PAZAR 21 MART 1999
Dünyamızın tarihinde insan hayatını temelden değiştiren çok önemli buluşlar oldu. Ben, insanlığın en büyük buluşunun gelişen haberleşme, komünikasyon ağının en üst doruğu olan İnternet'i görüyorum. İnternet'i kim buldu, kesin belli değil. Ancak, bir ihtiyaçtan bulunduğu biliniyor. 1957 yılında Ruslar SPUTNIK'i göndermeye hazırlanırken Başkan Eisenhower gelecek için endişeye düşer ve araştırma enstitüsü kurar -ARPA. Sonraki soğuk savaş yıllarında gelişen atom ve nükleer savaş tehlikesi Amerikalılar'ı sağlam haberleşme sistemini geliştirmeye itti. Bir nükleer savaşta düşman ilk önce haberleşme sistemini yok edeceğinden, hiçbir gücün dağıtamayacağı haberleşme-telekomünikasyon sistemini kurmak için, Amerikalılar 1964 yılında RAND şirketini kurdular. Bu yeni haberleşme ağının, merkezi sistemi olmayacaktı. Haberleşmeye ihtiyacı olan insan, geliştirilen basit sistemlerle kimsenin bilgisi olmadan haberleşebilecekti.
Pentagon'un finanse ettiği ARPANET, Aralık 1969'da 4 bilgisayarla ilk İnternet haberleşmesini gerçekleştirdi. Telgrafı bulan Amerikalı SAMUEL MORSE esasen bir ressamdı. Başkan James Monroe'nun çizdiği portresi bugün Beyaz Saray'da asılı. Morse'un çok sevdiği General Lafayette'in karısı ağır hasta idi. Washington'dan 500 km. uzaktaki bu yere ancak 7 günde gidilebiliyordu. Morse 1835'de başladığı manyetik transmisyon çalışmalarından netice almak üzereydi. Ve ilk telgraf mesajını 24 Mayıs 1844'de gerçekleştirdi. Bugün, İnternet'in teknik haberleşmesinin bulucusu olarak bilinen LAWERENCE ROBERTS İnternet fikrinin temelinde Morse'un sisteminin yattığını söylemektedir.
Bütün bu gelişmeleri geçiren İnternet artık milyonlarca insan tarafından kullanılıyor. Küçük İnternet ekranınızdan uçak biletini, koltuk numarasını, otel ve kiralık araba rezerve edip, satın alabiliyorsunuz. Uçak biletlerinin yüzde 20'sini uçak şirketleri, yüzde 80'ini de seyahat acenteleri satmaktadır. İnternet'in bu hizmeti seyahat acentelerini ortadan kaldırmakta ve biletlerin yüzde 10 gibi komisyonları da şirketlere kalmaktadır.
Amerikalı FORRESTER Enstitüsü, 2003 yılında insanların İnternet aracılığı ile 50 milyar dolarlık seyahat harcamaları yapacağını düşünmektedir.
Şimdilik kadınların yüzde 30'unun rağbet ettiği, mağazalardan evinizden alışveriş yapabiliyorsunuz ve seçtiğiniz ürünler evinize teslim ediliyor. Özellikle önümüzdeki seçimde Amerikan başkan adayları, seçmene ulaşabilmek için İnternet'te kendi sayfalarını açtılar. Bugünkü Başkan Yardımcısı GORE, demokratların başkan adayı olarak İnternet'te seçmenlerinin evine girdi bile. Ünlü yayıncı Steve Forbes, Cumhuriyetçiler'in başkan adayı olarak İnternet'teki kendi sayfasında seçmenleriyle diyalog halinde. Amerikalı güreşçi Ventura, Minnesota Valiliğine, seçmenleriyle İnternet kanalıyla ilişki kurduğu için seçildiğini söylüyor. Amerikalı seçmenlerin yüzde 40'ı İnternet kullanıyor.
Danimarkalı yatırım fon yöneticisi Soren Andersen, İnternet kanalıyla değeri saniyelerle değişen hisse senetlerinin satışını yapıyor. Örnekler çok, İnternet'in sürati, telefon kablolarından 8 kat daha fazla. İnternet'i kullananın patronu yok. En cazip tarafı kullanan her türlü hürriyete sahip, hiçbir kısıtlaması yok, hiçbir kontrolü yok. Hiç kimse İnternet hakkında bütün bilgilere sahip değil. 385 milyon Web sayfasına sahip. Günde 1.5 milyon Web sayfası açılıyor. Chat, yani insanların birbiri ile muhabbetinde günde 28 milyon harf kullanılıyor. İnternet herkese ait, patronu yok, yöneticisi yok. Çok lisan biliyorsanız, İnternet'ten dünyadaki bütün olayları öğrenebilirsiniz. Ben, 7-8 ülkenin günlük gazetelerini okuyorum. Sabah'taki yazılarımı İnternet'te okuyan, hem Japonya'da hem Kanada'da hem de Peru'da olan okuyucularım var. Muhabbet kanallarında ekranında fotoğrafını görebildiğim sessiz çok dostlar da edindim. Bütün bu anlattıklarım İnternet'in derin dünyasının ufacık parçaları.
Çocukluk arkadaşım Adria Nakliyat'ın sahibi Hasan Şamdancı önceki akşam okul arkadaşlarımıza bir akşam yemeği verdi. AKÇAM'ın sahibi Rüştü Mertcan, İBA'nın sahibi Necmettin Nurkan ve Berlin'de Alman okulunda ders veren Yusuf Laçin ile doğduğumuz Prizren'i, bugünkü Kosova'yı konuştuk.
Yugoslavya'nın ilk Türk öğrencileri bizlerdik. Mayıs 1956 yılında dersler bitmiş, lisenin son sınıfında diplomaları almaya hazırlanıyorduk. Askeri eğitim dersinde öğretmen bana dönerek "Yugoslav Ordusu ne kadar büyüktür?" diye sordu. Ayağa kalkarak "Yugoslav Ordusu beni ilgilendirmiyor, beni sadece dünyanın en büyük ordusu Türk Ordusu ilgilendiriyor" dediğimde sınıfta kıyamet koptu. Öğretmen sınıfı terk etti. Ben bir saat sonra şehrin gizli polis merkezindeydim. Sırrımı orada açıkladım. Bir gün evvel Belgrad'dan vatandaşlık Iskat evraklarımız gelmişti. Artık Yugoslav vatandaşı değildim ve anavatanımıza gidiyorduk. Bu sevincimizi ve coşkumuzu kimse anlayamazdı. Pazar, 2 Haziran 1956 günü Sirkeci tren istasyonuna gelmiştik.
Sevgili arkadaşlarımla bu hatıraları tazeledik.
Bugün Kosova'da olanlar bize acı veriyor. Orada yaşayan 40 bin Türk var, yakın arkadaşlarımız var. Ok yaydan çıkmış. Pek beğenmesem de artık NATO'nun Kosova'ya girme zamanı gelmiştir.
Mustafa Sarıgül, Şen Holding'e geldiğinde 30 yaşını doldurmamıştı ve milletvekili olmak istiyordu. Heyecanı ve coşkusunu görünce, onun bir gün milletvekili seçileceğine inanmıştım. Galatasaraylı olmasına rağmen etrafında her zaman Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar gördüm. Nitekim, o genç Mustafa'yı halk Meclis'e gönderdi ve Türkiye'nin en genç milletvekili oldu.
Çok pratik, kartviziti çok, kendinle barışık, herkesin sevdiği eski dost Mustafa Sarıgül şimdi, Şişli İlçesi'nin belediye başkan adayı. Şişli, günde 2.5 milyon insanın çalışma alanı, 28 mahallesi, 350 bin yaşayanı, 187 bin seçmeni ile Türkiye'nin pek çok kentinden daha büyük. Ülkemizin ihracatının yüzde 17'si Şişli'den gerçekleştiriliyor. 75 trilyon bütçeli ve 1500 insanın çalıştığı Şişli Belediyesi'nin başkanı olmak istiyor Sarıgül.
Coşkusu, heyecanı ve inancı onu şimdiden başkan yapmış. Genç yaşta iki kitap yazmış. Kültürlü ve medeni birisi. En önemlisi bizden, yani halktan biri. Sporcu Sarıgül, ilçesindeki 4 federe spor kulübüne ilaveten ilk defa kendine Spor Başkan Yardımcılığı kadrosunu kuruyor. Şişli'li olduğu için sorunları ve nasıl çözüleceğini, neyi ne zaman yapacağını bilen Galatasaraylı Mustafa Sarıgül'e inanıyorum.
Şirketimizde çalışan Fenerbahçeliler'e sordum: "Oyunuzu kime vereceksiniz?" aldığım cevap "Mustafa Sarıgül'e inanıyoruz, güveniyoruz. Kendisini sanki Fenerbahçeli gibi seviyoruz" oldu. Halkın bu kadar çok sevdiği Mustafa Sarıgül'e başarılar diliyorum.