kapat

PAZAR 14 MART 1999

Erbakan 'Kriz Hoca'sı

Refah Partisi'nin kapatılmasıyla 5 yıl siyasetten yasaklanan Necmettin Erbakan, bunalım politikası izliyor.

Türkiye, onu rüyasında göremeyeceği bir makama getirdi. DYP'yle koalisyon ortaklığı kurdu ve Başbakan oldu. Ancak Refahyol hükümeti döneminde, ülkeyi içinden çıkılamaz bir krize sürükledi. Seçimlerden önce "Kanlı kansız mı" sözleriyle iktidarının adeta sinyallerini veren Erbakan, Başbakan olduktan sonra devlet politikasını değiştirmeye kalktı.

Yurt dışında öncelikle İran'a ve Libya'ya gitti. "Çöl bedevisi" Kaddafi'nin Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Atatürk'e yönelik ağır hakaretlerini, sesini çıkartmadan dinledi. Başbakanlığı döneminde ençok gittiği ülke ise, Suudi Arabistan oldu. Erbakan Ailesi ve FP'liler, hac ve umre konusunda her fırsatı değerlendirdiler.

Yetmedi; tarikat liderlerini Başbakanlık Konutu'nda iftar yemeğine topladı. Yasaların yasakladığı faaliyetlerde bulunanlar Başbakanlık Konutu'na sık sık girip çıkar oldu. Hükümet'in 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı izlediği politika ve türban propagandasına, Refahlı belediyelerin faaliyetleri de eklenince, "irtica, bir numaralı iç tehdit" haline geldi.

Erbakan 28 Şubat sürecinde, tepkiler ve karışıklık üzerine, DYP'yle aralarındaki anlaşma gereği Başbakanlık koltuğunu yardımcısı Tansu Çiller'e devretmek için istifa etti. Ancak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bu anlaşmayı kabul etmedi ve Refahyol dönemi sona erdi.

Önce iktidardan olan, sonra partisi kapatılan Erbakan, 5 yıl süreyle siyasetten yasaklandı ama, aslında siyasetten, özellikle de Refah'ın kapatılmasından sonra kurulan Fazilet Partisi'nden elini hiç çekmedi. Siyasi yasağını dinlemeyip, bağımsız aday olarak yaptığı ilk manevra boşa çıkınca, bu kez seçimleri erteletmeye çalışan küskünlerle işbirliğine gitti. Seçimlerin ertelenmesi için küskünlere destek verilecek, karşılığında siyasi yasaklar kaldırılacaktı.

Türban krizi

Bir yandan seçimlerin iptalini sağlamaya çalışırken, bir yandan da yeni Meclis'i karıştırmanın yollarını aradı. Refah döneminde gündeme bile gelmeyen bir konuyu, sistemle uyumlu ve ılımlı ilerleyen FP'nin gündemine bomba gibi attı. Türbanlı kadınlar milletvekili adayı gösterilecekti. Yönetim, örgüt, parti tabanı karıştı... FP Genel Başkanı Recai Kutan ve ekibi zor durumda kaldı. Ancak, Hoca diretti ve türbanlı kadınlar aday adaylığı için partiye başvurdular. FP yönetimi durumu dengelemek için 'başı açık' adayları listebaşlarına yerleştirdi. Ama Meclis Genel Kurulu'ndaki yemin törenini düşünen FP yönetimi, sonunda çareyi buldu, türbanlıların çoğunluğunu seçilemeyecek sıralardan aday gösterdi.

Ama Erbakan yine diretti ve kendisi gibi siyasetten yasaklı olan Ahmet Tekdal'ın kızı Ayşenur Tekdal'ı Ankara'da Merve Kavakçı'yı da İstanbul'da birinci bölgelerden 4'üncü sırada aday gösterilmesini sağladı.

Bunalım politikasını sürdüren Erbakan, türbanlı iki milletvekili adayının, seçilmeleri halinde Meclis'e türbanla gitmesinin yaratacağı sıkıntıyı bilerek, adeta seçim sonrası oluşacak Meclis'e krizin tohumlarını atıyor.

Kutan zor durumda ama, Faziletliler de özellikle Meclis'in olağanüstü toplantıya çağırılması konusunda Erbakan'ın müdahalesine karşı sert tepki gösteriyorlar. Tehlikeli bir oyun oynayan Hoca, dün FP'lilerin Meclis'in olağanüstü toplantısı için Genel Kurul'a gitmelerini sağladı. TCK'nın 312. maddesi ve Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik yapılmasını sağlayabilecek mi, önümüzdeki günlerde belli olacak.


© COPYRIGHT 1999 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr