Demirel'e 25 yıl garantili koltuk!
Ofis mobilyası satanlar, 19 Temmuz günü Köşk'e çıkarken, hazırladıkları sürprizden Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in haberi yoktu.

Ofis Mobilyaları Sanayici ve İşadamları Derneği (OMSİAD) Demirel'e sorunlarını aktarmak niyetindeydi. Ancak yanlarında yalnızca dosya yoktu, bir de koltuk vardı.

OMSİAD Başkanı Adem Yılmaz, özel bir işlemden geçirilen "alkantara" derisinden ürettikleri koltuğu Demirel'e sunarken "Efendim, bu koltuk Türk mühendislik ve tasarım gücüyle yapıldı. 25 yıl garantilidir" dediğinde, güncel bir tartışmanın da içine düştü.

Demirel'in, "Benim başıma iş açıyorsunuz" esprisi ile kabul ettiği koltuğun piyasada aynısını bulmak güç. Yılmaz piyasada en fazla 10 yıllık garantili koltuklar sattıklarını, bu koltuğun sektördeki üreticilerin el birliği ile 25 yıl garanti taşıyabilecek aksamlara sahip olduğunu belirtiyor. Piyasada alkantara derisinden buna benzer bir koltuk 250 milyon liradan satılıyor. Fiyatını ucuz buldum. Ne de olsa Meclis koltuklarının fiyatından milyarlık etiketlere alıştık!.. Yılmaz'a bunu söylediğimde sanki bam teline bastım: "İşte bu nedenlerle dernekleştik. Meclis, Türkiye İş Bankası kuleleri, Atatürk Havalimanı örneklerinde olduğu gibi büyük ölçekli işler verilen mobilya ithalatı teşviklerinden dolayı, yabancı firmalara gidiyor. Biz hem onlardan daha ucuz fiyat veriyoruz, hem de istenilen kalitede üretim yapabilecek teknoljimiz var. İthalata destek vermeye karşı çıkıyoruz" diye saydı, döktü.

Mevzuattan kaynaklanan sorunlar nedeniyle kenetlenen OMSİAD üyeleri arasında Koleksiyon, Tuna Çelik, Nurus, Delta gibi sektörün önde gelen firmaları bulunuyor.

Balkanlar fırsatı ele geldi
Kosova krizi sonrasında, Balkanlar'da kalıcı istikrarın sağlanması için oluşturulan İstikrar Paktı'nın Saraybosna'da düzenlenen toplantısında, Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Demirel'le Dışişleri Bakanı İsmail Cem temsil etti. Bu zirveye Türkiye'nin ilgisinin en yüksek düzeyde olduğunu gösterir bir durum.

Zirvede olanlar önemliydi ancak zirve sonrası daha da önem kazanıyor...

Uluslararası finansör George Soros'un 29 Temmuz'da Washington Post'ta yayımlanan yazısı da gözden kaçmamalı. Soros Doğu Avrupa'da kurduğu Açık Toplum Vakfı ağının, bölgeden 25 politika kuruluşunu biraraya getirdiği çalışma grubunun, Brüksel'deki Avrupa Politika Araştırmaları Merkezi'ne sunduğu öneriyi anlatıyor.

Öneri derhal bir serbest ticaret bölgesi oluşturulmasını ve tüm Güneydoğu Avrupa'nın 2003'e kadar AB ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği ile birleştirilmesini öngörüyor. Ortak para birimi Euro olabilir.

Soros, AB'nin yılda 5 milyar Euro, Dünya Bankası ve Avrupa Yatırımlar Bankası'nın da yılda 3-4 milyar Euro verebileceğini belirtiyor. Zaten AB Komisyonu da Kosova'da acil işler için 2 milyar dolar bir fon kurma kararı aldı.

Soros'un bu sözleri, Almanya'nın Türkiye'ye yaklaşırken nasıl bir dünya paylaşımının ortasında olduğumuzu görmek için bir fırsat. Kısa bir süre önce Almanya Başbakanı Schröder'in Türk iş dünyasının önde gelen temsilcilerine "Gelin Kosova'ya birlikte yatırım yapalım" çağrısı boşa değil...

Saraybosna'daki zirvede Kosova'ya 30 milyon dolar Eximbank kredisi taahhüt eden Türkiye, acil olarak AB politikasına, Doğu ve Güneydoğu Avrupa paketini de ilave etmek zorunda.

Ezo Gelin Suriye'den geliyor
Ezo Gelin'i çorba markası olarak bilirdik bundan üç yıl öncesine kadar. Gaziantep'li Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz "Ezo Gelin'in Suriye'deki mezarını Türkiye'ye getireceğiz" dedi.

Bu mesajı ilk yakalayan Ezo Gelin çorbalarının bugünkü üreticisi Besan oldu. Besan yüzde 100 Amerikan sermayeli bir kuruluş. Transtürk Holding'ten Koç Holding'e oradan da, Amerikan gıda devi Best Food firmasına geçen Besan hemen harekete geçti. Devlet Bakanı Yılmaz'la başlayıp, Kültür Bakanı Talay'la beslenen "Ezo Gelin'i Türkiye'ye getirme projesi" Suriye ile siyasi gerginlik nedeniyle hayata geçemedi. İlişkilerin yumuşamasıyla yeniden hayat bulan bu proje sayesinde Ezo Gelin'in yalnızca "En çok satan çorba markası" olmaktan öte, Gaziantep'in Oğuzeli'nde yaşayan gerçek bir hikayenin kahramanı olduğunu öğrendik.

Oğuzeli Kaymakamı Cemal Hüshü Kansız, Gaziantep Valisi Muammer Güler'in girişimleriyle, Ezo Gelin'in mezarı 26 Ağustos'ta köyüne defnedilecek. Şimdi bir başka sorun yaşanıyor. Bu projeyi 3 yıldır kovalayan Besan Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Yücel, Ezo Gelin'in evinin müze yapılması işini kendi firmasının üstleneceğini zannediyordu. Ancak devlet projelerinde sponsorluk ince ayar bir nokta olduğu için kabul görmeme riskiyle boğuşuyor.