kapat

15.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ULAŞ BIÇAKÇI

Eğitim ve yabancılaşma
"Şirketlerde çalışanların 'katılımı' nasıl sağlanır? Kimine göre bunun anahtarı 'eğitim'. Hayır! Tam tersine, birçok durumlarda eğitim 'yabancılaşma'ya yol açar."

Bu sözler gazeteci Emre Aköz'e ait. Belki o da başkasından alıntı yapmıştır, bilmiyorum. Ama tabulaştırılmış bir konu olan eğitim hakkında böyle konuşmak cesaret işi. Misyoner olmak, sadece belli bir görüşü savunmak için gönüllü, bedava çalışmak demek değil, eksik ya da yanlış olduğuna inandığımız şeyleri, doğruluğu ve tartışmasızlığı üzerindeki tüm toplumsal konsensuslara rağmen ifade edebilmektir. Herkes bunu yapamasa da bazı meslekler yapabilmeli. Gazetecilik böyle mesleklerin başında gelmeli.

Eğitim benim de uğraşı alanlarımdan birisini oluşturuyor. Ama Aköz'e katılıyorum. Aköz, "Eğitilen kişi kendini daha önemli, daha değerli gördüğü için katılmaz" diyor. Sadece o kadar değil ki. Eğitimlerin uygulama ile kopukluğu çok fazla. O eğitimi alan insan bir başka kişi olarak çıkıyor eğitimden ve şirketine döndüğü zaman işine-gücüne, üstüne, astına, arkadaşına yabancılaşıyor. Bazı eğitimler insanları gaza getirip prim yapıyorlar. Ancak aynı gaz işyerinde olmadığı için düş kırıklıkları yaşanıyor. Diğer bazı eğitimler ise laf cambazlığı, terminoloji oyunlar üstüne kurulu. Söylenen şeylerin değişik şekilde tekrarı ve özellikle batı taklidi de yabancılaşma nedenleri. Eğitim işi de aşırı ticarileşti artık; yüksek erdem isteyen diğer işlerden bazıları örneğin doktorluk gibi.

OKUMUŞ İNSAN
Aynı şey sadece iş başındaki insanların, çoğunlukla, "seminer" adını taktığımız eğitim şeklinde değil genel olarak tüm formel eğitimde de söz konusu. Bir zamanlar eleman arama ilanlarında, "yurt dışında okumuş" insanlar aranırdı. Bir ara onlara prens bile dedik ve "beyin göçü" hareketleri başlattık. İstisnaları hariç, ülkesine, ananelerine, ailelerine, dinine yabancılaşmış, onları küçümseyen hatta aşağılayan bir konumda (yabancılaşmış olarak) ülkesine dönen bu insanlardan beklediklerimiz uzun vadede ve krizlerde ortaya çıktı. Bir iş adamı şöyle diyordu: "Orada hamburger yemekten çatal tutmayı unutmuş adamların, 'Ben Amerika'da okudum' diye hava atmasını kimse yemiyor artık".

İçeride de "ODTÜ veya Boğaziçi mezunu" arama dönemi vardı ki mezunları, "biz ayrıcalıklıyız, ileriyiz, batı standartlarında yetiştik, yönetici olarak işe başlayacağız" havalarında idiler. Ancak hem kendileri, hem hocaları hem de onları işe alma durumunda olanlar kendilerini yadırgar duruma geldiler ve çözümler aramaya başladılar.

Eğitilme, kendini eğit, yoksa yabancılaşırsın.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır