Tarihi adım..

Türkiye'yi yakın geleceğin enerji terminali haline getirecek büyük projenin tarihi adımı dün AGİT çatısı altında atıldı.

Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan ve Gürcistan, Hazar Denizi enerji kaynaklarını Batı'ya taşıyacak boru hatlarının inşasıyla ilgili taahhütlerini imzaya bağladılar.

Bu törene Başkan Clinton'ın tanıklık etmesi, Kafkas ve Orta Asya petrol ve doğalgazını Ceyhan'a taşıyacak boru hatlarına Amerikan desteğinin garantisini oluşturuyor.

Boru hatlarından yılda 50 milyon ton Azeri petrolü ve 16 milyar metreküp Türkmen doğalgazı akacak.

Bu durum Türkiye'ye, musluğunu elinde tuttuğu eşsiz bir kaynak vermekle kalmıyor, onu büyük bir enerji pazarı da yapıyor.

Boru hattı inşaatına harcanacak 2,4 milyar doların büyük bölümü Türkiye'de kalacağı için bu paranın ekonomik canlanmaya ve kalkınmaya önemli etkisi olacak.

Enerji yolu, Türkiye'nin güvenliğine ekstra bir uluslararası sigorta kazandıracak.

Proje, uluslararası toplumun kazandığı büyük bir çevre zaferidir aynı zamanda..

Bakü-Ceyhan boru hattı, tanker trafiğinin boğazlar için doğurduğu felaket tehditlerine karşı en etkili tedbirdir.

Bir önemli sonuç da, boru hatları projesinin yeni Türk cumhuriyetlerine sağlayacağı bağımsızlık garantisidir. Bu sayede Azerbaycan ve Türkmenistan, Rusya'ya karşı daha kuvvetli olacaklardır.

Enerji Bakanı Ersümer'in dediği gibi kısa zamanda Azerbaycan milli gelirini on kat, Türkmenistan 6 kat arttıracaktır.

Projenin finansman sorunları henüz aşılamadı. Uluslararası şirketlerin oluşturduğu konsorsiyum, eski sertliğinde olmasa da direnişini sürdürüyor.

Fakat dün projeye taraf ülkelerin siyasi iradeleri birleşmiş ve tarihi girişim, Başkan Clinton'un şahsında sağlam bir "garantör" kazanmıştır.

Henüz her şey bitmemiştir ama önümüzde büyük bir ufuk açılmıştır.

Bu ufku karartacak Rus sürprizlerine karşı her an hazırlıklı olmak gerekiyor.

Çiller'e yaradı

Halk, değişimin müjdesi olarak gördüğü Başkan Clinton ziyaretine ve AGİT zirvesine öylesine yoğunlaştı ki, değişime meydan okuyan Çiller'i unuttu.

DYP Büyük Kongresi yarın yapılacak.
Tarihi olayların gündemi doldurması nedeniyle, kongre delegeleri ile halk arasında kurulması gereken iletişim köprüsü işlemedi.

Projektörlerin üstüne çevrilmesi gereken günlerde Çiller, karanlıktan yararlanıyor.

Jet-Pa'cıların, Adnan Hoca'cıların desteğinde parasal ve şantaja dayalı avantajlar kullanırken, bir yandan da Köksal Toptan'ı destekleyen Gençlik Kolları'nı, baskı yöntemleriyle pasifize etmeye çalışıyor.

Bu oyunlar DYP delegelerini teslim almaya yetecek mi? Bunu yarın göreceğiz.

Ama inanıyoruz ki kongre üyeleri, oy hücresinde, yüklendikleri sorumluluğun sesini vicdanlarında duyacaklardır.

Çiller'in yalanlarla inşa ettiği güvenilmezliğin ipoteğinden partiyi kurtaracaklardır.

Kişisel çıkarlarla ülke menfaatinin bu kadar çatıştığı bir kongreyi DYP şimdiye kadar hiç yaşamadı!