Eh, birazdan Massive Attack'le birlikte konser vereceksiniz...
Onlar farklı. En az bizim olduğumuz kadar iyi müzisyenler aynı zamanda. Yani onları dinleyebilmen için Ecstasy alman gerekmiyor! 90'larda öyle sıkıcı gruplar çıktı ki, kalbine vurup duruyor dum tıs, dum tıs diye.. Sen de bitsin bu çile diyorsun...
Sizin yaptığınız tür Brit-pop'tan farklı, ya da standart İngiliz sound'undan..
Evet, alternatif diyebilirsin. Brit-pop'la aynı döneme denk geliyoruz aslında. Ama biz daha çok The Who'yu, Rolling Stones'u, Led Zeppelin'i andırıyoruz. Ama bunlar da İngiliz. Yani çok 'İngiliz tınlıyoruz', merak etme...
Yeni albüm 'Rides' pek güzel olmuş...
Sağol. Kayıt esnasında çok eğlendik. 'Rides' için şöyle diyebiliriz: daha önceki albümlerimiz, özellikle 'Glow' erkeksiyse, bu daha kadınsı oldu. Müziğimizin feminen tarafını ortaya çıkardık.
Amerika'da da epey tutuyorsunuz...
Evet; Amerikalılar Nirvana'dan beri yeni bir müzikle tanıştı. 70'lerin, 80'lerin tüm iyi grupları İngilizdir, ama son yıllarda Amerika'dan bir sürü iyi grup çıktı. Şimdi olay farklı yani; gerçekten çok iyi olman gerek.
Siz şimdi festival festival geziyorsunuzdur. Boş vaktiniz kalıyor mu, eve uğrayabiliyor musunuz bari?
Haftada dört-beş konser veriyoruz. Eve, Londra'ya tatil için gidebiliyorum artık. Ve canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Eskiden TV'dan nefret eder, onu aşağılardım. Şimdi tek isteğim, kanepeye kıvrılıp TV seyretmek...
Konser yorgunu Reef elemanlarıyla birlikte, tur otobüsleriyle ParkOrman'a doğru yola çıkıyoruz. Hiç de yorgun bir halleri yok gerçi; "Hey, kebap ülkesine geldik, boğaz turu da yapacağız" diye heyecanlı heyecanlı konuşuyorlar. "Teşekkürler" nasıl telaffuz edilir; onu da öğrendikten ve konser alanını; bungee'yi, havuzu, ormanı, renkli kalabalığı da gördükten sonra, iyice keyifleniyorlar. Ve tüm albümlerinden çaldıkları parçalarla, müthiş bir konser verip, gidiyorlar.