kapat

28.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Tarihe kayıt düşen adam

1986 yılında ilk kez Moskova'ya gittiğimde, caddeleri süsleyen dev heykeller şaşırtmıştı beni.

Kentin her köşesi, büyük edebiyatçıların, büyük bestecilerin bronz görüntüleriyle doluydu.

Oysa ben gitmeden önce Moskova'nın Sovyet büyüklerinin heykelleriyle dolu olduğunu sanırdım.

Bunun yerine Puşkin, Mayakovski, Gogol, Çaykovski 'yle karşılaşmıştım.

Sokakta rastladığınız her kişiye, Tolstoy'un ve Dostoyevski'nin müzeye dönüştürülmüş evlerini sorabiliyordunuz. Hemen gösteriyorlardı.

Geçmişin değerlerini dümdüz eden bir ihtilale rağmen, sanatçılarına sahip çıkmaları beni çok etkilemişti.

***

Almanya, bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketle sarsılmış ve ikiye bölünmüştü. Şair ve oyun yazarı Bertolt Brecht Doğu'yu tercih etmiş ve oranın yurttaşı olmuştu. Buna rağmen Batı Almanya ders kitaplarında Brecht'e saygıyla yer vermeyi sürdürdüler.

Benim için bu da şaşırtıcı bir vefa örneğiydi.

***

Fransa, İngiltere, Almanya, İspanya gibi ülkelerin sanat ve kültür adamlarına ne kadar derinden sahip çıktığını anlatmaya gerek bile yok.

İngiltere "tarihteki en önemli İngiliz" olarak ne bir komutanı, ne bir devlet adamını seçiyor. Zirveye çıkardıkları isim William Shakespeare.

***

Bizim sanatçılarımız ise her dönemde itilip kakıldı. Kimi zaman adam yerine konmamanın, kimi zaman beş para etmez yöneticilerin gölgesinde kalmanın, kimi zaman da hapsin, sürgünün, idamın acısını yaşadı.

Pir Sultan'dan Nef'i'ye, Sabahattin Ali'ye uzanan kanlı çizgi, zaman, mekan, ideoloji farkı gözetmeyen ve yüzyıllara damgasını vuran bir barbarlığı, bir kültür düşmanlığını vurguluyordu.

Bu kadar ağır darbeler yemeyen kültür adamları da kör bir kuyunun dibindeki taş gibi unutuluşa terkedildiler.

Kendilerine aldırmayan bir toplum için yazıp çizmenin hüznünü yaşadılar.

***

Son yıllarda genç bir aydının çabaları, sanatçıların üzerine örtülmeye çalışılan bu ağır ve zalim şark çadırını bir yerlerinden deliyor, parçalıyor.

Nebil Özgentürk'ün ATV ekranında yayınlanan "Bir yudum insan" adlı programı, genç kuşaklarda pek ender rastlanılan biçimde "kadir kıymet bilme" belgeseline dönüşmekte.

***

Nebil Özgentürk'ün neden kendine böyle bir görev biçtiğini düşündüm uzun uzun.

Sonunda onun, soyadında da belirtildiği gibi özge, yani başka bir Türk olduğu kanısına vardım.

Çünkü sanat kültür adamlarına yaklaşımı, olağan bir Türk yaklaşımı değil.

Başka türlü bir özen.

***

Yeni dönemde, bir çok sanatçıyı Nebil Özgentürk ve arkadaşlarının yaktığı projektörler altında izleyeceksiniz.

Ve bu insanlar teker teker ölüp, aramızdan ayrıldığında Nebil'in ne kadar büyük bir arşive imza attığını bir kez daha kavrayacaksınız.

Özgentürk, "kültür tahimize kayıt düşen adam" olarak anılmayı çoktan haketti.

***

Bu önemli belgesel, Boyut Yayınevi yöneticisi Bülent Özükan'ın özverili çabalarıyla, kitap CD olarak yayınlandı.

Emeği geçen herkesin eline sağlık!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır