kapat

15.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Spor sayfalarını okumak..

İngiliz basınını yakından izliyorum.. Özellikle spor sayfalarını.. Spor yazısı açlığımı gidermek için başka çarem yok.. Dünya sporunda nelerin olup bittiğini öğrenmek için de..

Bir gazeteyi elime aldım mı, sadece spor sayfası nerdeyse bir saat elimde kalıyor..

Çıldırıyorum.. Bu adamlar, ne kadar çok yazacak şey buluyorlar böyle..

Üstelik bakıyorum..İngiltere'de futbol sezonu açılmış.. HiçbirisiLiverpool'un,Manchester United'in,Arsenal, Chelsea'nin peşine takılmamış..

"Şu şöyle dedi, bu böyle dedi" gibisinden haberler yok..

Ya ne var?..

* * *

Tony Armstrong.. Siz adını bile duymadınız belki.. Bütün dünya bu adamı konuşuyor.. 1996'de testis kanseri olduğunda 25 yaşındaydı ve dünyanın geleceği en parlak bisikletçileri arasında sayılıyordu. Nasıl sayılmasın ki..

21 yaşındaDünya Yol Şampiyonu olmuştu. Kanser hızla akciğerlerine ve beynine yayıldı.

Sporun değil yaşamın sonu gelmişti nerdeyse..

Şimdi buArmstrong, dünyanın en zorlu yarışıFransa Bisiklet Turu'nda sarı mayoyu giyiyor.. Hem de en yakın rakibinden tam 5 dakika önde..

Herkes onu tırmanıcı biliyordu.. Turun, düzde geçen ilk etaplarında gizlenecekti. Daha doğru takım arkadaşları onu gizleyeceklerdi.. Onlarca yarışçının içiçe olduğu sprintlerde arada kalıp sakatlanmasın diye.. Dağ etaplarına gelince, meydan krala kalacaktı nasılsa..

Tony dağ etaplarından bir önce, uzatılmış saate karşı etapta, kimsenin beklemediği bir sprint yaptı en yakın rakibine 2 dakika gibi büyük bir fark atarak birinci geldi.."Ben sadece dağların değil, ovaların da kralıyım" dercesine..

İlk dağ etabında izledim onuEurosport'ta, saatlerce.. 800 metreden başladılar.. 2500 metreye kadar ine çıka tırmandılar.. Kızgın güneşten, buz gibi yağmura, tam 5.5 saat yarıştılar.. Görmeliydiniz ne kahramanca pedal basıyorduTony.. Zirveye tırmanırken, onu çekecek, önünde gidip rüzgarın hızını kesecek takım arkadaşı da yoktu.. Fırladı gittiTony tek başına.. Uzun mesafe koşucusunun yalnızlığını bu müthiş tırmanışta yaşayarak..

Ölümün eşiğinden zaferin doruğuna..

Tony'nin hikayesini bizim spor sayfaları yazsa okumaz mıydınız?..

* * *

Wimbledon da, 18 yaşında bir Amerikalı kız fırladı aradan. Dünya adını öyle öğrendi..Alexandra Stevenson.. Dünya ayni anda başka şey de öğrendi.. GençStevenson, bir zamanlar Amerikan basketbolunun en ünlü adamıDr. J'inJulius Ewing'in gayri meşru kızıydı..

80'li yıllardaEwing fırtınasıNBA'de eserken, anneSamantha Stevenson, basketbol yıldızlarının imzası peşinde koşan uçuk bir kızdı..Ewing'in bir deplasman maçı sonrası bir araya gelmişler veAlex doğmuştu işte.. Evli ve iki çocukluDr. J küçük kızını 3 yaşında iken bir kez görmüştü o kadar..

AnneStevenson şimdi yaşamını romana dönüştürüyordu. Roman kadar ilginçti gerçekten..

Yazılsa okumaz mıydınız?..

* * *

Geçen pazar Formül 1, İngiltere Grand Prix'i koşuldu ve dünyanın en korkusuz pilotuMichael Schumacher'inFerrari'si çıkıştan hemen sonra bariyerlere çarpıp parçalandı.Schumi'nin de sağ bacağının iki kemiği de, aynen benimki gibi kırıldı.. Ama, dünyayı sarsan bir başka olay, daha öne geçti..

İngiliz polisi,Formül 1 arabalarının uluslararası kokain kaçakçılığı için kullanıldığını açıkladı..

Dünyanın en büyük kahramanlarının otomobillerini aramak doğal olarak kimsenin aklından geçmiyordu. Otomobillere eklenen zulalarda da rahatça kokain kaçırılıyordu..

Yazılsa, okumaz mıydınız?..

* * *

Daha neler var bilseniz, dünya basınında.. Ne insanı merak içinde gazeteye gömecek, haber/hikayeler..

Ama kim uğraşacak bunlarla..

Biz de,"Ben herkesin gittiği yoldan gitmeyeceğim" diyen bir tek spor şefi çıkmıyor. Biri ne yaparsa, hepsi hür yaa peşinden..

Sorarım size.. Lütfen doğru yanıt verin..

Fener'in,Beşiktaş'ın,Galatasaray'ın antrenmanlarının peşine takılmış, onlara endekslenmiş sayfalara toplam kaç dakika bakıyorsunuz?.. Okuyor musunuz?.. Birkaçı elinize geçiyorsa, iyi izleyin, farkları var mı?..

Her gün bir yığın"BOŞ" sayfayı elimden hızla geçiriyorum, sonra dalıyorum,İngiliz veAmerikan gazetelerine..

Sporun lezzetini buram buram yaşayarak, çölde vahaya ulaşmışın susuzluğu ile, kana kana okuyorum!..

Peki ya haber!..
Spor sayfaları sütunlar dolusu yazılsa merakla okunacak insan merakını tahrik eden haber hikayeleri yazmıyor da, haber yazıyor mu?..

Futbol dışı sporları geçtik.. Futbol haberlerini, en çok izledikleriFenerbahçe'nin haberlerini yazıyorlar mı mesela?..

Haber çıkarmanın birinci koşulu merak etmektir. Merakı olmayan adam gazeteci olmaz.. Kendin merak etmezsen, başkasının neyi merak ettiğini nerden bileceksin ki?..

* * *

Bakın şimdi..

Futbol Federasyonu, Alpay'ın transferi içinSiirt Köy Hizmetleri'nden belge istemiş..

Peki nedir işin iç yüzü?..

Hangi belgeler istenmiş?.. Bu belgeler verilmezse ne olacak?..Alpay, Siirt'te mi kalacak, yoksaBeşiktaş'a geri mi dönecek?..

Alpay için belge istendi de,Sergen için niye istenmedi?..

Transferle ilgili yönetmelik maddesi ne?.. Bu madde hangi şartları istiyor?.. Bu şartlarAlpay'da var mı?.. Bileniniz var mı?..

Yok..

Çünkü merak edip araştıran ve yazan yok..

Pardon var.. Bir tekStar'da benimFenerbahçe için kelle koltukta giden kardeşlerimBüşah veMeriç bir haber yaptılar ve"Haluk Ulusoy bu futbolcuların Fener'e gitmesini önlemek için soruşturma başlattı" dediler. Tam onlardan bekleneni yaptılar.

* * *

Bakın şimdi..

Fenerbahçeli Tayfun, Türk vatandaşlığından çıktı..Fener'in yabancı kontenjanı dolu.. O zamanTayfun'a nasıl lisans verilecek?..Türk vatandaşı olmayan, çifte vatandaş pasaportu dahi taşımayan birisi, nasılTürk vatandaşı sıfatı ile oynar.. Yasalar ne diyor?.. Yönetmelikler ne diyor?.. Hukukçular ne diyor?..Fener yöneticileri ne diyor?..

Tam araştırmacı gazetecilik değil mi?..

Yok..

Çünkü merak edip yazan yok..

* * *

Bakın şimdi..

Ali Şen yazdı.. Kimsenin dikkatini çekmedi..Halit Deringör, Cumhuriyet'te üzerine gitti.. Dedi ki..

"Ali Şen, Jet-Pa mı sporu kullanıyor, yoksa sporun içinde olanlar kendi paralarını Jet-Pa ile mi kullanıyor, pek açık değil. Bu parasal konulara ilerde bakacağım, diyor. Anlaşılan Sergen ile Alpay'ın transferlerine şüphe ile bakıyor. Bu da büyük suçlama.. Açıklanmasında yarar var.."

Kim açıklayacak?..

Okuyan ve okuduğunu merak eden medya..

Çıt yok.. Kimse merak etmiyor..

Ben merak ettim..

"Ne demek bu?" diye..

Şu demekmiş, fısıltı gazetesine göre..

Alpay'ı alan paraJet-Pa'nın değilAziz Yıldırım'ın parası imiş.. PekiYıldırım niyeJet-Pa üzerinden geçirmiş transferi?..

Mali Milat.. Nerden buldun hikayeleri var ya..

ŞimdiFenerbahçe'de her kapının ardında,Şen'in yazısından sonra söylenen bu.. Bir tekFenerbahçe muhabiri olayı araştırmıyor..

Neden..

Merak etmiyor..

* * *

Bakın şimdi..

Fenerbahçe geçen yıl 7.5 milyon dolara satmadığıİbrahim'i bu yıl 3 milyona satışa koydu alan yok..

Bu aradaİbrahim'e de haber uçtuğu söylendi.."Başka kulüple anlaşma yapmadan önce az bekle.. Baliç satılırsa kulübe yüklü para gelecek. Bu paradan basketbola da ayrılacak. O zaman istediğin parayı veririz, kalırsın.."

Baliç satıldı. Para geldi..İbo hala satışta?..

Neden?..

Merak edip, araştıran, yazan yok..

Ben merak ettim.. Sordum..

Dediler ki..

"Aziz Yıldırım cebine tonla para koydu Fener'e.. Şimdi koyduklarından ne kurtarırsa kardır hesabında.. Bırakıp kaçmaya hazırlanıyor.. Baliç'ten gelen para harcanmayacak."

Doğru mu?.. YoksaFenerbahçe'deAziz Yıldırım'a karşı yürütülen sinsi bir kampanya mı var?..

Fenerbahçe muhabiri değilim ki, nerden bileyim..

PekiFener muhabirleri nerde?..

Neden merak etmiyorlar?..

* * *

Bakın çocukların günahlarını almayayım.. Belki ediyorlar. Belki haberi çıkarıp getiriyorlar.. Ama hemen hepsi, hem de nasılFenerli şefler, bu haberlere, kulüplerinin sağlığı açısından itibar etmiyorlar..

Türkiye sporu değil,Fenerli şeflerin istediklerini okuyor sadece?..

Acaba öyle mi?..

Gümüşdere!..
"Gümüşdere durmaz akar" bir kişi için söylenmişse bu adı üstündeİsmet Gümüşdere'dir.

Hayatta en keyifle yaptığım işlerden biriydiGelişim Spor'u çıkarmak.. Orda birlikte çalışmak gururuna ulaştımİsmet Ağabey'le..

Nasıl yorulmaz bir foto habercisiydi.

Nasıl zevk alırdı yaptığı işten.. Nasıl gençlere taş çıkartacak yorulmazlıkla iş takip eder, nasıl tablo gibi bakılacak fotoğraflar çekerdi?..

Türk sporunun en müthiş arşivi de ondaydı.. Bir hazine.. Kolay değil.. Tam 50 yıldır basıyor deklanşöre..

Şimdi bu arşivden seçtiklerinden bir kitap var önümde..

Objektif Yalan Söylemez!..

Müthiş bir albüm bu.. Eğer kitaplığınmızda yoksa, siz sporsever değilsiniz demektir. O kadar önemli.. O kadar güzel..

Claude Monet'ye "Bu güzel tabloları nasıl yapıyorsun?" diye sormuşlar.."Kuşun ötüşü gibi" demiş..İsmet Ağabey de deklanşöre öyle basmış..

Kuşun ötüşü gibi..

Yerim olsa, size teker teker anlatmak isterim, bu muhteşem tabloları.. Ama anlatamam zaten.. Bakmak gerek..

Resimaltı yok, fotoğraflarda.. Resimler konuşuyor da ondan..

İlk elime aldığımda 61'inci sayfaya kadar geldim.. Orada sıkışan oğlunu sahaya çiş yaptıran babada takıldım kaldım.. Nasıl insancıl bir mizah.. Bir hiciv..

Piyasaua çıktı mı, satılacak mı bilmem.. Yoksa bir firma tamamını satın alıp, promosyon olarak mı dağıtacak, onu da bilmiyorum..

Bildiğim bir şey var..

Bu bugüne dek, bu ülkede spor üzerine basılan en güzel şey!..

Teşekkürlerİsmet Ağabey!..

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır