kapat

15.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kahvenin hatırı kalmadı
Bizler, Türk kahvesinin artık kafelerde, restoranlarda satılmadığından yakına duralım, 'kahvenin cenneti' diyebileceğimiz ABD'de kahve tüketimi hızla azalıyor.

"Kaliteli gurme kahvelerin satıldığı, yeni ürünlerin tadıldığı Starbucks gibi kahve zincirleri hızla yaygınlaşıyor" dediğinizi duyar gibiyim. Ancak, bu tür kahve tüketimi, ABD'deki toplam pazarın sadece yüzde 12'si. Ellerinde koca kupalarla sabah akşam kahve içen Amerikalı yok artık. Onun yerine karbonlu alkolsüz içecekleri tüketen 'yeni nesil' var. 1985'ten beri başta Coca Cola ve Pepsi olmak üzere kişi başına alkolsüz içecek tüketimi yüzde 43 arttı. Son 25 yılda ise yüzde 100.

Geleneğin sonu...
1998'de süpermarketlerden 3.7 milyar dolarlık kahve satın alınmış. 1994'e göre yüzde 5'lik artış var ancak miktar olarak yüzde 8'lik bir düşüş söz konusu. Satışlarını artırmak isteyen Maxwell House, Nescafe gibi üreticilerin yeni ürünler çıkarması, daha kaliteli kahveye yönelmesi bu yüzden.

Zaten, kahve içenlerin azalmasının bir nedeni sağlık ise diğer nedeni üreticilerin son yıllarda fiyat savaşı ve buna bağlı olarak maliyet düşürmek için lezzetli Arabica çekirdeği yerine daha ucuz çekirdekleri ürüne katarak kahvenin kalitesini düşürmesi...

Büyük üreticiler pazar payı için birbirleriyle savaşırken, kendilerine yönelen tehlikeyi farkedemediler: Alkolsüz içecek sektörü... Kahve üreticilerinin hedefi genellikle orta yaşlı ve yaşlı kesimdi ama 'yeni neslin içeceği' başkaydı. Ve böylece bir nesil tüketiciyi kaybetmiş oldular.

Bunun maliyeti, geçen yıl kişi başına kahve tüketiminin 1.4 fincana düşmesi oldu. 1960'larda günde 3 fincandı. 1950'li yıllar ve 1960'ların başında bir önceki gün kahve içtiklerini söyleyenlerin oranı yüzde 75 iken, bugün sadece yüzde 48.5. Bir Amerikan ritüeli olan sabah kahvaltısında kahve içenlerin oranı 1988'de yüzde 40 iken, geçen yıl yüzde 35'e düşmüş. Akşam yemeklerinde kahve içenler ise yüzde 3.4'lük küçük bir kesim.

Avrupalı daha çok içiyor
İşin daha da ilginç yanı, Avrupa'da kahve tüketiminin ABD'den fazla olması. 1997'de Avrupa Birliği'nde kişi başına tüketim 5.5 kilogram. Finlandiya 11 kilogram ile birinci. ABD'de ise sadece 4 kilogram.

Çay ülkesi İngiltere'de bile tüketim hızla artıyor. Tabii çay hâlâ birinci. İngilizler günde ortalama 3 fincan çay içiyor. Kahve ise 1.5 fincan. Ancak, kahve hızla arayı kapatıyor. 1996'da kahve tüketimi yüzde 2.3 artarken, çay yüzde 1.9 azalmış.

ABD'de genç nesilleri elinden kaçırdığını anlayan kahve üreticileri ise, yeni ürünler ve yeni pazarlama yöntemleriyle geri dönüş yapıyorlar. Buzlu kahve, teneke kutuda kahve gibi... Ayrıca, çok az genç Amerikalı kahvenin tadını 'ilk tanışmada' beğendiğini söylüyor. Üreticiler, bunun içindir ki süt, krema, şeker ve değişik aromalarla, Amerikalıların bu ulusal içeceğini tolere edilebilir hale getirmeye çalışıyorlar. Tabii, kampanyalarda 'kafein'in sözü dahi edilmiyor.

Safra kesesi taşına karşı
Oysa, çocuklar ve gençler karbonlu ve çikolatalı içeceklerle şaşırtıcı miktarda kafein tüketiyormuş.

Kahvenin sağlığa etkisine gelince...

* Duke Üniversitesi araştırmacılarına göre günde 4-5 fincan kahve vücudun sürekli stres altında kalmasına neden oluyor. İşyerindeki stresle birleştiğinde kan basıncını sürekli yükseltiyor ve uzun vadede kalp krizi riskini artırıyor.

* Buna karşılık İngiltere Kalp Vakfı'na göre, mütevazi miktarda kafein sağlıklı insanda soruna yol açmıyor. Kafeine duyarlı olanlarda ise kalp ritminde düzensizlik söz konusu olabiliyor.

* Harvard'lı araştırmacılar ise, düzenli kahve içenlerin kendilerini safra kesesi taşı oluşumuna karşı koruduklarını ortaya çıkardı. Günde 4-5 fincan kahve safra kesesi taşı sorununda en alt risk grubundalar.

* Fazla kahvenin hamile kadınlarda bebeklerin ölmesi, saldırganlık, yorgunluk, çarpıntı gibi sorunlara neden olduğu savunuluyor.

Aslında, kafein bağımlılık yapıcı bir madde, uyarıcı etkisi var. Kahvesiz yapamadıklarını söyleyenlerin sayısı hiç de az değil. Kafeinin 'overdozu' ise 10 gram. Yani, çok hızlı içmek şartıyla 100 fincan kahve... Korkulacak bir şey yok. Yaşasın kahve!


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır