kapat

PAZAR 21 MART 1999

ZEYNEP GÖĞÜŞ (e-posta:zgogus@sabah.com.tr )

Nevruz ateşi

İlkel çağlarda ateşe tapılırdı. Tanrılar tanrısı Zeus'tan ateşi çalan Prometheus'tan bu yana, Anadolu ateş tanrılarının diyarı... Zerdüşt ve Şaman kültürlerinin de birbirine eklenmesiyle binlerce yıllık geçmişi olan bir ateş kültürü oluştu bu topraklarda. Sünni geleneğin yokedemediği bir kültür...

Bugün Nevruz. Yine her yerde ateşler yanacak, göğe erecek alevler. Zaten Mart'ın Kürtçedeki karşılığı da "ateş" anlamına gelirmiş. Mart ayı, "ateş ayı".

Son yıllarda öyle bir Nevruz ateşi kavurdu ülkemizi, yanan ateşler çoğu yerde bayram kutlamasının yerine isyanı simgeledi. Etrafında savaş dansı yapılan o ateşlerden intikam alevleri yükseldi.

Çünkü ateşi körükleyen vardı.

Körükçübaşı Öcalan bu bayram ilk kez savaş ateşine su döktü. Her şeyden önemlisi, yandaşlarına "Kendinizi yakmayın" çağrısına bulundu.

Nihayet o da anlamıştı ki bu topraklarda bir Hz. İbrahim efsanesi daha yaşanamaz; alevler suya dönüşmediği gibi odunlar da balık olamaz.

Farklı sebeplerle de olsa Sivas'ta Madımak Oteli'nde ve İstanbul'da Mavi Çarşı'da yakılanlar, kendini yakanlarla birlikte toplumsal hafızamızın alevli çekmecesine yan yana yerleştiler. Gün geldi bir de baktık ki aynı ilkel çağdaki atalarımız gibiyiz, çünkü korkuyoruz ateşten.

Ateşten ödü kopanlar sokağa çıkamaz olduk ve çarşılar boşaldı, trafik azaldı. Öyle derin bir korkuymuş ki bu, doktor muayenehaneleri bile sinek avında. Sanırsınız ki ateşi zalim bir ölüm aracına dönüştürmek isteyen tanrıların hizmetindeyiz.

İşin ucunda ateşi çalmak da var oysa ve bunun için biraz cesaret gerek.

Nevruz ateşinin en iyi insan bedeniyle yandığını bile söyledi sahte Zeus'lar. Gencecik beyinleri inandırdılar buna. Kendi bedenlerini yakanlarla intikam ateşi tutuşturdular. İnsanların kendini yakmasını teşvik edenler, bunun yaratacağı etkiden medet umacak kadar alçaktılar.

İğrenç şovlarını tarihin insan fırınlama şampiyonu olan ülkede de sergilettiler ki, vicdan burup taraftar toplayabilsinler. Engizisyon mahkemeleri kuranların, cadı yakanların vicdan azaplarını, körpe bedenlerin üzerinde tutuşturup alevleri bize yansıtmaya kalkışacak kadar da hinoğlu hindiler.

Şaman geleneği, alevlerin rengini de yorumlar. Gece vakti ateş etrafında birikilir ve yükselen alevlerin rengine göre geleceğe yönelik tahminlerde bulunulur. Koyu kırmızı alev savaşın, siyah alev ise ölümün habercisidir.

Bu yıl Nevruz ateşlerinden barışın ve yaşamın rengi neyse o yükselsin!


© COPYRIGHT 1999 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr