kapat

01.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZEYNEP GÖĞÜŞ(zgogus@sabah.com.tr )


Cadılar ve erkekler

Cadılar ve "erk"ekler neden anlaşamazlar? Zamane cadıları artık ortaçağdaki gibi yakılmıyor, ama kadınların yine de ödü kopuyor cadılık kovuşturmasına uğramaktan.

Geçenlerde annemle kaldığım hastanede genç bir hemşire ile sohbet ettik. Bizim tatlı hemşiremiz beş kız kardeşmiş, iki ablası okumamış, ama kendi deyişiyle o biraz asiymiş, direnip okula gitmiş... Annem yattığı yerden bile böyle ayrıntıları kaçırmaz; yavaşça bana döndü ve "Görüyor musun, okumayı istemek, asilik diye karşılanıyor" dedi.

Refakatçiliğim sırasında psikolog Leyla Navaro'nun Bir Cadı Masalı'nı okuyordum; kızgınlık, güç ve cinsel roller üzerine çok hoş bir kitap.

Hemşiremiz asilik ya da cadılık yapıp okumuş ve bu surette kadınlara atfedilen kimliğin önemli bir tanımını reddetmiş: O artık ayakta durmak için bir erkeğe muhtaç değil. Halbuki kadın, ihtiyaç taleplerinde bulundukça yanındaki erkeğe beceriklilik ve güç duygusu yaşatır! O halde tehlike var! Güçlü bir kadınla ilişkiye girecek kişisel gelişimi gerçekleştiren erkeklerin sayısı o kadar az ki... Böyle olduğunu bilen kadın ne yapar sizce? Büyük bir bölümü "Varsın güçsüz olayım"ı seçer mi seçmez mi?

Bizimkine benzer kültürlerde, öfkeyle ilgili olarak kadınla erkek açısından varolan çifte standardı da anlatmış Leyla Navaro: Erkeğin öfkesini dışa vurması, erkekçe bir davranış olarak hoşgörülür, kabul edilir ve neredeyse desteklenir... Buna karşılık kadın, kadınsılığından kaybetmek, ayıplanmak ve cadılıkla suçlanmak duygularıyla yetiştirildiğinden öfkesini bastırmaya koşullandırılır. Dışavurulmayan kızgınlıkların, arzuların ve düşüncelerin zamanla ne denli tahripkar bir güce dönüşeceğini biliyoruz....

Kitapta asıl erkekler ağlamazın anlatıldığı bölüm ilgimi çekti. Küçük yaştan itibaren erkek çocuklarının duygularını bastırmalarına, yaşadıklarına tanım koyamamalarına yol açan kültürel engelleri özetliyor erkekler ağlamaz anlayışı. Sonunda varılan noktada, duygularını göstermemeyi erkeklik adına öğrenen erkeklerin çoğu yakın ilişkilerinde birer duygu kabızı olup çıkarlar. Onların bu tutukluklarını erkeğin bir eksikliği, çekingenliği ve erkek görünme kaygısı olarak algılamayı ise her kadın başaramaz. Kim bilir ne zordur karşı cinsimiz için sevgisini, sevincini, heyecanını olduğu kadar üzüntü, korku ve kıskançlık gibi acı veren duygularını da bastırmaları. Ne acı ki erkeklerin çekincesizce yaşamaları onaylanan tek duygu öfke ve kızgınlık... Erkek olsam duygunun bu erkeksi çehresinden korkardım! Çünkü öfkeli insandan çekinilir, ama o kişi pek sevilmez.

Annem tamamen iyileşti. Ona bu akşam cadıların ve ağlayan erkeklerin şerefine içmemizi önereceğim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Bu sayfa MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ile
Yöre Elektronik Yayımcılık A.Ş. işbirliğiyle hazırlanmıştır.