kapat

21.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Erkeklik öldü mü Oktay Bey!

Futbolun "delikanlı oyunu" olduğu imajı 1960'larda kaldı.. O yıllarda önce kılık kıyafet değişti.. Şortlar kısaldı.. Hem de öyle bir kısaldı ki neredeyse "müstehcen" sayılacak ölçülere geldi..

Arada bir yabancı kanallarda eski dünya kupalarından maçlar veriyorlar, denk getirebilirseniz seyredin.. Futbolcuların kıyafetini inceleyin.. Şortların paçası kasık hizasına kadar çekilmiş.. Hatalı yıkamışlar da o yüzden çekip, düdük gibi kalmış sanki..

ooo

Üstüne üstlük o yıllarda bir de "Hippilik" olayı var.. Saçlar uzatılıyor, favoriler çene kemiğinin altına kadar geliyor.. Gömlek yakaları siyasi partilerin propaganda için yollara astıkları bayrak büyüklüğünde.. Düşük kemer pantolonların 30'ar santimlik paçaları..

Ne garip tiplerdi ama..

Erkek milletinin tamamı "kıyafet balosundan" fırlamış gibi.. Hoş kadınların hali de pek farklı değildi ya! Onlar hiç değilse futbol oynamıyorlardı.. Erkekler ise sokaktaki garip kıyafetlerini soyunma odasında bırakıp daha garip bir görünümde sahaya çıkıyorlardı..

Galatasaray'ın unutulmaz forvetlerinden Çilli Mehmet'i sahada hatırlıyorum. Topu alıp koşmaya başladığında uzunluğu otuz santimi bulan saçları arkasından dalga dalga yetişmeye çalışırdı..

Tribündekiler bu manzarayı pek sevdiğinden Mehmet'e "Çilli bom bom bom.." şarkısı ile tezahürat yaparlardı. Şarkıyı adeta Mehmet'in hücum marşı yapmışlardı.. O parça unutuldu gitti "Çilli" sıfatı Mehmet'e yadigâr kaldı..

O dönemin saçı dökülmeyen ne kadar futbolcusu varsa bu haldeydi.. Bir lepiska saçlı futbolcular kuşağı.. Aralarında erkek milletinin karizmatik görüntüsünü kanının son damlasına kadar korumaya kararlı futbolcular da vardı tabii..

Bunlar bıyıklarını kesmeyenlerdi..

O uzun saçla birlikte bıyık.. Bedene yapışmış formalar.. İç donu ile tanga arası şortlar.. Anlayın manzarayı.. Şaire "Kız mısın oğlan mısın be kafir.." diye yazdıracak cinsten..

ooo

Futbol sahalarındaki delikanlılık imajı o yıllarda öyle bir battal oldu ki bir daha da dikiş tutmadı..

Favori, uzun saç modası birkaç yıl rüzgârını estirdikten sonra yok olup gitti.. Saçlar kesildi, favoriler yukarı çekildi.. Erkek milleti tam eski haline dönmeye hazırlanıyordu ki başka modalar çıktı..

Küpe takma modası..

Futbolun delikanlılığı ikinci darbeyi de o zaman yedi.. Önce zenci takımı deldirdi kulağını.. Sonra gavurun beyazı.. Daha sonra bizden de heveslileri çıktı.. Bir de baktık ki kulağını deldiren deldirene..

Bereket versin hızma modası bizde tutmadı..

Bir de kozmetikçilerin bütün gayretine rağmen sahaya çıkarken dudağını boyamaya meraklı birini göremedik.. Onun yerine altın künyeler, altın kolyeler gördük..

Bu takıp takıştırma modasının köy takımlarını bile etkilediğini, hatta kırsal kesimden bazı amatör futbolcuların "beşibiryerde" takıp sahaya çıktığını söylerler ama ben gözümle görmüş değilim..

Bir de o kuşak futbolcularının uydurma sakatlıktan kendini yere atıp, doğum sancısı çeker gibi kıvrandıklarına hiç şahit olmadım..

Çıtkırıldım delikanlılar..
Futbolun delikanlılığı o devirde kılık kıyafette battal olmuştu, şimdi her anlamda battal oldu.. Davranışlara da yansıdı.. Üstelik sadece bize özgü bir şekilde..

"Bize özgü" diyorum çünkü bizimkilerin hallerini Avrupa takımlarının maçlarında pek görmüyorum.. Bizde ise naklen yayınlanan maçlara bakın, her kapışmada birkaç benzer eylem var..

İki futbolcu göğüs göğüse mücadeleye girmiş, biri düşüyor, öbürü topu alıp gidiyor.. O yere düşen hakem oyunu kesmezse katiyen yerden kalkmıyor.. Eğer hakem fark etmemişse daha da inatlaşıyor..

Sahte sakatlığını haysiyet meselesi yapıp yerde öylece yatıyor.. Sanki açık tribünden kapalıya ateş açıldı, seken kurşunlardan biri gelip bunu vurdu.. Başına gidip ne oldu diye bakmazsan yaşayıp yaşamadığını bile anlamazsın..

Sahanın ortasında öyle yatan biri.. Arkadaşlarından biri mecbur kalıp topu taca atıyor.. Hakem bizim gazinin başına geliyor bizimki ancak o zaman kalkıyor yerinden..

Hiç sıkılmadan on onbeş saniye sonra hoplayıp zıplamaya başlıyor..

ooo

Son Adana-Beşiktaş maçında bu çirkinliğin bir benzeri daha yaşandı.. Beşiktaşlı Oktay, kaleciye giden topa hamle etti.. Ayağını öyle bir kaldırdı ki Adana kalecisi Yavuz kendini Oktay'ın tabanından zor kaçırdı..

Mazallah o taban gırtlağına kadar gelmişti ve eğer isabet etseydi adem elmasından başlayıp, bir tane sağlam kemik bırakmazdı çocuğun boğazında..

Kaleci Yavuz haliyle bu ölçüsüz harekete tepki gösterdi.. Yerde yatan Oktay'ın üzerine eğilip bir şeyler söyledi, aldığı cevaptan sonra da topu yüzüne atar gibi yaptı..

Dikkat buyurun atar gibi yaptı ama atmadı..

O saniyeden sonra Oktay'ın şovu başladı.. Aman kardeşim, yerde bir kıvranıyor bir kıvranıyor.. Arkadaşları işin aslını yakından görmeseler Oktay'ın başına çöküp "Gitti aslan gibi kardaşımız.." diye ağıt yakacaklar..

Televizyondan al o görüntüleri, bir filmin çatışma sahnesine koy.. Size "Yardımcı oyuncu" dalında yarım kilo Altın Portakal kazandırsın.. İçini ye, kabuğundan reçel yap..

Hakem o kadar etkilendi ki bu sahneden geldi Oktay'ın başına dikildi, zeki ve delici bakışlarını üzerine dikip, neresi kanıyor, diye baktı.. Kan filan göremedi ama "Belli ki bu çocuğa ateş etmişler.." deyip Kaleci Yavuz'a kırmızı kart çıkardı..

Oktay da hemen iyileşip oyuna döndü..

Yaptığı fetbazlık Oktay'ın içine sindi mi bilmiyorum ama futbolu "erkek oyunu" olarak bildiğimden midir nedir, benim çok ağırıma gitti.. Hayatın güzelliklerinden birşeyin daha kopup gittiğini, bir değerin daha yok olduğunu gördüm orada.. Çok üzüldüm..

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır