kapat

27.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDA KAYA GÜLER(sguler@sabah.com.tr )

35 yaşında, bekar...

Birçok kadını, hatta erkeği, aslında hepimizi ilgilendiren çok önemli bir konuya değineceğim bugün. Yazmama neden olan, bir Bayan Sabah okuru...

Önce söz sırası onda. Yarın bende. Daha sonraki günlerde sizden gelen görüşlerde...

"35 yaşındayım, bekârım ve beni ameliyat eden kadın-doğum uzmanının dediği gibi bakireyim. Meslek sahibiyim ve çalışıyorum (Çok geçerli bir mesleği ve iyi bir işi var). Yani eve kapalı kalmış, bir eş bekleyen birisi değilim. Kültürlü bir insanım, sinemaya, tiyatroya, gezilere gidiyorum. Etrafımdakilerin ne kadar hoş olduğum konusunda sık sık övgülerini alırım. Beni görenler 27-28 yaşında zannederler.

Bütün bunlara rağmen mutlu değilim, kendimi çok yalnız, mutsuz ve huzursuz hissediyorum. Kendimle barışık değilim. Şimdi size nedenlerini anlatacağım.

Size çok komik gelecek ama bu yaşa kadar hiç flörtüm, sevgilim ya da beni bir yerlere davet eden bir erkek arkadaşım olmadı. Bu saydığım özelliklerime rağmen kimse tarafından farkedilmedim, beğenilip bir teklif almadım. Kimse peşimden koşmadı, telefonla arayıp, "bu gece bir yerlere gidelim mi?" demedi. Tanıdıklarım bu vakte kadar evlenmedim diye, "sen kimseleri beğenmiyorsun" diyorlar ama inanın karşıma beğeneceğim veya beğenmeyeceğim kimse çıkmadı ki...

İki-üç kere "Seni tanıştıralım şu kişiyle," diyen tanıdıklar oldu. O kişilerin bir tanesi boyum uzun diye beğenmedi (1.74). Bir tanesi aynı yaştayız diye istemedi. Bunun dışında gerçekten şu anda bile düşününce içimi sızlatan, sadece "sanki onunla mutlu olabilirmişim" gibi düşündüğüm, bugün bile karşılaşınca bacaklarımı titreten, topu topu 5 defa görüşüp konuşmama rağmen -çok iddialı olacak ama- aşık olduğum bir kişi oldu. Geceler boyu "gelsin, beni arasın" diye dua ettim. O da, beni tanımadan önceki arkadaşını tercih etti.

İşte bütün hayatım boyunca karşı cinsle yaşadıklarım bunlar. Artık birisi tarafından beğenilmek, ilgi görmek, aranmak, bir şeyler paylaşmak istiyorum. Bunun olmaması beni komplekslere itiyor. Evet, bu ölümcül bir şey değil ama hayatın gereği. Herkes bunu yaşıyor, ben neden ayrıcalıklı olayım? Kader-kısmet laflarını duymak istemiyorum. İnsanlar bu konuda bir şey yaşamamış kişileri kınıyor. Siz bile..

Ama benim elimde olmayan bir şey için neden ben kınanıyorum? Bu konuda tutucu da değilim. İnsanlar bu yaşta hâlâ bakire olanlarla içten içe alay ediyor. Çok zor geliyor inanın. Ben de coşkular yaşamak, bir kadın olarak güzellikler görmek, mutlu olmak, etmek istiyorum.

Anne, kardeş sevgisi, onlarla gezmek yetmiyor. Kız arkadaşlarımla gezmek iyi hoş ama, ben yanımda tutacak bir el istiyorum. İnanın yüzüne bakılmayacak biri değilim. Zaten zoruma giden de bu. Evlilikten geçtim. Birlikte bir şey yapacağım, bir arkadaşa, sevgiliye razıyım. Kadın olduğumu hissetmek istiyorum.

Ne yapabilirim, söyler misiniz?"

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır