Özince, SABAH'ın sorularını şöyle yanıtladı:
* IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli ile görüşmeniz nasıl geçti?

Gerek Cottarelli'de gerekse Dünya Bankası yetkililerinde muazzam bir taahhüt ve Türkiye'ye inanç gördüm. Bizim konularımızı bizden fazla sahiplenmişler gibi. Tahammüllüler. 'Sizden adam olmayacak' havasında değiller. Türkiye'deki programı inatla, ısrarla misyon edinmişler. Yabancılar bile bu kadar inançla yaklaşınca ben de geleceğe dair olumlu tablo çiziyorum.

SİSTEM REFORMA HAZIR
* IMF ile mali sektör reformunu görüştünüz mü? Bu reformun neresindeyiz?

Ülkemizde gerek mali sektörde gerekse mali sektöre muhatap olanlarda finansal bilinç çok gelişti. Sadece özel bankalarda değil kamu bankalarında da bir mali kültür, yetişmiş insan ve ciddi bankacılık birikimi var. Türk bankacılık sektörü, reforma hazırlıklı. Bankacılar hiçbir şekilde standartların yükseltilmesine karşı değiller. Mali sektörde restorasyon bir sıkıntı yaratmayacaktır. Sektörün kefili zaten devlet olmuştur. Kırılır, sarılır, düzeltilir.

* Dünya gündeminin, Türkiye'nin lehine geliştiği gözleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Türkiye, kendine has gündemi olan ülke konumundan çıkmıştır. Yörede gelişen piyasalarda önemimiz giderek artıyor. Türkiye, bulunduğu bölgenin en fazla ısınmış, egzersiz yapmış ülkesidir. Türkiye, mali sektörde liderliğe adaydır. Ekonomideki yapısal sorunları çözdüğü zaman yörenin mali merkezi olması mümkündür.

MEVDUATA GÜVENCE
* Mevduata devlet güvencesi kaldırılmalı mı?

Mevduata yüzde 100 güvencenin AB standartlarına getirilmesi lazım. Mevduata güvencenin uluslararası ölçütlere taşınması ne küçük tasarruf sahiplerini ne de vergi mükelleflerini ürkütmemelidir. Devlet güvencesi tedrici olarak kaldırılabilir. Bir anda kaldırılmasına gerek yok. Konu sadece, güvence limitleri konusu da değildir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kendi kimliğine dönmeli. Konu sadece, güvence limitleri konusu değil. Sigorta edilen kuruluşların ciddi olarak denetimi sağlanmalı.

n Depremin üstüne bir de IMF reçetesi zor olmayacak mı?

Zor olacak. Elden gelen herşeyi samimiyetle yapmalıyız. Harcama kısıcı önlemler alırken, örneğin memur maaşlarını kısarken, memur adedini birkaç kat arttıramayız. Özelleştirme çok önemli. Özelleştirmeyi süratle halletmeliyiz. Bizden çok sonra özelleştirmeye başlayan ülkeler bile bitirdiler. Özelleştirme, geniş tabanlı yapılmalı.

POAŞ ve GSM ile ilgileniyoruz
ERSİN Özince Petrol Ofisi ihalesine ilgilerinin sürdüğünü belirterek "Geniş tabanlı bankacılık hizmeti vermemize katkı sağlayacak özelleştirmelere olan ilgimiz sürüyor" dedi. Özince GSM lisansları konusunda ise "Alınmış bir kararımız yok ancak inceliyoruz. Niyetimiz var" şeklinde konuştu.

* Erol Evcil'in yakalanmasının İş Bankası'na nasıl bir yansıması oldu?

Kişinin yakalanması adli bir olay ve bizi ilgilendirmiyor. 3 yıl önce fabrikayı devralmışız, ekonomiye kazandırmışız. İş Bankası'nın 30 bin çalışanı ve emeklisi bu olayın sıkça gündeme getirilmesinden rahatsız oluyor. Biz o olayın bedelini ödedik, sorumlularını yargıya intikal ettirdik. İş Bankası artık kurumsal olarak bu olayın üstündedir.

* İş Bankası'nın Ankara'daki genel müdürlük binasını satacak mısınız?

Gerek Ankara'daki binayı gerekse İstanbul'daki gökdelenleri Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketimize devrettik. Bu şirketin hisselerini önümüzdeki ay halka arzedeceğiz. Bir anlamda İş Bankası'nın tapusunu vereceğiz.

Off-shore banka zaaftır
Özince, off-Shore bankalarla ilgili değerlendirme yaparken de şu görüşlere yer verdi: "Para su gibidir. Kapıyı kapatırsanız altından geçer. Onun için yapılması gereken, metodik değişiklikleri yaparak uluslararası standartlara uymaktır. Bu ülkede off-shore bankacılığa izin verilsin veya kaldırılsın, munzam karşılık kaldırılsın demek değil. Ben şahsen, off-shore bankacılık yerine, mevzuatı ülkenin gerçeklerine uygun ve dünya normlarına yaklaştırarak uygulanmasını tercih ederim. Bana kalırsa off-shore, herşeye rağmen bugün bir zaaftır."