kapat

19.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RUHAT MENGİ(rmengi@sabah.com.tr )


Los Angeles'e şaşıp kalıyoruz ama...

17 Ağustos depreminin ardından yazdığım bir yazıda San Fransisco'da olan depremleri ve can kaybı rakamlarını vermiş ve "Bugün şiddetli bir deprem olsa hiç can kaybı olmayacak, deprem şartlarına göre inanılmayacak bir "yeniden yapılanma" oluşturmuş, halkı da ona göre eğitmiş ve örgütlemişler" demiştim. Söylediklerimi San Fransisco yerine Los Angeles doğruladı.

ABD'nin ikinci büyük kenti Los Angeles'i görmeyenler, 10.000 km2'lik alana yayılmış olan, Santa Monica dağlarının yamaçları dahil bu koca alanın her m2'sinin binalar ve gökdelenlerle dolu olduğunu bilmeyenler 7.3 şiddetindeki depremin kayıpsız atlatılmasını yeterince önemsemeyebilirler.

Nitekim çoğumuz "Aferin onlara" deyip geçtik. Oysa 'Aferin'le olmuyor, onların yaptığı inceleme ve yeniden yapılanma çalışmalarını aynen yapmak, olanca dikkatimizi bu konuda yoğunlaştırmak gerekiyor.

Adamlar, sadece 27 kişinin öldüğü, 6.6 şiddetindeki son depremden bu yana yerleşim alanlarını fay hattından uzaklara kaydırmakla kalmamış, tüm binaları depreme dayanıklı inşa etmişler. Her sokakta, hasar tespit ve kurtarma çalışması yapacak ekipler kurmuşlar. Binalar öyle sağlam yapılmış ki 7.3'te sadece raflardan bazı eşyalar düşmüş.

Yani 27 can kaybı onlara koca bir şehri depremden hiç etkilenmeyecek hale getirmeyi öğretmeye yetmiş. Bize 20 bin can kaybı bile birşey öğretemiyor..

Ve bunun tek bir nedeni var;

Her konunun sonunda dönüp dolaşıp siyasi ve maddi çıkara dayanması ve insanlarımızın bu konulardaki bitip tükenmeyen aç gözlülüğü..

Sırf bu nedenle de sürekli olarak, dürüst ve ciddi anlayıştan, sorumluluk duygusundan yoksun yöneticiler tarafından yönetilmemiz.

Fay hattının yeri değişiyor
Organizasyon ve denetim eksikliği öyle boyutlarda ki neredeyse tamamı deprem kuşağı üzerinde olan bir ülkede ilk yardım 48 saat sonra bölgeye ulaşabiliyor. Depremzedeler için inşa edilen konut çöküyor ve altında işçiler ölüyor, yaralanıyor. Bu eksiklik orada öylece dururken Bayındırlık Bakanı iki ay önce belediyelerden alınan "imar yetkisi"ni geri veriyor.

Neymiş efendim; yeni kurallar koymuşlar, denetleyeceklermiş. Sanki daha önce yasalar ve kurallar yoktu da onun için bu kadar kayıp verdik..

Sanki bugün belediyelerin başında bulunan kafalar o günkünden çok farklı.

Beyler, biz öyle belediyelere, öyle bakanlıklara sahibiz ki istenenin yapılabilmesi için fay hattının yeri bile değiştiriliyor. İşte, Çan'da termik santral yapabilmek için Çevre Bakanlığı'nın isteğiyle, Gediz'de imara açabilmek için belediye meclisinin kararıyla fay hattının harita üzerinde yeri değiştirilmedi mi?

Bunlar belediye meclisi kararıyla Marmara Denizi'nin bile yerini değiştirirler. Ne yazık ki doğa o haritalara bakmayacak, yine bildiğini okuyacak.

Avrupa ülkelerinde de imar iznini belediyeler verir ama bu belediyeler hem en dürüst ve etkin şekilde çalışırlar, hem de yapılan binaları denetlemek için dev gibi imar bölümleri kurulmuştur. Bizim belediyelerde, masasından kalkmayan, üstelik de yaptığı iş konusunda fazla bir bilgiye sahip olmayan "Fen İşleri Müdürleri" ile üç kişilik ekipleri binlerce yapıyı nasıl denetleyecek?

Önce gerekli kalıcı organizasyonları kurmadan yetkiyi neden geriye veriyorsunuz?

Los Angeles'lılar 5 yılda akılcı çalışmalarının sonucunu aldılar. Korkarım ki biz, bu kafayla 50 yıl sonra bile çok farklı bir noktada olmayacağız.

Üç yeni film
Komedi sevenler için bu ara gidecek öyle çok film var ki neredeyse haftanın her günü gitseniz bitecek gibi değil.

En son gösterime giren komedi filmlerini geçen hafta sonu izledim ve size de tercih sıramı bildirmek istedim. (Tercihlerime güvenenlere tabii):

Notting Hill (Aşk Engel Tanımaz) Çok sevimli bir romantik güldürü. Sadece Julia Roberts ve Hugh Grant'ın inanılmaz doğallıkta ve güzellikteki oyunlarını (tabii kendilerini de) izlemek için bile gidilebilir. Ailece görülecek bir film.

Big Daddy (Süper Baba) yine neşeli ve çocuklarınızla izleyebileceğiniz bir film.

Bowfinger (Çatlak Yönetmen) ise bekleneni hiç vermiyor. Oldukça sıkıcı. Hatta sonunu zor bekleyecek kadar sıkıcı..

Üçü arasında tercih yapacaksanız ben "Notting Hill"i kaçırmayın derim!

Yiyin efendiler yiyin!

Tevfik Fikret yüzyılın başında, milletin parasını, devletin hazinesini yağmalayanları görüp de;

"Yiyin efendiler yiyin..."

Bu han-ı iştiha sizin.
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin" sözleriyle isyan ettiğinde, herhalde yüzyılın sonunda halâ aynı duyguları hissediyor olacağımızı aklına bile getirmemişti.

Üstelik hiç değilse o dönemin 'yiyicileri' padişah tarafından seçiliyordu, biz kendi ellerimizle seçiyoruz.

Başbakan seyahate gider, sanki yabancı devlet başkanının eşine "bohça" verilmesi şartmış gibi, beş on tane bakan karısı -başbakanınkinden vazgeçtik- çay içip, bohça teslim etmeye gider.

Diğer ülkelerde eski bina ve mobilyalar özenle gururla kullanılırken bizde toplantı salonları, büyükelçilik dekorasyonları, devlete ait köşklerin içi, dışı her fırsatta yenilenir. Hem de baştan aşağı yabancı malzemeyle..

Kaç yıl önce bakanlık yapanlara halâ resmi araçlar ve şoförler tahsis edilir.

Devlette 229 bin odacı, TBMM kreşinde 72 çocuğa 72 bakıcı çalıştırılır.

Kızılay Başkanı göreve gelir gelmez ilk icraat olarak Amerika seyahati yapar.

Lâle Devri'nde bile sefahatin böylesi görülmemiştir. Bu ne ihtişam, ne lüks! İşte bir yanda durum böyle olunca, diğer yanda depremzede yardımıyla maaş ödeme zorunluluğu doğuyor.

"Kızılay yönetiminin kayyuma devredilmesi" son günlerde duyduğumuz en yerinde karar. Darısı diğer sorumsuzluklara..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır