, "Kanalizasyon borusu patladı" diye açıklıyorlardı. Evin etrafını çarşafla çevirmelerinin bahanesi de kendileri de kara çarşaf giyen kadınlardan geliyordu: "Kocalarımız çok kıskanç."

ÖNCE SEVİNDİLER
Üsküdar Hasippaşa Mahallesi sakinleri, garipsedikleri bu iki aileye, ramazan ayında "kumanya" dağıttıkları zaman sempatiyle bakmaya başlamıştı. Sevap ayında, komşularına kilolarca et dağıtan bu aileler, birdenbire "gerçek müslüman" kisvesini kazanmıştı. Ancak aradan 2-3 ay geçince, bu mazbut insanların, insanları kaçırıp işkenceyle öldüren, sonra da çocuklarıyla birlikte yaşadıkları evin altına gömen Hizbullah militanları ortaya çıktı.

SONRA TİKSİNDİLER
Bu gerçek, mahallelinin aklına, korkunç bir şüpheyi düşürdü: "Bize dağıttıkları etler, gömecek yer bulamadıkları diğer kurbanlara mı ait?" Şimdi, dehşet evinin kazı çalışmalarını, faltaşı gibi açılmış gözlerle izleyen, vahşetin izlerini görmemeleri için çocuklarını evlerine kapatan; ölüm çukurlarından yayılan korkunç kokuyu solumamak için sokağa adım atmaktan çekinen mahalle halkı, birbirlerine bu soruyu soruyor ve cevabı bulmaktan korkuyor.

İÇ KEMİREN SORU
"Ya, dağıtanlara dua ederek yediğimiz etler, işkenceyle öldürülen insanlara aitti ise?" düşüncesi, insanları çılgına çeviriyor, tüylerini ürpertiyor, midelerini bulandırıyor. Ve her şeyden önemlisi, Hizbullah'ın çizdiği bu vahşet tablosunun, bilmeden de olsa, bir unsuru haline geldiklerini düşünen insanlar suçluluk duygusuyla kasılıyorlar.

"YAMYAM MIYIZ?"
Fısıltılarla ifade edilebilen bu "iğrenç bir şey yapmış olma hissi" önce dedikodu kazanında kaynıyor, sonra, aynı o zavallı insanlara ait cesetlerden yayılan koku gibi tüm mahalleye siniyor. İnsanların kullanmaya korktukları kelimeler, cümleler beyinleri kemiriyor. Bunlardan en acı vereni ve acil cevap bekleyeni ise şu: "Hizbullah bizi yamyam mı yaptı?"

"NİYE ANLAYAMADIK"
Üsküdar'daki Hasippaşa Mahallesi'nin sakinlerinden Ali Erdemir, evdeki erkeklerin gece geç saatlerde minibüsten siyah poşetler ve beyaz çuvallarla bazı şeyleri eve taşıdıklarını da söylerken, gıda toptancısı olduklarını söyledikleri için bu poşet ve çuvallar içerisinde gıda maddeleri olduğunu sandıklarını ifade ediyor. Ve inanmışlığın öfkesini yaşıyor.

CESETLERDE EKSİK YOK
Bu arada Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemede, Üsküdar'daki dehşet evinden çıkartılan 10 cesetin, herhangi bir uzvunun koparılmadığı, eksik parçalarının bulunmadığı belirtiliyor. Yetkililer, cesetlerden "bir mahalleye dağıtılacak kadar" et parçası kesilmediğini vurguluyor.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır