PAZAR 21 MART 1999
Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen, 1998 yılında Ankara'nın ekonomik hedefler konusunda ilk kez haklı çıktığını söyledi. Bankalar Birliği'nin düzenlediği 'Türkiye Ekonomisi; Son Gelişmeler, Politikalar, Genel Değerlendirme' konulu toplantıda konuşan Dinçmen, Ankara'nın kolduğu ekonomik hedeflere reel sektörün inanmadığını ve programını buna dayanarak yapmadığı için de sıkıntıya girdiğini belirtti.
Birbuçuk yıldır yaşanan küresel krizden, gelişmekte olan ülkelere yönelik 4 önemli tavsiye çıkarıldığını belirten Dinçmen, şöyle konuştu:
"Öncelikle ekonomik konjonktüre uygun, ekonomik yönetim gerekliliği. Türkiye'de siyasi belirsizlik ve global krize rağmen, ekonomi yönetimi çok başarılı oldu. Ekonomik hedefler konusunda ilk kez 1998'de Ankara haklı çıktı. Bu hedeflere reel sektör inanmadı. Programını buna dayanarak yapmadığı için sıkıntıya girdi. İkinci tavsiye mutlaka yapısal reformların ve gerekli özelleştirmelerin gerçekleştirilmesi. Bugün bütün dünya reform konuşuyor. Çok şükür bizde de sosyal güvenlik ve bankacılık reformu tartışılıyor. Sosyal güvenlik reformunun mutlaka yapılması gerekiyor.
Sosyal güvenliğe aktarılan kaynak tıpkı kamu maaşları gibi artık her ay yapılan bir ödemeye dönüştü. Bu yapının sürdürülmesi mümkün değil. Açığın bu hızla devam etmesi halinde 2030-40 yıllarında bütçeden sosyal güvenliğe aktarılan para GSMH'nin yüzde 16'sına kadar çıkacak.
Türkiye'nin tarım reformuna da ihtiyacı var. Stoklara tüketim ihtiyacına ihracat olanaklarına bakılmadan yapılan destekleme alımları, tarım üretimini de yanlış yönlendirilor. 3 yıllık bir programla çiftçiyi mağdur etmeden, tarım reformunun mutlaka yapılması gerekiyor.
Gelişmekte olan ülkelere yapılan diğer iki tavsiyenin bankacılık reformu ve devletin şeffaflığı olduğunu ifade eden Hazine Müsteşarı Dinçmen, "Bankacılık sektörünün denetlenmesi ve yeniden düzenleme gerekiyor. Bankacılık sektörü reformu, Meclis'te genel kurula kadar indi. Ama bugün Meclis bambaşka konular görüşüyor. Emlak Bankası özelleştirilmeli. Diğer kamu bankalarının yeniden yapılanması gerçekleştirilmeli. Dördüncü tavsiye ise devletin şeffaflığı.
Biz, şeffaflık ve elektronik ortamda bilgiye ulaşılabilmesi konusunda övünebiliriz" dedi.
Dinçmen, Türkiye'de 1998'in Nisan ayından bu yana siyaset konuşulmasını da eleştirerek, "Bu da tüm ekonomiyi etkiliyor. Son örneğini de geçen hafta yapılan ihalede gördük. Siyasi istikrarsızlık Hazine'nin iç borçlanma faizlerini de etkiliyor. Faiz yükselişinden dolayı Hazine'nin daha yüksek maliyetle borçlandığı basında da yer aldı. Bazı kaynaklara göre 70, bazılarına göre de 100 trilyon olarak belirtilen bu para vatandaşın cebinden çıkıyor.
Önce Türkiye'nin siyasi istikrara kavuşması gerekli. Buna kavuştuktan sonra daha güvenli ve geleceği belirli politikalarla Türkiye istenilen, arzulanan seviyeye getirilebilecektir" dedi.
Açılış konuşmasını Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince'nin yaptığı toplantıya, Faik Öztrak DPT Müsteşar Yardımcısı Faik Öztrak, Hazine Müsteşar Yardımcısı Cüneyt Sel, Kamu Finansmanı Genel Müdürü Emin Dedeoğlu, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Süreyya Serdengeçti katıldı.