kapat

03.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Adalet çığlığı

Jürili bir mahkeme olsaydı her şey çok kolay olacaktı. Çünkü jüri sanığın cezasına belirlemez, suçlu olup olmadığına karar verir.

Bebek katili, bu kadar kan dökmeyi haklı gösterecek bir baskı ve ayrımın Türkiye'de mevcut olmadığını kabul edip şehit ailelerinden özür diledi.

İşlediği suçun kanundaki müeyyidesi belli.

Jüri, kendisinin ikrarını da dikkate alarak "suçludur" kararını huzurla verecekti.

Aynı şeyi şimdi, mahkeme yapacak.

Ama sonra ne olacak?

Apo asılsın mı, asılmasın mı?

Bir münazara olsa, iki tarafın da çok güçlü tezleri olacaktı, iki taraf da karşı tezleri çürütmekte zorluk çekmeyecekti.

"Asılmasın" diyen taraf, bebek katilinin yarattığı fırsatın, onu ipte sallandırmakla elde edilecek bir anlık tatminden devlet için, millet için, hatta şehitlerin manevi huzurları için çok daha önemli olduğunu savunacaktı:

"Onu asmamak, gerçekten Türkiye'ye yıkıcı maddi ve manevi zararlar veren bölücü terörü bitirecekse biz, yeni cenazeleri önlemek için bebek katilinin uzattığı kanlı eli bile geri çevirmeyiz. Bu fırsatı harcamamanın, vatan için ölen şehitler katında bile kabul göreceğine inanırız.."

Hak yerini bulmazsa
Karşı taraf itiraz edecekti:

"Adalet ve intikam duygusu insani bir duygudur. En kutsal duygudur. Hukuk devleti bunun için vardır. Kanun bir sosyal sözleşmedir. Bozarsan ödersin.. Canın kıymetliyse başkasınınkini de almayacaksın."

Doğru.. Hatta başka doğrular da var:

Hukuk suça göre yapılır, suçluya göre değil.

Hele 30 bin hayatı söndüren bir bölücü maşanın şantajına boyun eğmek anlamı doğuran bir tavır, ulusal vicdanı isyan ettireceği gibi, devletin itibarını da dünyada iki paralık duruma düşürür.

Böyle bir pazarlık terörü durdurmaz, tam tersine teşvik eder.

Terör şantajının Türk devletini en onursuz pazarlıklara ve uzlaşmalara razı edeceği inancını uyandırır.

Bunun sonu adaletin, yani devletin çökmesi ve intikamını herkesin kendi gücüyle almaya kalkıştığı bir cehennemin yaratılmasıdır.

Ülkeyi ağlatan feryat
Dün İmralı'da yaşanan trajedi, bu meselede salt akıl yürüterek karar alacak bir noktada olmadığımızı gösterdi.

Katil sürüsü tarafından izin dönüşü Erzincan'da durdurularak ailesinin önünde öldürülen Astsubay Murat Namdar'ın eşi, Apo'nun gözlerine bakarak şunu dedi:

"Biz size ne yaptık? Biz hiç kimseye bir şey yapmadık.."

Sonra mahkemeye döndü:

"Murat kocamdı, canımdı, herşeyimdi. O kimseye ayırım yapmadı. Hani insanlık? Hani insan hakları?. Sadece adalet istiyoruz. Biz insan değil miyiz?"

Mahkeme başkanını ağlatan Yıldız Namdar kendisini TV ekranlarında izleyen 65 milyonu da ağlattı.

Bu çığlık, herkesin kafasındaki adaleti bir idam sehpası ile bütünleştirdi.

İmralı davası bir son değil, geleceği kuracak zor kararın başlangıcı olacak.

Tanrı yardımcımız olsun..

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır