kapat

19.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Düşen faiz ferahlatacak
Son bir ayda faiz oranlarındaki sağlıklı düşüşün etkisi önümüzdeki dönemde görülecek. Ancak olumlu etki, farklı alanlarda farklı sürelerde hissedilecek

Yüksek faiz ekonomiyi aynen ikide bir başı dönen, nefes nefese kalan yüksek tansiyonlu bir hasta gibi yapıyordu. Ancak yüksek oranların, devlet müdahalesi ile hızlı bir şekilde düşürülmesi de tehlikeliydi. Faiz oranı ile kur artış ve enflasyon oranları arasındaki makas daraldığında, yabancı yatırımlar, yuvalarına geri dönüyor, yerli yatırımcılar ise gözlerini dövize çeviriyorlardı.

Son bir ayda faiz oranlar, piyasanın oyun kuralları içinde sağlıklı bir düşüş gösterdi. Bu düşüşün üretimden tüketime, yatırımlardan gelir dağılımına kadar her alanda olumlu etkisi görülecek. Ancak düşüşün olumlu etkileri farklı dönemlerde ortaya çıkacak. Çünkü yatırımcı elinde ister 10 milyar lira, ister 10 trilyon lira olsun istikrarlı ve güvenceli bir kazanç arıyor. Onlar faiz oranı belirli bir eşiğe geldiğinde bir süre beklemeyi ve eğilimin kalıcı olup olmadığını gözlemeyi tercih ediyor. Bu "bekleme süresi" de her alanda farklı oluyor. Özel sektör yatırımları sanayici ve işadamları, yatırımla ilgili kararlarını kısa vadeli faiz ve konjonktür hareketlerine göre hemen değiştirmez. Faiz oranları düşmeye başladığında sanayici üç-dört ay faiz oranlarının seyrini ve bunu ekonomiye etkisini gözlemler. İşler iyi gidiyorsa, tevsi yatırımlarından başlayarak işini büyütme kararı alır. Canlanma süresinin bir yılı aşması durumunda ise komple yeni yatırımlar gündeme gelir. Türkiye ekonomisi 2000 ilkbaharına da gerileyen enflasyon ve makul faiz oranları ile girdiği takdirde, yatırım projeleri derin dondurucudan çıkmaya başlayacak.

Kredi faiz oranının örneğin yüzde 85'ten yüzde 75'e inmesi, üç aylık dönem faizleri ve fonlar dikkate alındığında kredi maliyetini 20 puana yakın indirir. Bu nedenle işadamları kur ve faiz oranlarının her önemli değişiminde tüm hesaplarını yeniler.

Kamu yatırımları faiz oranlarındaki düşüş veya duraklama eğiliminin bir yıl devam etmesi bile kamu yatırımlarındaki bir canlanma için gerekli koşulları yaratmayacak. Çünkü bütçedeki faiz yükü çok ağır. Kamu yatırımları ancak 2001 bütçesinde arttırılacak.

Yabancı sermaye sahipleri yatırım kararı alırken, yerli sermayeye göre daha ihtiyatlı davranır. Yeni yabancı sermaye akımının hızlanması için faizlerin düşmesi yanında siyasi istikrarın devamı ve enflasyonda sürekli bir gerileme eğilimi de şart. Türkiye'de zaten faaliyet gösteren yabancı sermaye kuruluşları, değişken ekonomik koşullara alışık oldukları için tevsi ve modemizasyon yatırımı kararlarını faizlerin yüzde 65-70 eşiğinde de alabilir.

Yabancıların bono ve hisse senedi yatırımlarının faizle ilgili beklentiler veya gerçekleşmelere göre çok kısa bir sürede yapar. Çünkü koşullar değiştiğinde geldikleri hızla gitme imkânları var.

Sermaye piyasası, faiz oranlarındaki günlük değişimlere bile az veya çok bir tepki gösterir. Ancak küçük ve orta yatırımcının borsaya ilgisi faiz oranlarındaki düşüşün devam etmesi ile artar.

Yüksek faiz oranları, konut ihtiyacı olanları bile alımlarını ertelemeye zorluyordu. 1999 yılbaşında elinde örneğin 20 milyar lirası (64 bin dolar) olan bir kişinin bu değerde bir daire alacağını varsayalım. Aynı kişi parasını bonoya yatırdığında 6 ay sonra en az 30 milyar lira (75 bin dolara) sahip olabiliyordu. Talep azalınca emlak fiyatları yerinde saydığı için bu kişi, 6 ay sonra binayı 26 milyara alabiliyor ve 4 milyar lira da yanına kâr kalıyordu.

Ancak son bir-iki yılda emlak yatırımı eskisi kadar gözde değildi. Aileler, gelecek güvencesi için emlak almak yerine, bugünü yaşamaya öncelik vermeye başlamışlardı. Son depremler, bu süreci daha da hızlandırdı. Bu nedenle emlak piyasasının kısmi canlanması ancak gelecek yılın sonbaharında mümkün olabilecek.

Faiz oranlarındaki indirim, rantiyelerin tüketim eğiliminin güçlendirecek ve otomobil satışları artacak. Orta gelirliler, taşıt kredisinde yüzde 6'nın altında aylık faizin yaygınlaşmasını ve kolaylaşmasını bekleyecek.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır