kapat

PERŞEMBE 15 NİSAN 1999

YAVUZ DONAT (e-posta:ydonat@sabah.com.tr )

İki miting... Bir cenaze...

Çarşamba, saat 09.15... Adana Şakirpaşa Havaalanı'ndayız... Davullar, zurnalar... Ve çok sayıda kadın. Deniz Baykal'ı bekliyorlar. Erkekler kusura bakmasınlar ama... CHP'de "kadınlar daha heyecanlı... Daha atak."

Deniz Bey seçimde eğer "umduğunu" bulursa... Bu "kadınların sayesinde" olacak.

* * *

Havaalanından çıktık... "ANAP'ın araçlarıyla" karşılaştık. Mesut Yılmaz'ın mitinginden önce sokakları dolaşıyorlardı. Adana 14 milletvekili çıkarıyor. Bu nedenledir ki... Adana'ya ilgi fazla.

Dün Yılmaz ile Baykal Adana'dalardı. Yarın da Bülent Ecevit ile Devlet Bahçeli gelecekler.

* * *

Adana'da "bir şey" dikkatimizi çekti. Bir "sivil örgütlenme."

Adı "ASEKOM." Yani "Adana Seçilmişleri İzleme Komisyonu." Kahve, salon, mahalle toplantılarını izliyorlar. Adayların konuşmalarını "kaydediyorlar."

Seçimden sonra... İzlemeyi sürdürecekler. Vaat ile icraat arasındaki "ilişkiyi" sorgulayacaklar. Böyle "örgütlenmeler" pek çok kentimizde var. Sevinilecek bir sivil girişim.

Zaten demokrasi gücünü, "sivil örgütlenmeden" almıyor mu?

* * *

Saat 12.00. Sabancı Merkez Camii'ndeyiz. Necati Doğru'nun babası Şerafettin Bey'in cenaze namazı kılınacak. Cami avlusunda konuşulan konu:

- Seçimi kim alır? Seçimden sonraki hükümet ikili mi olur, üçlü mü?

Bu sırada caminin önünden, yanından "parti araçları" geçiyor. Kiminden "Gel ha böyle... Gel ha böyle" türküsü yükseliyor. Kiminden "Haydi omuz, omuza." "Ses" sonuna kadar açık.

Hocaefendi, cenaze namazını kıldırmakta zorlanıyor.

* * *

Anladık "diriye" sagyı yok.

Bari "ölüye" göstersek.

Caminin... Mezarlığın önünden geçerken "şarkıyı... Türküyü" biraz kıssak.

* * *

Önce Öğle namazı... Sonra Cenaze namazı... Ardından Kabasakal mezarlığı.

Bu sırada "parti şarkıları... Parti araçlarından konuşmalar" sürüyor.

Herkes "birbirini suçluyor."

Herkes "iktidar istiyor."

* * *

Bir ayet vardır... "Günümüze" çok uygun.

Muhakkak ki siz iktidara çok hırslısınız.

Halbuki kötü yöneticiler için iktidar, kıyamet gününde, pişmanlık olacaktır.

İktidar, güzel bir süt annedir, emmekle doyulmaz.

Fakat ayrılmak da memeden fena bir ayrılıştır ki, hüznü çekilmez.

Buhari-Tecridi

Sarih-Cilt 12-

Hadis numarası 2125

Günümüzde "süt annenin memesi" bir "rant bölüşüm mekanizması."

Kimse ağzını memeden çekmek istemiyor. Kıyamet günü ise... Kimin umrunda?

* * *

Adana sabah biraz serindi. Öğleye doğru sıcak mı, sıcak.

Siyaset ise... "Geçen seçim" kadar değil ama... "Yurdun diğer yerlerinden" daha sıcak.

Bu sıcaklıkta... "Yerel siyasetçilerin ve merkezdekilerin" birbirleri için söylediklerine gelince... "Aşırı sıcak... Acılı..."

Hani, bir "hadis" vardır:

Bir koyun sürüsüne salıverilmiş iki aç kurdun verdiği zarar, servet ve koltuk düşkünü bir kişinin dinine (devlete, millete) verdiği zarardan daha büyük değildir.

Günümüzde "servet ve koltuk düşkünü" ararsanız, var... Koltuğu "servet yapma aracı olarak göreni" ararsanız... O da var.

Ve onların ülkeye verdiği zarar... "Sürüye dalan iki aç kurdun verdiği zarardan" çok daha fazla.

* * *

Seyhan Nehri'nin kıyısındayız... Mimar Sinan Parkı'nda. "Sessiz çoğunluk" orada. Kimi "yeşilliğe yayılmış." Kimi "ayakta."

Mesut Bey'le "coşuyorlar." Mahsun'la "oynuyorlar."

Sonra Uğur Mumcu Meydanı'ndayız. (Eski İstasyon Meydanı) Orada da Deniz Baykal var.

Bir yanda ANAP lideri, "Deniz Bey'i sarsıyor."

Öte yandan CHP lideri, "Mesut Bey'i hırpalıyor."

* * *

Herkes "ben" diyor. Liderler de, adaylar da söze "ben" diye, "bensiz olmaz" diye başlıyorlar.

Ey siyasetçi!.. Zaman ayırıp da Adana-Kabasakal mezarlığını bir gezsen. Ya da Ankara-Cebeci'yi... İstanbul-Karacaahmet'i... Göreceksin ki... Oralar "bir zamanlar kendilerini vazgeçilmez sananların" mezar taşlarıyla dolu.

* * *

Dün Adana'daydık.

İki miting...

Bir cenaze.

Ama "en önemlisi" cenaze.

Peygamberimiz buyuruyor ki;

Hırsa kapıldığın zaman mezarlıkları ziyaret et.

Demir nasıl pas tutarsa...

İnsan kalbi de öyle paslanır.

Bunun çaresi ise...

Ölümü hatırlamaktır.

"Hırsa kapılan" o kadar çok ki... "Kalbi paslanan" o kadar çok ki... Meydanlarda "sahte dindarlık" sergileyeceklerine... "Peygambere kulak verseler."

* * *

Nur içinde yat Şerafettin Bey...

Başın sağolsun Necati Doğru.


© COPYRIGHT 1999 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr