kapat

PAZAR 14 MART 1999

ASAF SAVAŞ AKAT (e-posta:aakat@sabah.com.tr )

Ucuz petrol dönemi

Bir an için yirmi yıl öncesine, 1980'e geri dönelim. Daha Reagan ABD'ye başkan seçilmemiş. Sovyetler Birliği iki süper güçten biri. Japonya mucize ekonomi. Ve İran'daki ABD sefareti militanların işgali altında.

Fırsattan yararlanmak isteyen Saddam, küstah bir uslupla İran'a saldırıyor. Böylece başlayan İran-Irak savaşı petrol piyasasını karıştırıyor. Petrolün varili 18 dolardan 35 dolara fırlıyor.

O devirde 35 dolar çok büyük para. 20 yılın dolar enflasyonunu ekleyince, bugünkü değeri 55 dolar ediyor. Türkiye'nin durumu ise iyice vahim. 1980'de toplam ihracatımız 2.9 milyar dolar. Sadece petrol ithalatına daha çok döviz gerekiyor.

Karamsarlar petrol fiyatındaki artışın orada durmayacağını iddia ediyordu. Çoğunluk 2000'de varili 50 doları geçer diyordu. Doğal kaynakların hızla bittiği kanısı çok yaygındı. Petrolsüz kalacağımız günleri bekliyorduk.

Halbuki, The Economist dergisi geçen hafta ham petroldeki üretim fazlasını kapak konusu yapmış. Şu anda ham petrolün varil fiyatı 10 dolarda geziniyor. Yükseleceğine dair en küçük bir işaret yok. Hatta, birkaç yılda 5 dolara düşer diyenler var.

Ne oldu? Karamsarlar bir kere daha yanıldı galiba.

Arz ve talep

1980'deki tepe noktasından bu yana, petrol fiyatı sürekli geriliyor. Çünkü, üretim talepten daha hızlı artıyor. Bu durumda iktisadın en temel kanunu devreye giriyor. Üretimi fazla, talebi az olan malın fiyatı düşüyor.

Türkiye'de arz-talep kanununa ve fiyat mekanizmasına pek inanılmaz. Bir mal ya da hizmetin fiyatı yükselince, bir sürü komplo teorisi yazmayı tercih ederiz. Arz ve talep açısından bakmayı sevmeyiz.

Petrol ihraç eden ülkeler örgütü OPEC'de çoğunluğu oluşturan Araplar da bize benziyor. Onlar da, petrol fiyatını istedikleri gibi arttıracaklarını düşündüler. Kısa dönemde haklı da çıktılar.

Ya uzun dönem? Zaman geçince, piyasa ekonomisinin mantığı işlemeye başladı. Fiyat düşük olsa devreye sokulmayacak petrol bölgeleri üretime açıldı. OPEC dışı üretim arttı.

OPEC üyelerinden bir bölümü de kotalarının üstünde üretim yaptılar. Neyse ki, son on yıldır bilinen nedenlerle Irak petrol satamıyor. İran'ın da üretim sorunları var. Ona rağmen, petrol üretimindeki artış talebin üstünde seyrediyor.

Yakın gelecekte talepte bir yükselme beklenmiyor. Halbuki üretimdeki artışın sürme ihtimali epey yüksek. O nedenle, fiyatın 5 dolara gerilemesine şaşmayalım diyenler var.

Türkiye'ye etkisi

Türkiye açısından petrol fiyatındaki düşüşün iki farklı etkisi var. Olumsuz etki, Türkiye'nin petrol üreticisi ülkelere ihracatının azalması. Yani petrol fiyatının bu seviyelere inmesi ihracatımızda daralmaya yol açıyor.

Buna karşılık, Türkiye'nin petrole daha az döviz ödemesi olumlu etki yapıyor. Petrolle birlikte diğer hammaddelerin dolar fiyatları da geriledi. Ham madde ihracatçısı olduğu için, Türkiye bundan da fayda görüyor.

Son husus, enflasyonla mücadele ile ilgili. Petrol ve hammadde fiyatlarındaki düşüş, enflasyonla mücadeleyi kolaylaştırıyor. Ancak, elimizi çabuk tutmamızda yarar var.

Birkaç yıl içinde enflasyonu tek sayıya indirmeyi beceremezsek, tekrar petrol ve hammadde fiyatları artabilir. O zaman işimiz daha zor olur. Bu fırsatı kullanmakta yarar var.!


© COPYRIGHT 1999 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr