kapat

11.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Türban ve Fazilet

İşte "uzlaşma kültürü" eksikliğinin bir kanıtı daha!

Türkiye'de uzun zamandır tartışılmakta olan "başını örtme özgürlüğü" meselesine, en büyük darbeyi Fazilet Partisi indirdi.

Türban sorununu yumuşatacağına, rejimi tehdit eden bir tehlike olarak algılanmasına engel olacak davranışlar sergileyeceğine ipi iyice gerdi, bu konudaki kamplaşmayı pekiştirdi.

Dolayısıyla kendi davasına zarar verdi.

Artık türban sorunu, Merve Kavakçı öncesi ve sonrası olarak algılanıyor.

***

Hatırlarsanız 1995 seçimlerinde de aynı konu gündeme gelmiş ve o zamanki Refah Partisi yöneticileri, yeni gerginlikler yaratmamak için meclise türbanlı milletvekili sokmamayı yeğlemişlerdi.

Oysa şimdi spektaküler bir davranışla, savaşçı bir görünüm çizdiler.

Bununla da yetinmeyip, Malatya olaylarında görüldüğü gibi, konuyu sokaklara ve meydanlara taşıdılar.

Artık türban, bir güvenlik ve rejim sorunu olarak görülüyor.

Bunun doğal sonucu da konunun Milli Güvenlik Kurulu alanına girmesi.

Artık MHP dahil, hiç bir parti bu konuda gerçek bir insiyatif sahibi değil.

***

Diyeceksiniz ki yalnız Fazilet cephesi değil, karşısındaki cephe de sert!

Doğru ama türban konusunu çözmek isteyen; Fazilet.

Dolayısıyla sertleşme, onlara zarar veriyor.

Uzlaşmadan da en çok onlar yarar görürdü.

***

Eğer Fazilet Partisi, çatışma ve inatlaşma yerine uzlaşma kültürünü yeğleseydi, konuyu ikna yöntemiyle çözmeyi denerdi.

Türbanın bir siyasal simge değil, bir kişisel özgürlük olarak algılanmasına çalışırdı.

Ama tam tersi bir tutumla, üniversitelerde, meydanlarda ve mecliste meydan okuma tarzını benimsediler.

Böyle meydan okumaların hiç bir davaya yarar sağlamadığı ise uzun zamandır bilinmekte.

***

Altı yıldır yazıyorum:

Türkiye, siyasal İslam, Kürt hareketi ve Türk milliyetçiliği kutuplarına bölünüyor.

Eğer kutuplar, sertleşme yolunu seçerler ve uzlaşma kültürüne karşı çıkarlarsa, bu ortamdan Türk milliyetçiliği galip çıkar.

Çünkü toplumun çoğunluğu ve egemen devlet ideolojisi Türk milliyetçiliğinden yanadır.

***

Türk milliyetçiliğinin (yalnız MHP değil) patlama yapmasına şaşıranları anlayamıyorum.

Türk milliyetçiliğini, PKK ve siyasal İslam yüceltti.

Kendisini tehdit altında hisseden ve Avrupa ilişkilerinde hayal kırıklığı yaşayan insanlar, kendi benliklerine yöneliyorlar.

Kamplaşma arttıkça, bu eğilim de güçlenmeye devam edecek.

Bir arada, barış içinde yaşayabilmek ve ulusal bütünlüğü sağlamak için, "uzlaşma kültürü" nü benimsemek en akılcı yol.

Faziletin, türban konusundaki yanlış tutumu, bize bunun gerekliliğini bir kez daha gösterdi.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır