kapat

PAZAR 14 MART 1999

Dr.TUĞRUL TUNA

Seçim benim neyime, joker gelmez elime..

Türkiye'yi sallayan Fenerbahçe-Galatasaray maçı geçeli bir hafta olmuştu.. Kahve sakinleri arasındaki Fenerliler'in yarası sarılmıştı ama acıları hâlâ tazeydi.. O yüzden taraflar birbirlerine duydukları saygıdan dolayı maç konusuna pek yaklaşmıyorlardı.. Çünkü yaklaştıkları zaman olay çıkacağı kesindi..

En hasta Fenerli olan Talat ise zaten diken üzerindeydi.. Bir kişi, bir Allah'ın kulu ters bir laf etse dükkanı kapatıp intifaya geçecekti..

Sökeratar Faik Bey ise kendisini seçim havasına sokmuştu.. Bütün gün kahveye gelen gazetelerin içindeki seçim haberlerini okuyor, muhabirlerin veya yazarların seçim bölgelerinden aktardığı görüşleri didikliyor, kimin ne kadar milletvekili çıkaracağını anlamaya çalışıyordu..

***

Kafayı bir de "Küskünlere" takmıştı.. Liderleri tarafından seçilemeyecek bir sıraya kondukları ya da aday gösterilmedikleri için öfkelenip ortalığı birbirine katan milletvekillerine söylemediğini bırakmıyordu..

Yanında oturan Mehmet Bey'in on dakika önce başladığı çapraz bulmacayı tamamlamasını sabırla bekledikten sonra;

- "Ne dersin? Bunlar seçimleri erteletir mi?" diye sordu..

- "Valla olacağını hiç sanmam.."

- "Ama Fazilet de işi karıştırıyormuş.."

- "Varsın karıştırsın.. Bir şey çıkmaz bu işlerden.."

Basketçi Nedim Abi ise bu işlerin Baba'nın başının altından çıktığı fikrindeydi.. "Siz öyle bilin.. Bu işi eninde sonunda bozacak o.. Dönemi bitiyor ya! Orada kalmak için yapmadığını bırakmayacak.." dedi..

Her taşın altında onlar..

Baba Tunç da aynı görüşteydi.. "Bu memleketin başına ne gelmişse aslını araştırın.. Altından ya Baba ya Ecevit çıkar.." diye katıldı lafa.. Mesut ise küskünlere hak veriyordu..

- "Ben de milletvekili olsaydım, onları desteklerdim.." dedi.. "Sen dört sene, beş sene gıkını çıkarmadan otur, lideri koruyacağım diye paralan, sonra seçim kazığı ye.. Yırtardım ortalığı valla.."

Sökeratar Faik Bey bu lafı beğenmemişti.. "Öyle konuşma Mesut.." diye uyardı.. "Bunlarınki iş değil.. Madem sen milletvekili olarak haysiyetini düşünüyordun, dönem içinde delikanlılığını yapıp konuşsaydın.."

Ressam Orhan "Ben en çok Haset için üzüldüm" diye karıştı lafa.. Sökeratar Faik Bey kim olduğunu çıkaramamıştı Haset'in.. Durumu yüzüne dikilen bakışlardan anlayan Ressam Orhan açıkladı:

- "Haset kim biliyor musun Faik Abi? Esat Kıratlıoğlu.. Hani Yasemin Yalçın'ın Star'daki dizisinde bir Başbayan tiplemesi vardı ya! Orada ona Haset diyorlardı.."

- "Tamam.. Burasını anladım da ne olmuş Haset'e?"

- "Adamcağız kendisini Tansu Hanım'a siper etti.. Laf söyletmedi.. Tansu Hanım bu seçimde onu aday göstermemiş.. O da şimdi küskünlerden.."

- "Yahu o zat, ben kendimi bildim bileli milletvekilidir.. O da kazık yemiş ha!"

- "Aynen öyle olmuş.."

- "O zaman Nevşehir'de işi zor Tansu Hanım'ın.. Esat Kıratlıoğlu orada partinin direğidir.."

***

O ana kadar susan Gazeteci Teoman Bey dayanamayıp lafa karıştı.. "Bir şey olmaz.." dedi.. Sökeratar Faik Bey açıklama bekler gibi bakınca devam etti:

- "Geçen seçimlerde Refah birinci, ANAP ikinci, MHP üçüncü çıkmış.. Esat Bey'in DYP'si dördüncüymüş.. MHP barajı aşamayınca aradan sıyrılıp gelmiş Meclis'e.. Tansu Hanım herhalde bunu bildiğinden kan değişimi yaptı.."

- "Haaa! O başka.."

- "Ayrıca bir gazeteden okudum.. Bölgeleri dolaşıp seçim havasını yazıyorlar ya! Nevşehir'e gitmiş gazeteci.. Orada anlatmışlar.. Esat Bey bakanlık yaptığı yıllarda kentine çok yatırım aktarmış.. En çok da elektrik hizmeti.. Köylerin çoğuna elektrik götürmüş.."

- "Desene tabanı geniş.."

- "Ama dinle işte.. Bizim ahalinin ne kafada olduğunu gör.. Bu Esat Bey geçen seçimde gittiği her yerde konuşmasına başlarken elektrik direklerini gösterip 'Bunları buraya ben diktim..' diye başlıyormuş lafına.. Bir, iki, üç derken bir gün vatandaşın biri dayanamamış.. 'Yetti gayri Esat Bey..' diye bağırmış.. 'Ya sök şu direklerini Ankara'ya götür ya da başka şeylerden konuş.. Usandık senin elektriğinden..'"

- "İyi konuşmuş vatandaş.. Hizmet senin görevin.. Yapacaksın tabii.. Durup durup milletin başına kakmanın alemi var mı?"

Bunlar sivil diktatör..

TRT'ci Nevzat Bey konuşmanın burasında girdi kahveye.. Havaların sıcaklığını hesaba katmayıp içine bir de kazak giydiğinden ter içinde kalmıştı..

Oturur oturmaz önce içindeki kazağı çıkardı.. Şaban'ın getirdiği poşete soktu.. Kahve sakinleri verdiği selamı almışlardı lakin konuşmanın hararetinde kesilme olmamıştı..

- "Oh maşallah.." dedi TRT'ci Nevzat Bey.. "Kahveyi ilçe teşkilatına döndürmüşsünüz.. Oyun yok mu oyun.."

Sökeratar Faik Bey "Ağır memleket meseleleri konuşuyoruz.. Şu küskünler işini.." dedikten sonra ekledi:

- "Sen ne düşünüyorsun? Yani bunlar haklı mı değil mi? Bak Mesut'a.. Küskünler haklı, diyor.."

TRT'ci Nevzat Bey hassas bir soru ile karşı karşıya olduğunu anlamıştı.. Belli ki ondan önce hararetli bir tartışma yaşanmıştı.. O yüzden soruya soruyla karşılık verdi:

- "Faik Abi.. Bu küskünleri kim seçti? Daha doğrusu seçerlerken senin fikrini alan oldu mu?"

- "Yok canım.. Niye benim fikrimi alsınlar ki!"

- "Peki ya küsmeyenleri.. Yani yerinden memnun olanları.. Onların seçilmesine bir dahlin var mı? Yani tuttuğun partiyi arayıp, benim adaylarım filanla falan dedin mi?"

- "Tövbe estağfurullah.. Yahu Nevzat Bey kardeşim, adayları ben nasıl seçeyim.. Liderleri seçiyor işte.."

- "Ben de lafı oraya getireceğim.. Seçen sen değilsin, eleyen sen değilsin.. Ne diye kendine dert ediniyorsun?"

***

Baba Tunç bu diplomatik yaklaşımı çok beğenmişti.. Mehmet Bey de öyle.. "Bravo Nevzat Bey.." dediler.. "Doğru ya! Bize ne?"

Sökeratar Faik Bey kendisini yalnız bırakılmış hissettiğinden biraz surat asacak oldu.. TRT'ci Nevzat Bey gönlünü almak üzere açıklamasına devam etti:

- "Beş altı lider var ortada.. Oturup kafalarına göre Meclis'i seçiyorlar.. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok.."

Ressam Orhan "CHP teşkilatının büyük bir kısmında adaylarını ön seçimle belirledi ama.." diyecek oldu..

- "İyi de halkımıza yaranabildi mi? Hepimiz bir tuhaf olmuşuz.. Lider diktasına kızıyoruz.. Bir parti önseçim uyguluyor.. Tabii ki çekişme çıkacak, hatta kavga olacak.. Olmasa daha iyi ama.. Bu kez de o partiyi huzursuzlukla suçluyoruz.. Kafalarımızın içi kaydı bir kere.. Ne doğru ne yanlış, hiçbir şey yerine oturmuyor.."

Basketçi Nedim Abi "Ağzına sağlık Nevzat Bey, çok güzel konuştun.." dedi.. Diğeri coşmuştu bir kere.. O hızla devam etti:

- "Bu memleketin bütün değerleri şaşmış.. Ecevit'in partisi mesela.. Adı Demokratik Sol.. Kendisi sağda.. Orta Anadolu'da bazı illerde çok güçlü olan MHP bile tabanından DSP'ye kayma var diye şikayetçi.. Bir il başkanı gazetecilere 'Türkeş'in mirası Ecevit'e kaldı' diye konuşuyordu.."

- "Eeee! Doğru söylemiş.. Ecevit artık sağcı sayılır.."

- "Yapmayın yahu!" diye itiraz edecek oldu Mehmet Bey ama TRT'ci Nevzat Bey'in ileri sürdüğü deliller karşısında direnemedi..

- "Niye Mehmet Bey?" diye başladı sözüne muhatabı.. "Siirt'te liste başı yaptığı aday tarikatçı.. Karısı kara çarşafla geziyor.. Afyon'dan liste başı yaptığı zat Fetullah Hoca'nın adamı.. Solculuğu mu kalmış Ecevit'in? Benim derdim o değil.. İsterse şeriatçı olsun.. Ama rengini açık açık söylesin.."

- "Bu da doğru.."

- "Ben kim sağda kim solda derdinde değilim.. Milletin değerlerini nasıl çorba ettiler onu anlatıyorum.. Böyle bir ortamda bu seçimden milli irade diye bir şey çıkar mı? Adaylar senin değil.. Solda bildiğin parti sağa kaymış, taa tarikatlara kadar dayanmış.. Bir başka yerde sosyeteden gelme bir kadın eski genelkurmay başkanı için 'Benim silah arkadaşım' diyor.. Sanki seçim ortamını değil de televizyondan komedi dizisi izliyoruz.."

TRT'ci Nevzat Bey içini böyle döküp boşalttıktan sonra "Haydi.." dedi.."Boş verin seçimi filan de kanlı bir King çevirelim.."

Bu kez teklifine hemen karşılık buldu.. Bir masanin etrafında King karesi kuruluverdi..

Anlaşılan oyuna sığınmaktan başka çaresi kalmamıştı vatandaşın..


© COPYRIGHT 1999 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr