kapat

03.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
"Bundan sonra isyan yanlıştır"
Soruldu: Kürtlere baskı sürüyor mu? Sanık: 1990'lardan sonra Türkiye insan haklarında büyük geliş!me kaydetti. Bundan sonra isyan yanlıştır.

Saat 05.30. Mudanya. Hava yağışlı. Duruşmalar için İmralı'ya gidecek olan müdahil avukatlar, şehit aileleri, yabancı konuklar ve gazeteciler kimlik kontrollerini yaptırıyorlar. İşlemler bitince Akşemsettin adlı deniz otobüsüne binip Abdullah Öcalan davasının görüldüğü duruşmaların üçüncüsünü katılmak için İmralı Adası'na geçiyorlar.

Aynı saatlerde bir başka yer. Gemlik. Orada da "Gazi yatı", sanık avukatları ve yakınlarını alarak İmralı'ya gitmek üzere denize açılıyor.

Saat 09.55. Duruşma salonu. Sanık Abdullah Öcalan yeniden cam kafeste. Mahkeme Başkanı Mehmet Turgut Okyay, söze önceki gün mahkemeye verilen dilekçedeki konuların incelendiğini belirtterek başlıyor. Ardından da sanık Öcalan'a bazı basın yayın organlarında yer alan iddialar konusunda sorular yöneltiyor.

Mahkeme başkanı sordu, Apo cevap verdi...
Okyay: 1987'den sonraki örgütün sivil hedeflere yönelik saldırıdan bahseder misin?

Öcalan: Gerçekten bazı bilgisizler vardı. Bu konuda içimizdeki çatışma ciddidir. Sivil hedeflere yönelik saldırılarda çatışma yaşandı. Bu, içimizdeki çatışmanın doğurduğu saldırılardır. Bir çizgi savaşımı verdim, çok mücadele ettim.

Müdahil avukatlarından Şevket Can Özbay: Kürtler'e yönelik bir baskı var mı?

Öcalan: Bir halkın dilini kullanması çok önemlidir. Türkiye'de Kürt dilinin konuşulmasının yasaklanması doğru değil. Bu ciddi bir baskıdır. Ancak sizin bu konuda verdiğiniz bir karar var. Bu, çözüm öneriyor.

Okyay: Bu konuda bir karar verdik. Baskı, zulüm, işkence bugün sürüyor mu?

Öcalan: 1990'lardan sonra birlik içinde Türkiye'de insan haklarında gelişmeler var. Bundan sonra isyan yanlıştır. Mesele çözüm yoluna girmiştir. Barış ve kardeşlik için duyarlı olmak gerekir.

Okyay: Terör örgütü elebaşı tarafından yazıldığı bildirilen bazı kitap ve kitapçıklar var. Bunlar senin tarafından mı yazıldı?

Öcalan: Ben, Duran Kalkan ile birlikte hazırladım. Örgütlenme broşürü ve diğer şeylerle ilgili olarak ve Duran Kalkan ve diğerleriyle birlikte hazırladım.

Yunanistan ve Rum Kesimi yardım etti
Mahkeme başkanı sordu, "Cezaevlerindeki açlık grevleri yönünde talimat verdin mi?" yanıt kaçamak, kısa. "Açlık grevleri hakkında talimat vermedim, bunları uygun bulmadım." "Peki terör örgütü elamanlarından Kani Yılmaz, Ali Haydar Kaytan ile Sakine Cansız'ın ölüm emrini verdin mi?" Öcalan'ın yanıtı kısa: "Yaşıyorlar. Araştırılabilir."Sorular ve yanıtlar devam ediyor.

Okyay: Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki iki kuruluştan yardım aldınız mı?

Öcalan: Para yardımı gelmiştir. Bunları bölge sorumluları biliyor. Böyle yardımlar oluyordu.

Katliamlar "köylü iktidarı" anlayışı

Okyay: Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki işyerlerini ve çiftlikleri neden tahrip ettiniz?

Öcalan: Örgüt içinde 1987 yılında çizgi savaşımı yaşanıyordu. 1986'ya kadar sürdü. Köylü iktidar anlayışına sahip insanların yanlışları. Yakıp yıkmış olabilirler. Buralarda avare, asi çete gruplarının olduğunu duyuyordum. Bunlar bizi çok uğraştırdılar. Sınırlandırdık, eylemler tek tek olmaya başladı.

Okyay: Bir örgüt elemanına bizzat turistik tesislere ve fabrikalara yönelik eylem emri verdin mi?

Öcalan: Ben kendilerini arayarak turist tesislere, fabrikalara ve diğer üretim merkezlerine saldırı talimatı vermedim. Özel yöntem olarak PKK'nın yapısı buna çok uygundu, ancak ben bunu en çok engelleyenlerden biriyim. Çok anarşik yapılı ve karışık bir örgütte bu tür eylemler daha çok olabilirdi.

Avrupa'dan bağış adı altında destek
Bir müdahil avukat soruyor, "PKK'nın 3. Kongresi'nde, (en kısa zamanda asker sayımızı 10 binden 50 bine çıkartacağız) dediniz. Sizi besleyen gelir kaynakları nelerdir?" Öcalan bu soruyu açıkca cevaplıyor: "Bu konuda Avrupa'da bağış adı altında destek vardı. Zorlama olmaması konusunda uyarıda bulundum. Zorla alındığı yerler vardır. Suriye halkından destek gördük.

Okyay: Yunanistan'dan da gördünüz mü?

Öcalan: Yunanistan'dan maddi yardım sınırlıydı. Bu konularda fazla sıkıntı çekmiyorduk. Ben, 1993'ten sonra siyasal bir çizgi geliştirmeye yönelttim örgütü.

Müdahil avukat Nejdet Küçüktaşkıner: Uyuşturucu işiyle uğraşan Savaş Buldan ve Behçet Cantürk'ün terör örgütüne yardımı nedir? Ayrıca Cantürk'ün, Özgür Gündem Gazetesi'nin patronu, Buldan'ın da terör örgütü PKK'nın Moskova temsilcisi olduğu söyleniyor?

Öcalan: Buldan, Moskava temsilcisi değil. Brüksel'de kurulan Kürt Parlamentosu'nun üyesidir. Sonradan duyduğuma göre Cantürk, Özgür Gündem Gazetesi'nin yüzde 10 payına sahiptir.

Okyay: Bunlardan yardım aldınız mı?

Öcalan: Bu konuda bilgim yok. Cezaevlerinde para toplanıyordu. Kendileri de para toplamış olabilir.

Okyay: 3. Kongre'de geçiçi köy korucularının evlerinin, işyerlerinin ve yakınlarının öldürülmesi yönünde bir emir verdin mi?

Dünü geçiştirdi
Üçüncü günde soruların çoğunu "Hiçbir bilgim yok" diyerek geçiştiren Apo'yu, hakim samimi olması konusunda uyardı

Abdullah Öcalan ilk gün "özür dileyerek" mahkemenin tansiyonunu iyice düşürmüştü. İkinci gün ise kendilerini destekleyen ülkelerle ilgili "şok" itiraflarda bulundu. Dünkü duruşmada "üç maymunları" oynamayı tercih eden Öcalan soruların çoğunu, "Bilmiyorum, kesinlikle yok, yapmadım" biçiminde yanıtlayınca Mahkeme Başkanı Mehmet Turgut Okyay'ın uyarısıyla karşılaştı: "Sorulara yanıt verirken samimi ol."

Mahkeme başkanı teknik sorular soracağı için isteyen izleyicilerin dışarı çıkabileceğini de söyledi.

İşte sorular ve Apo'nun kaçamak yanıtları...
Okyay: Dünkü (önceki gün) duruşmada, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Mehmet Ağar'ın oğlunun düğününe gitmesinin engellendiğini söyledin. Demirel'in, Ağar'ın düğününe gitmesini engelleme olayına açıklık getirir misin?

Öcalan: Bizim engellememiz diye bir şey söz konusu değil. Bize verilen bilgiler Demirel'in gitmeyeceği yönündeydi. Bizim etkimiz yok.

Okyay: Kim ulaştırdı bilgileri?

Öcalan: Bize gelen bilgi notlarında vardı.

Okyay: Kim getirdi bunları? Öcalan: Bir avukat... Selim Okçuoğlu, bilgi kabilinde getirdi.

Örgütüyle ilgili hiçbir şey bilmiyor!

Okyay: 1984'te Lazkiye'de Papendreau ve Esad görüşmesine katılmışsın...

Öcalan: Benim böyle bir görüşmem olmadı. Kesinlikle ben davet edilmedim.

Okyay: Ebu Nidal örgütünün PKK ve Ermeni terör örgütünün birlikte çalıştıkları yönündeki bilgiler var, ne diyorsun?

Öcalan: Kesinlikle doğru değil. Ebu Nidal'ı tanımıyorum. Güney Kıbrıs'ta eğitim konusunda herhangi bir çalışma yapılmadı. Bu doğru değil.

Okyay: Lisiradis ile bir görüşmeniz oldu mu?

Öcalan: Sadece adını duydum. Görüşme olmadı.

Okyay: Kara para aklayan bir Libyalı şirket ile ilişkiniz oldu mu?

Öcalan: Bilgim yok.

Okyay: Suriye'nin örgütün 2000 yılına ilişkin stratejik eylem programı hazırladığından bilginiz var mı?

Öcalan: Böyle bir bilgi ve belgeden haberim yok. Öyle niyeti olsa da bize yansıtmadı.

Okyay: Alman senatör Henry Lummer ile Şam'da bir görüşmeniz oldu mu?

Öcalan: Lummer ile görüşmem doğrudur. 1995-96'da Almanya'daki hukuk ve demokrasiye dikkat etme temelinde olmuştur. Avrupa'da şiddet eylemlerinin durdurulması konusunda yardım istediler.

Okyay: Suriye Hükümeti, Kürtler'in PKK'ya katılması için askere alma bürosu kurmuş, bu doğru mu?

Öcalan: Suriyeli Kürtler'in genellikle Türkiye'den gelmiş ve aynı özelliklere sahip akrabaları vardı. Bu temelde katılıyorlar. Bundan Suriye Devleti'nin bilgisi vardır. Ancak askere alma gibi özel büro konusuna rastlamadım.

Deliller Apo'nun avukatlarında
ÖCALAN'IN avukatları 17 bin sayfa ve 44 klasörden oluşan yazılı delilleri inceleyemediklerini söyleyerek süre istedi. Sanık avukatı Kemal Bilgiç, Mahkeme Başkanı 'nın belgelerin 20 gün önce kendilerine verildiğini hatırlatması üzerine, de "Bu belgelerin Ada'ya sokulmasına izin verilmediğini" öne sürdü. Bunun üzerine sanık Öcalan, avukatlarına dönerek "Verin bana yav" diye çıkıştı.

Okyay, 43 klasörün tamamının incelenmesinin mümkün olmadığını, bunların birçoğunun otopsi raporu olduğunu belirtti ve önemli olanların incelenebileceğini kaydetti. .

Yedek hakim
Öte yandan Ankara 2 No'lu DGM'nin sivil yedek üyesi Mehmet Maraş da duruşmaları izliyor. Maraş, dün duruşmayı izleyici sıralarında izledi.

DIŞ DÜNYA
Hollanda: Apo yalan söylüyor

ABDULLAH Öcalan'ın iddialarını yalanlayan Hollanda Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Frank de Bruin, hükümetinin terörist örgütle hiçbir düzeyde ilişkisi bulunmadığını söyledi. Frank de Bruin, bir soru üzerine de Öcalan davasının yargılama usülleri açısından iyi gittiğini ve bu yargılamanın adil bir şekilde sonuçlandırılacağına inandıklarını kaydetti.

Rumlarda Apo şaşkınlığı
APO'NUN itirafları, Kıbrıs Rum kesiminde şaşkınlık ve öfkeyle karşılandı. Kıbrıs Rum yönetimi sözcüsü Kostas Serezis, Öcalan'ın açıklamalarını reddederken, Rum kilisesi de yaptığı açıklamada, Öcalan'ın "Rum kilisesinden maddi destek gördük" yönündeki ifadesini yalanladı, ancak "bazı fakir kürtlere yardım etmiş olmalarının olasılık dışı olmadığını" vurgulandı.

"O generalleri iknaya çalışıyor"
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, Apo'nun "canını kurtarmak için generalleri ve politikacıları iknaya çalıştığını" yazdı. Mahkemede "kendini küçük düşürerek" özür dileyen Öcalan'ın, bundan sonra yöneldiği hedefin, "kendisi hakkında nihai kararı verecek generaller ve politikacıları ikna etmek" olduğunu öne sürdü.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır