kapat

18.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
'Vıjjt diye kayarım'
Apartmanının tepesine çadır kuran Tonyalı Hacı amca depremden nasıl sağ kurtulacağını böyle anlattı:

Depremden çok ağır bir yumruk yedik ama binlerce yıldır yaptığımız gibi, bir taraftan yaraları sarmaya çalışırken, bir yandan da acıyı bal eylemeye başladık bile...

Eh... Acıyı bal eylemek dendi mi de, bizim kahır yüklü Anadolu ile boy ölçüşecek iklim bulunmaz...

Köyünden uzaklarda, binlerce yıl cepheden cepheye koşup aslanlar gibi ölürken, bir tarafta Bayburtlu Zihni'yi öte tarafta da Hoca Nasrettin'i yetiştiren millet, bizim millet değil mi?

En depremli kahkahaları atabilenler, en ağır acıları yaşamış olanlardır.

Önceki gün, bir "deprem esprisi" sebep oldu, Bolu yoluna düşüşümüze.

Haksız da sayılmaz
Duyduk ki, Bolu'nun Gölyaka ilçesinin Yazıpınar köyünde Kemal Çalışkan isimli bir vatandaşımız, üç katlı evinin tepesine bir Kızılay çadırı oturtmuş da, geceleri ailesiyle birlikte bu çadırda konuşlanmaktaymış...

Çadırı anladık da, evin damında çadır ne ola, diye vardık Yazıpınar'a...

Ve dünya gözüyle "ev damında çadırı" da gördük hayırlısıyla... Aslını sorarsanız, "ev damında çadır"ın mucidi olan hacı amca, haksız da sayılmaz...

Evinin çatı katı yıkılınca gitmiş Kızılay'dan bir çadır tedarik etmiş... Gelmiş, nereye kuracağını düşünmeye başlamış. Evin önünden ana yol geçiyor, oraya kurulmaz. Sağ tarafta bir traktör yolu var, oraya da olmaz. Daha ilerde mezarlık var, orada da iyi saatte olsunlar rahat bırakmaz...

Hacı amcanın formülü
Köyün dışına çıktıktan sonra da, işin esprisi kalmaz, ihtiyaçlar için çadırdan eve, evden çadıra bütün gece taşınmak, akıl kârı değil... Sonra Hacı amca bu, ibadeti var, apdesti var. O zaman en iyisi, çadırı evin tepesine kurmak, üstelik camiye de yakın.

Bu sebeple, Hacı amca çadırı kardeşinin evinin tepesine yerleştirmiş, geceleri emniyet içinde uyuyor, gündüzleri de üst katı yıkılan evine bakıp bakıp kahırlanıyor.

"Hepsi iyi de" diyorum, "deprem olursa nasıl kurtulacaksın?"

Cevap, Japonları bile hoplatır: "Üzerime bir şey yıkılmadıktan sonra ne olacak, en fazla üçüncü kattan aşağıya, yatakla vıjjt diye kayarım."

Formül o kadar güzel ki, ikna oluyorum. Kemal Amca ile vedalaşıyoruz.

Güngörmüş Anadolu'nun acıyı bal eyleme yeteneği karşısında bir kez daha saygıyla eğiliyorum.

"HİÇ OLMAZSA ÜSTÜMDE BETON YOK"
Yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi Kemal Bey, üç katlı evin damına çadırı kurarken şöyle düşünmüş: "Bir deprem daha olursa, hiç olmazsa üzerime bir şey yıkılmaz. Altımdaki ev çökerse de, yukarıdan aşağıya kayar giderim."

"ENKAZIN ALTINDA MI KALMALIYDIK"
Kemal Bey, Gölyaka kriz merkezinin depremzedelere her hafta düzenli olarak verdiği gıda yardımından hoşnut... Ama evdeki hasar için yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu düşünüyor. Kemal Bey'in üç katlı evinin çatı katı olduğu gibi çökmüş ama gelen memurlar, hafif hasar raporu tutmuşlar. "Ağır hasar olması için enkazın altında mı kalmalıydık" diyor Kemal Bey...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır