kapat

16.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CENGİZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


Ciddi pazar şakaları...

Türkiye'nin Avrupa'ya, daha doğrusu AB'ye "mecbur olmadığını" vurgulayanların -ki buna yakın zamana kadar devlet yöneticileri de dahildi- "alternatif" olarak gösterdikleri "Türk dünyası"nın en büyük ülkesi sayılan Özbekistan'da Cumhurbaşkanı seçimleri yapıldı.

Amerika'nın Özbekistan cumhurbaşkanlığı seçimlerini "özgür, dürüst ve adil bulmadığını" açıklayarak kınadı. Açıklamaya yapan, Amerikan Dışişleri sözcüsü James Rubin, bu açıklamayı yaparken, birdenbire katıla katıla gülmeye başladı...

Rubin'i bu kadar güldüren sebep, Kerimov'un rakibi olarak ortaya çıkan Abdülhafız Celâlov'un seçimlerden önce çıkıp, oyunu kendine değil Kerimov'a vereceğini açıklaması!

Komünist-faşist kırması İslam Kerimov, seçimlerde bir de kendine rakip atamış. Böylece seçimler "demokratik" gözükmüş olacaktı. Rakibi Celâlov ise, "demokratik hakkı"nı kullanarak, oyunu Kerimov'a vereceğini açıklamış. Amerika'nın bunu niye garip bulduğunu tam anlayamadım...

Üstelik gayet de "demokratik" bir sonuç çıkmış. Kerimov, yüzde 90+ (ne demekse) oy ile seçilmiş. İşte burada "incelik" göstermiş; oyların yüzde 100'ünü aldığını ilân etmemiş. Anladığım kadarıyla, diktatörlerin "demokrasi marjı" anlaşılan yüzde 99.8 civarı ile yüzde 90+ arasında gidip geliyor. Mesela Saddam ve Hafız Esad gibileri de tevazu gösterirler ve hiçbir zaman yüzde 100 oy almazlar.

Bakın Türkmenistan'ın bu tür sıkıntıları da yok. Orada, Saparmurat Niyazov (nam-ı diğer Türkmenbaşı) ömür boyu Cumhurbaşkanı ilân edildi zaten.

Özbekistan, Türk cumhuriyetlerinin en kalabalığı. Türkistan'ın "lider ülkesi" o. Bu bakımdan özel önemi bulunuyor. Ülke, altın ve uranyum zengini ama halkı Sovyetler Birliği'nden ayrılıp bağımsız olunmasından bu yana, on yıla yakın süre geçmiş olmasına rağmen halâ pek yoksul. Olsun, Kerimov, "laik Özbekistan"ın güvencesi...

Buna rağmen, daha iki ay önce İstanbul'da zirve toplamış olan AGİT, durumdan memnun değil. Özbekistan cumhurbaşkanlığı seçimlerine "gözlemci" göndermeyi bile reddetti. Oysa, Özbekistan'ın merkezi Washington'da olan İnsan Hakları Derneği'nin (Taşkent olamayacağına göre) başkanı Abdumannab Pulatov, bu son seçimleri Sovyetler Birliği dönemine göre, ilerleme sayıyor. "Çünkü" diyor, "o dönemde tek Cumhurbaşkan adayı çıkardı; hiç değilse şimdi iki kişinin ismi oy pusulalarına yazılıyor. Bu bile bir ilerlemedir..."

Şaka bir yana, Özbekistan'da 1991'de yapılan ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, her türlü baskı ve hileye karşılık Kerimov'a rakip çıkan Erk lideri Muhammed Salih, yüzde 12 oy toplamıştı. Bugünlerde dürüst seçim yapılabilse, Muhammed Salih herhalde kazanırdı.

Muhammed Salih, daha sonra Türkiye'ye sığınmak zorunda kaldı. Ardından İslam Kerimov'un (Süleyman Demirel'in dostudur) baskıları üzerine, Türkiye'yi terketmeye zorlandı.

İki konu aklıma takılıyor: Orta Asya Türkleri konusunda hassas olarak bilinen MHP, hükümette olmasına rağmen, niçin Muhammed Salih Türkiye'de yaşayamıyor?; bir de eğer bir gün Türkiye, AB'ye tam üye olursa ve şu sıra bir başka Avrupa ülkesinde bulunan Muhammed Salih, Türkiye'de yaşamak isterse ne yapacağız?

Avrupa demişken, ilginç bir haber... Ordusuna eşcinseller kabul etmeyen tek AB üyesi ülke olarak kalan İngiltere, sonuçta Avrupa Mahkemesi kararına uymayı (12 Ocak liderler zirvesi yapmadan) kabul etti.

Bu durumda, Türkiye'nin AB'ye girmesi meselesini acaba bir daha gözden geçirmek gerekir mi diye düşünmeden edemiyorum. Ya, Türkiye'yi de buna zorlarlarsa? Bir de, her yıl "irticacılar"dan arındırıldığı için, bizdeki yapı, bu tür bir sızmaya daha uygun hale geliyor mu acaba?

Bana kalırsa, bu konu bizde hiçbir zaman sorun yaratmaz. Çünkü, en büyük güvencemiz, bizim eşcinsellerin, Avrupalı eşcinsellerin aksine askerlik mesleğine hiç meraklarının olmaması. Umarız, değişmezler...

Hem Avrupa kabul edemeyeceğimiz bir duruma bizi sürüklemek isterse, Türk dünyasına döneriz. Kazakistan'da petrol, Türkmenistan'da doğal gaz, Özbekistan'da altın ve uranyumu olan Özbekistan var.Üstelik, oraları örnek alırsak Cumhurbaşkanı seçimi sıkıntısını da yaşamayız...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır