kapat

01.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ALİ ŞEN(alisen@sabah.com.tr )


THY neden zarar ediyor?

THY, 1999 yılının ilk üç ayında 17 trilyon zarar etti. Her ne kadar yılın ilk üç aylık dönemleri havacılık sektörünün kötü dönemleri olsa da zarar fazla gözüküyor.

THY nasıl yönetiliyor? THY'yi yönetenler politik nedenlerle mi oraya gelmiş, yoksa kurum içinde yetişip gelen insanlar mı? Genel Müdür Yusuf Bolayırlı tam manasıyla ocaktan yetişmiş bir kişi. THY'nin her kademesinde çalıştıktan sonra bu milli kuruluşumuzun bugün Genel Müdürü oldu. Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kozlu'nun ilk dönemdeki heyecanlı çalışmasını artık kendisinde görmüyorum. Geçmişte, Tezcan Yaramancı'nın attığı dev adım, Atilla Kaptan'ın iyi çalışmaları büyük neticeler vermişti.

Genel Müdür Yusuf Bolayırlı reklamı olmayan, şahsi reklamını yaptırma gayretini göstermeyen bir kişi. THY'de Bolayırlı ve ekibinin büyük hizmetler yaptığına inanıyorum. Madem iyi bir yönetim var neden zarar ediyor? Turizm, sadece konaklama değildir. Turizmin en büyük ve önemli tarafı taşımacılıktır. Türkiye'de, terör ve Kosova krizinden dolayı, turizm büyük darbe gördü. Ülke tanıtımının yeterli olmaması, özellikle Avrupa'da turizm ürünümüzü satan tur operatörlerinin zorlukları ve çare bulunmaması sektörü zor duruma soktu.

THY hem turizmde taşımacı, hem de iç ve dış hatlarda milli hava yolu taşımacılık görevini yapmaktadır. Özel hava yolu şirketlerimizin ikincisinin sahibiydim. İki uçak şirketim daha oldu. Uçak taşımacılığı en zor işlerin belki de başında gelmektedir. Psikolojik etkenlerden çok çabuk etkilenen bir sektör. THY, son on yılda taşıdığı 4 milyon yolcu kapasitesini 11 milyona ulaştırmış. Yıllık 40 bin olan sefer sayısı da, 10 yılda 110 bin düzeyine ulaşmış. Geçen yılın ilk altı ayına göre bu yıl yolcu sayısı yüzde 2, kapasite yüzde 8, trafik artışı yüzde 2 olarak gerçekleşmiş. Ancak, devam etmekte olan global krizin en çok etkilediği uçak taşımacılığındaki fiyat rekabeti bu sektörleri vurmuştur.

THY, bugün üçü kargo olmak üzere 75 uçağa sahiptir. 776 pilotun çalıştığı, 9 bin 500 personelin hizmet verdiği bu kuruluşumuzda ilerideki aylarda zararın azalacağı kesindir. 75 uçağa sahip THY'yi, 66 uçağa sahip Belçika'nın Sabena şirketi ile kıyasladığımızda, oradaki personel sayısının 10.238 olması, zararın personel şişkinliğinden olmadığı gerçeğini gösteriyor.

THY'nin, yolcularına sunduğu yemek servislerini, çalıştığı catering şirketlerini iyi seçmesi gerekmektedir. Uçakta yenen yemek, meydanda kaybolan bagaj veya rötarlar, uçak şirketlerinin sorumluluğunda olmamakla beraber, yolcunun gözünde her hizmetin aksaması uçak şirketinin sorumluluğunda kabul edilmektedir.

Dünyanın her tarafına uçuyorum. THY'nın uçaklarını, pilotlarını ve hosteslerini yabancılarla kıyasladığımda, tercihimi artık kesin yapıyorum. THY benim tercih ettiğim ve uçtuğum dünya uçak şirketidir.

Seçilen başkanın vaatleri
Zaman, zaman politikacı profillerini size tanıtıyorum. Politikacılar seçilmek için bizlere yeri, göğü vaat ederler. Göreve geldiklerinde pek çoğu vaatlerini unuturlar. Oylar gelmiş, koltuğa oturulmuştur. Seçmen veya vatandaşın derdi onları pek fazla ilgilendirmemektedir. Tersini de yapan, seçmenlerine verdiği vaatleri unutmayanlar da var. Günde 2.5 milyon insanın çalışma alanı, 28 mahallesinde 350 bin yaşayanı, 187 bin seçmeniyle Şişli ve oraya belediye başkanı olarak seçilen Mustafa Sarıgül vaatlerini unutmayanlardan.

Seçimlerden önce Sarıgül'e inandığımı yazmış, ona oy vermenizi tavsiye etmiştim. Geçen hafta gittim, baktım. Eski milletvekili bu genç başkan iyi çalışıyor muydu? Mustafa, değişime personelden başlamış. Belediyeye gelen vatandaşları müşteri olarak gören bu anlayış "bugün git, yarın gel" mantığını da bitirmiş. Bir kişi, çalışan iki bin kişinin alıştığı mantığı değiştiremeyeceğine göre, bu yenilikçi başkan Bilgi Üniversitesi'nden Betül Mardin'den yararlanmış. Belediyeleri kentin vitrini olarak gören Betül Mardin, belediye çalışanlarına da halkla ilişkiler hakkında bilgiler vermiş.

Başkan Sarıgül, Nejat Uygur ile kültür ve sanat alanında Şişli Belediyesi'nde bir yeniliğe daha başlamış. Nejat Uygur-Genç Uygurlar Tiyatrosu, her gün değişik mahallelerde sahne alıyorlar. Halk ücretsiz olarak bu büyük sanatçıları izliyor. Sarıgül 36 bin Ermeni vatandaşın yaşadığı Şişli'de, Barın'ı başkan yardımcılığına getirmiş. Bir belediye başkanı neler yapabilir? Ne kadar etkili olabilir? Doğrusu oy vermenizi tavsiye ettiğim Galatasaraylı genç başkan Sarıgül'ün çalışmalarını beğendim. "Müşterim" diye gördüğü Şişli'de yaşayan vatandaşlar aynı fikirde mi bilmiyorum? Bu yazıdan sonra bana gelecek bilgilerden vatandaşın düşüncesini de öğreneceğim.

Semra Özal nasıl bir insandır?
Cumhuriyet tarihimizin hiçbir döneminde hiçbir başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın eşi Semra Özal kadar dikkat çekmemiştir. Seversiniz, sevmezsiniz, beğenirsiniz, beğenmezsiniz ama kabul etmek gerekir ki Semra Özal bazı yenilikler getirmiştir.

Rahmetli Turgut Özal Başbakan daha sonra Cumhurbaşkanı oldu. Semra Özal'ın tavırlarında değişiklik olmadı. Gün geldi, etrafını papatyalar sardı, has bahçeler kurdu. Mecmuaların ön kapaklarında mankenlik yaptı. Doğrusu, ölçüleri de ideal bir manken ölçüleri gibi değildi. Bu başkan eşinin mankenliği de ülkemizde ilk defa görülüyordu.

Kendine güvenen, hep halktan birisi oldu. Rahat ve dost bir kişiliği var. Özallar döneminde, devlet ile iki liralık iş yapmadım. Ancak Semra ve Turgut Özal sayesinde çok insan zengin oldu. Semra Özal'ı geçen hafta Bodrum'da gördüm. Bir barda dostları ile eğleniyordu. Bu tabi tavrını hep sevmiş, beğenmişimdir. Hayatını sordum. Zengin ettikleri onu unutmuş. Pek çok politikacı da vefa duygusunu unutmuş. Yaptıklarından pişmanlık duymayan birisi. Ancak tek pişmanlık duyduğu Turgut Özal'a rağmen ülkeye yeni başbakan kazandırması.

Ülkemizin dünkü güçlü kadını bugün yine güçlü. Sevenleri ve dostları arasında güçlülüğü devam ediyor. Benim de sevdiğim Semra Hanım saf ve temiz bu yeni gücünü de çok beğenmiş. Semra Özal aramızdan biri.

Türkiye'yi kim tanıtacak?
Ülke tanıtımının önemini hep vurguluyorum. Sportif organizasyonlar, ülke tanıtımının en kısa yolu. Avrupa Yüzme Şampiyonasını bütün dünya televizyonlarından seyretti. İstanbul'u, Türkiye'yi seyretti.

1982 yılında bütün kupaları aldığımız Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nda Atilla Örsel ile tanışmıştım. 12 yıldır Avrupa Jimnastik Birliği'nin 2. Başkanı. Türkiye'de artistik, ritmik jimnastiğin babası. Jimnastik Federasyonu Başkanlığını yapan Atilla Örsel'in ülke sporuna yaptığı hizmetlerden hep keyif aldım. Şahsi reklamını yapmayan, kültürlü, bilgili ve mütevazı bir kişi. Kasım ayının sonunda İstanbul'da Avrupa Aerobik Jimnastik Şampiyonası'nı organize ediyor. 30 ülkeden bine yakın insan gelecek. Dünya televizyonları bu organizasyona yer verecek, Türkiye'yi tanıtacak.

Spora sponsor lazım. Ülkeyi tanıtacak spor organizasyonlarına, sponsor daha çok lazım. Türkcell ve Ericsson ilk adımı atmış. Atilla Örsel Başkanın, bankalar ve diğer kuruluşlara yazdığı sponsorluk çağrılarına mutlaka müspet cevaplar gelecektir. Ülkemizin tanıtımına en çok ihtiyaç duyulan bu dönemde sadece tanıtım fonları değil, dünya ile iş yapan şirketlerin de menfaatleri var. Atilla Örsel gibi, kendi spor dalıyla ülkeyi tanıtan kişilere destek olalım.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Bu sayfa MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ile
Yöre Elektronik Yayımcılık A.Ş. işbirliğiyle hazırlanmıştır.