kapat

19.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Faylar taşınırken

Demek faylar da taşınabiliyormuş böyle. İstanbul panikleyince fay 50-60 kilometre öteye taşınıverdi. Biz Sismik 1'in sonuçlarını beklerken, birdenbire şimdiye kadar hiç sözü edilmeyen bir harita çıktı ortaya ve "o" fayın orada olmadığı anlaşıldı! Böylece, "artık fayları konuşmaya da gerek kalmadı!"

Yalnız bu arada (panik karşısında duyulan panikten olacak) küçük bir toplama hatası yapıldı. İstanbul'un 10 kilometre güneyinden geçtiği söylenen fayın 50-60 kilometre daha güneye kayarsa, neredeyse Marmara'dan çıkıp gideceği unutuldu.

Bu gidişle, biraz daha paniklesek "ilk Hedefiniz Akdeniz'dir ileri" deyip fayı Akdeniz'den denize döküvereceğiz ve huzur içinde yaşamaya devam edeceğiz.

Şu fay tartışması kötü Amerikan filmlerine döndü gerçekten. Hani, kahramanımız, "nükleer sızıntı var" ya da "jaws herkesi yiyecek" diye yırtınır durur da lafını bir türlü dinletemez. Kötü belediye başkanı halkı ürkütmemek, turizmi baltalamamak, ya da yeniden seçilmek gibi kaygılarla gerçeği saklar.

Bu tip senaryolara filmlerde tahammül edilebilir. Ama gerçek hayatta biraz ayıp oluyor. İnsan bu kadar da çocuk yerine konmaya içerliyor.

***

Doğrusu iyi denemeydi. Ama başaramadık.

Bilim kurumlarımız yıllardır ilk kez, bilimsel bir tartışmayı geniş kitleler önünde yürütmeye çalıştılar. Kolera salgınlarının paratifo diye yutturulmaya çalışıldığı; bakanların radyasyonlu çayları "bakın ben içtim, bir şey olmadı" diye kafaya diktiği bir ülkede, kabul edelim ki bu zor bir denemeydi. Ne yazık ki altından kalkamadık.

Bence başarısızlıkta herkesin payı vardı.

Galiba, herkesten önce televizyon programcıları sınıfta kaldılar. Sık sık, kendi anlamadıkları tartışmaları ekran başındakilerin de anlamadığını sandılar. Bulgularını ya da hipotezini elinden geldiği kadar basitleştirerek anlatmaya çalışan bilim adamlarını akılları sıra "halk adına" sıkıştırdılar: "Siz bunları bırakın efendim, olacak mı, olmayacak mı?" gibi sorularla bunalttılar.

Böylesine kaba saba bir "evet-hayır" zorlaması karşısında bilim elbette tutunamazdı. Bilim adamları da bocaladı; vulgarize etmeye çalışırken hatalar yaptı. Mesleki kıskançlıklar, kişisel sürtüşmeler yer yer etkili olmaya başladı. İçlerinden bir kısmı, hayatında ilk kez dinleniyor olmanın sarhoşluğuna kapıldı.

Doğrusu, biz dinleyenler de oldukça kolaycı bir tutum içindeydik. Bilimsel tartışmada kesin doğrular ya da yanlışlar değil, fluluklar ve belirsizlikler olabileceğini idrak edemeyip bilim adamlarını gerçek dışı bir kesinliğe zorladık. Doğa bilimlerinde de tıpkı sosyal bilimlerde olduğu gibi farklı tezler ve görüşler olabileceğini anlayamadık. Her kafadan bir ses çıkmasına sinirlendik. Herkes ağız birliği etsin istedik. Sonunda, gerçeğin çok yönlülüğü ve karmaşıklığıyla baş edemeyip pes ettik. Bilginin sadece bizi ilgilendirdiğine karar verilen kadarını bilmenin, bize iletilmeden önce sansürden geçirilmesinin daha iyi olacağına karar verdik. "En iyisi siz aranızda tartışın, bize sonucu söyleyin" dedik.

Hükümet ve devlet yetkililerimiz buna zaten dünden razıydı. Bilim adamlarına sıkı bir zılgıt çekti, herkes hizaya girdi.

Bu arada meşhur fayımız da kaşla göz arasında yer değiştirdi.

Böylece eski günlere geri dönmüş olduk.

Artık fayları değil, önlemleri konuşacakmışız. Onun da nesini konuşacaksak...

Devlet üstüne düşeni zaten biliyor. Ya yapacak, ya da "gerçekten her şey yapılıyor" diye nutuklarla bizi avutacak.

Vatandaşa gelince durum yine net:

Parası olan evini sağlamlayacak. Olmayan da derdine yanacak.

Bu kadar basit ve bu kadar acı işte...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır