kapat

06.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
microbanner
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Akbulut tongaya bastı
Ecevit, 1987'de yazılan mektubu ince bir manevrayla cebine koyarken, Akbulut kendisine gelen "Türban" mektubunu herkesin önünde okudu

MECLİS Başkanı Yıldırım Akbulut önceki gün tam anlamıyla "tonga"ya bastı. 1987 yılında Özal'ın başlattığı "2000 yılına mektup" kampanyası çerçevesinde kendine gelen 34 mektubu büyük bir hevesle basın mensuplarının önünde açtı. Akbulut, gelen mektuplar arasından rasgele birini seçti ve 13 yıl öncesinden gelen bir öfke bulutuyla karşılaştı. Mektup, 22 Mayıs 1987 tarihliydi. Yazan ise o dönemde üniversite öğrencisi olan Fatma Temiz'di. Akbulut, her satırda renkten renge girdi ama mektubu da sonuna kadar bitirdi.

Meclis Başkanı olduğundan beri Merve Kavakçı olayı nedeniyle türban sorunundan zaten bunalmış olan Akbulut, kadersizlikten yeni bir türban krizinin içine düştü. Belki de danışmanları, 1987'nin genel bir profilini çizip o atmosferde 2000 yılının yöneticilerine hangi mesajların gönderilebileceği konusunda Akbulut'u uyarsalardı, onu kamuoyu önünde sıkıntılı anlar yaşamaktan kurtarmış olacaklardı. Ama danışmanlar da görevini yapmayınca Fatma Temiz'in 13 yıl önce yazdığı mektup, hedefi tam 12'den vurmuş oldu.

ECEVİT FARKI
Başbakan Bülent Ecevit, devlet adamı ve gazetecilik sezgileri ile yılların politikacılık deneyimini birleştirdi ve 13-14 yıl önce kendisine yazılmış mektupları kamuoyu önünde açmadı. Gerekçe olarak da, "Anayasa'nın 22'inci maddesine göre haberleşmede gizlilik kuralı var" dedi. İhtimal açsa, o yıllarda pahalılıktan, yolsuzluktan, anti-demokratik uygulamalardan bunalmış bir vatandaşın "fırça"sı ile karşılaşacaktı.

İşte olay MEKTUP
"Bugün 40 kadar üniversite öğrencisi inançlarına uygun giyindikleri için okuldan atıldı. Bir grup arkadaşımız açlık grevine başladı. Biz başörtüsü yasağını yalnızca insan hakları ve özgürlüklere aykırı olduğu için protesto ediyoruz. Ümit ediyorum ki, eylemimiz başarıya ulaşacaktır. 2000'li yılların toplumumuza refah getirmesini diliyorum. İnsanların inançları nedeniyle horlanmadıkları bir yıl diliyorum."

87 döneminin TÜRKİYE'Sİ
TÜRKİYE 1986-87 döneminde için kaynıyordu. 12 Eylül askeri yönetiminin ardından 1983 yılında işbaşına gelen ANAP iktidarı balayı dönemini bitirmiş, gerileme sürecine girmişti.

Uygulanan ekonomik politikalar geniş halk kitlelerinde rahatsızlık yaratıyor, her yerden "Geçinemiyoruz" feryatları yükseliyordu. Hayali ihracat haberleri, yolsuzluk iddiaları, torpil söylentileri, iktidardakilerin saltanat görüntüleri, giderek artan iç ve dış borçlar gündeme oturmuştu. Terör her gün biraz daha azıtıyordu.

Ülke demokrasi penceresinden bakıldığında da iyi değildi. Başbakan Turgut Özal, 12 Eylül'de yasaklı duruma düşen kişilerin siyasi haklarının verilmesine karşı çıkıyor, meydanlarda halka, yapılacak referandumda yasakların devam etmesi için oy kullanmalarını öğütlüyordu. Siyasi hava giderek gerilmekteydi. Özal'a karşı Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş birleşmiş, yasak zincirlerinden kurtulmak için harekete geçmişlerdi.

TÜRBAN SORUNU
Tüm bunlar yaşanırken üniversiteler de YÖK cenderesi içinde bunalıyordu. Öğretim üyeleri gibi öğrenciler de baskı altındaydı. Fakülteler adeta birer lise konumuna getirilmiş, bilimsel tartışma ortamı tümüyle ortadan kaldırılmıştı. Üniversitelerde kimi öğrenciler ise kıyafet yönetmeliğinden rahatsızdı. Türban sorunu o dönemde tırmanışa geçmişti. Türbanla derslere girmek isteyenlere izin verilmiyor, direnenler okullarından atılıyordu.

PTT, işte böyle bir ortamda "2000 yılına mektup" uygulaması başlattı. Yani, milyonlarca insana, iktidardan, devlet kurumlarından şikayetçi olduğu bir dönemde, "Alın elinize kağıdı kalemi, 2000 yılında okunmak üzere birer mektup yazın" denildi.

O günlerin gerçekleri içinde 2000 yılına yönelik bir şeyler yazılırken, asker mektuplarındaki gibi hal hatır sorulmayacağı, aşk mektuplarında olduğu gibi sevgi sözcükleri kullanılmayacağı belliydi. Kalemi eline alan, elbetteki o günkü olaylara, yöneticilere olan tepkisini, isyanını ortaya koyacaktı.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır