kapat

11.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Turizm acil ilgi bekliyor!..

"Yarın sabah bir şeyler yapmak ve bunu devletin tüm güçlerini kullanarak yapmak gerekir."

"Ne var ne yok" dediğim Antalyalı turizmci dostum böyle girdi lafa.. "Aslında yarın bile geç. Dün yapılmalıydı her şey" diye ekleyerek.

Turizm sektörünün mutlu olmadığı gerçek. Bu sektör mutlu olmazsa, ülkede de önemli bir sıkıntı olacağı dolaylı gerçek. Turizm bu ülkenin en önemli girdilerinden biri çünkü..

Özellikle dev yatırımların yer aldığı Antalya kan ağlıyor. Hala açılmayan 5 yıldızlık tesisler var. Açılanlar içinde yüzde 10 dolu olanlar var.. 20 Mark'a kadar düşmesine rağmen, müşteri bulamayanlar var.

Turizm Bakanı Ahmet Tan, panik havası yaratmadan, bu havayı dünyaya yaymadan, soğukkanlı yaklaşıyor olaya.. Ama soğukkanlı olmak, gecikmek anlamına gelmemeli.. Çünkü rakipler, başta Yunanistan, İspanya ve İtalya boş durmuyor, son yıllarda büyük bir atak yapan Türk turizminin yolunu kesmek için her fırsatı değerlendiriyorlar.

Tanıdık turizmcilerle konuştum.. Neler yapılabilir, neler bekliyorsunuz diye..

Çok anlattılar.. Belki de seslerini bakanlığa duyuramadıklarından şüphe ettikleri için çok anlattılar..

Sevgili meslektaşım, gazete arkadaşın Ahmet Tan, kollarını fena halde hızlı sıvamalı. Yeni hükumeti beklemeden..

İşte ondan beklenenlerden benim seçtiklerim..

- Hemen yarın, üst düzey bürokratlara verilecek yetki ve mali kaynakla, kriz masasını Ankara'dan Avrupa'ya taşımalı. Temsilciliklerimiz Avrupa başkentlerini lobi faaliyetlerine boğmalı. Turzimciler, özellikle Avrupa'da müthiş bir kampanya yapılması gereğine inanıyorlar.

- Ayakbastı paralarında yapılan indirimler ve yakıt giderlerindeki ucuzlatmalara ek olarak yabancı ve yerli uçak şirketlerine promosyon amaçlı bir ay çok özel şartla havalimanı yer servisi sağlanmalıdır.

- Son üç sene içinde işletmelerin ekonomimize resmi olarak kazandırdıkları döviz miktarına bakılarak belli bir oranda Eximbank'tan ucuz krediler haziran ayı başına kadar sağlanmalı.

- Tur operatörlerinin kazandırdığı dövizin belli bir yüzdesinin tanıtım giderleri olarak geri verilmeli. Bu operatörlerin dış bankalardan alacağı, orta ve uzun vadeli, düşük faizli kredilere devlet tarafından teminat mektubu verilmeli.

- Gezi gemileri için limanlarımızdaki formalite zorlukları kaldırılmalı. Liman hizmetleri ücretleri diğer Avrupa ülkeleri düzeyine indirilmeli.

CarrefourSA!..
Sakıp Ağa, yurtdışından döner dönez aradı ve haberi verdi:

"CarrefourSA'da söz konusu tüm yazılar kaldırılmıştır."

Sakıp Ağa dünyanın başka yerlerinde de benzeri uygulamalara rastlandığını, ama bizdeki hassasiyetin dikkate alındığını söyledi.

"Kabul edersin ki, bu çapta uygulamalarda kararı hemen alıp yürürlüğe koymak kolay değil.. Ortaklıklar var.. Sorunlar var" dedi.

Bizce önemli olan, bu aşağılayıcı ifadenin ortadan kaldırılmasıydı.

Bu sorun çözüldü. Sakıp Sabancı'ya yürekten teşekkürler ettim.

Ama bu vesile ile bana ulaşan başka şikayetler de oldu. Onları kendisine bizzat nakletmeyi uygun buldum. Birlikte bir yemek yemeye karar verdik.

CarrefourSA'da insanımıza davranışlar da, en az dükkanın kendisi kadar, uygar, çağdaş ve güzel olacak.

Bu harika mekana artık öfkelenmeden, keyifle, gururla gideceğiz. Merak etmeyin..

Bizim bacının sergisi..
Bir ara baktım, galerinin merdivenlerinde sıra var. İnsan seli... Girenler ve çıkanlar kuyruk olmuşlar... İçerisi zaten tıklım tıklım... İğne atsan yere düşmez, derler ya... Öyle kalabalık.. Sanki bütün Ankara orada.. Aykut, Orhan, Ünal, Ertekin ve ben, İstanbul'dan gelenler, kapıdan girdik, orada kaldık.. Kıpırdayacak yer yok... Tüm eski dostlar orada.. Bir heyecan, bir duygu seli .. Kız kardeşim Serpil Gogen'le yakın arkadaşı Feyha Bilgen'in birlikte açtıkları el boyaması ahşap ve porselen sergisinden söz ediyorum... Geçen hafta yazmıştım, ben gidiyorum diye.. Gittim.. Gittim ama gecenin geç saatlerinde, ortalık boşalana kadar hiçbir şey görmedim.. Kimse de göremedi zaten.. Kalabalıktan..

Vakıfbank'ın Uğur Mumcu Caddesi'ndeki galerisinde sergiliyorlar çalışmalarını... Bir yanda Feyha'nın porselenleri... Yüz parçaya yakın.. Renklerine göre sınıflandırılmış. Bir köşede pembeler ... Birinde sarılar.. Altınlar, siyahlar.. Modern ve klasik çok değişik çalışmalar, teknikler yan yana... İnanılmaz bir göz nuru, sabır ve zarafet.. Tüm desenler bilinçli bir araştırma ürünü.. III. Murat'ın platin üzerine altınla boyanmış tuğrasından 17'nci yüzyıl limoge mine işçiliğine kadar örnekler var... Meğer sivrisinekler aslında ne dekoratif yaratıklarmış!

Öte yanda Serpil ahşaplarını sergiliyor.. Ben bildim bileli Serpil resim yapardı, biz ciddiye almazdık. Gazeteciliği bırakınca işi tahta boyamaya döktü..

"Ahşabın sıcaklığını seviyormuş!"...

İskandinav, Bavyera, Hollanda, İngiliz halk sanatı örnekleriyle bezenmiş eşyaların yanısıra Art-Deco ve desenli çinilerle olağanüstü bir tırnak yapmış, sonra aynı deseni aynasına taşımış.. Bolu Dağı'nın ahşap ürünleri, yayıklar, hamur tahtaları, kovalar, tepsiler orada.. Edirne renklerinde boyanmış, varaklı bir dolap ve aynasına bayıldım.. Eşyaların tasarımlarını da kendisi yapmış, ne kadar eşya, o kadar teknik.. Öyle diyor..

Bir de Feyha ile Serpil'in birlikte ürettikleri var.. Sıtkı Usta'nın formlarını varaklamışlar, çok dekoratif.. Sonra, porselen ve ahşabı birlikte kullanarak, ancak kataloglarda rastlanacak türden masalar yapmışlar.. Galeri adeta bir müze görüntüsüne bürünmüş..

Bayıldım.. Sergi cumaya kadar açık.. Bence İstanbul'a da gelmeli.. Burada da sergilenmeli..

Tarkan!..
Askeriye kendisine düşen yasal görevi yapıyor.. Yasaların emrettiği şeyi yani.. Süreci başlatıyor. Hepsi o..

Tarkan'ın vatandaşlığından çıkarılması konusunda karar, Bakanlar Kurulu'na ait..

Kanun koyucu, vatandaşlığa giriş ve çıkışı çok zorlaştırmış.. Bakanlar Kurulu kararı istemiş..

Niye "Çağrıldığı halde askere gelmeyen vatandaşlıktan otomatikman çıkar" dememiş?..

Tarkan, Avrupa'da harikalar yaratıyor.. Gençlerin, dikkat buyurun en önemli kesmin gönlünü Türkiye adına çalıyor. Yetmiyor, dünya çapında ödüller alıp, töreni ve şarkısını 130 ülkeye anında izletiyor..

Tarkan dünya çağında bir turizm, tanıtım ve kültür elçimiz.

Askerliği bekleyebilir.

Tarkan, bu girişime, kendisini sonradan ortada bırakan zamanın başbakanın verdiği söz üzerine başladı.. Artık duramazdı.. Bunu da unutmasın kimse..

Bakanlar Kurulu'nda Tarkan kararı önüne geldiğinde çekinmeden imza atacak bakanları şöyle bir görmek isterim..

Bu yanlıştan dönülmesi için bir tek imzanın atılmaması yeterli zaten.. Ben bu bakanın her kurulda olacağına inanıyorum.

Ne yaptın Jülide?..
Dünyanın en güzel saçlarına kıymış Jülide Ateş..

Cemil İpekçi, ekran güzellerinin görüntülerini eleştirmişti bir gazetede..

Jülide Ateş'in o harika saçlarına itiraz etmiş "Kısa kestirmeli" demişti..

Gülüp geçmiştim.. Aklımın köşesinden geçmezdi, Jülide'nin bu yazıyı okuyunca yemeden içmeden berbere koşacağı..

Uzun saç Jülide'ye çok yakışıyordu. Kuaförüne her türlü saç yapma olanağını veriyordu. Topluyordu, salıyordu, yapıştırıyor, kabartıyordu..

Şimdi öyle bir saçı var ki Jülide'nin taramaya gerek yok. Yataktan kalk.. Ekrana otur..

Nasıl yaptın bunu Jülide?.. Nasıl yaptın?..

SEVDİĞİM LAFLAR
Politikacılar dünyanın her yerinde aynıdır. Size bir köprü inşa etmeye söz verirler.. Ortada bir nehir bile yokken..

Nikita Kruşçev

TEBESSÜM
Fıkra Demir Göknel'den

- Sana bir fıkrayı tersinden anlatayım mı?.

- İlginç.. Anlat bakayım!..

- O zaman gülmeye başla..

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır