CUMA 12 ŞUBAT 1999
İBRAHİM GÜNDÜZ
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Korkmaz Haktanır, bakanlık üst düzey bürokratlarıyla birlikte SABAH'a verdiği öğle yemeğinde Öcalan sorunundan Kıbrıs'a ve AB ile ilişkilere kadar dış politikayla ilgili değişik konularda bilgi verdi. Haktanır ve Dışişleri bürokratlarının terörist örgütün başı Abdullah Öcalan konusunda yaptıkları açıklamalar ana hatlarıyla şöyle:
Geçtiğimiz Ocak ayının son günü neredeyse şimdi yine orada olduğu tahmin ediliyor. Rusya Federasyonu'nda bir yerde olduğunu sanıyoruz. Ancak Avrupa ile irtibatını kesmedi ve sürekli Avrupa ülkelerine gidip geliyor.
Apo son zamanlarda müthiş bir sessizlik içinde. Çünkü konuştuğu anda yakalanacaktır. Teknoloji, telefon numarasını değiştirse bile konuştuğu anda yerinin ve numarasının saptanmasını sağlayacak kadar gelişmiş durumda. Bunu bildiği için kesinlikle telefon kullanmıyor. Şu anda "kuryelik" gibi eski metodları kullanıyor.
Öcalan, birden fazla uçak kullanıyor. Böylece uçağının takip edilmesi riskini ortadan kaldırıyor. Öcalan'ın dublörleri var. Kendisine benzeyen PKK'lılarla aynı anda Avrupa'nın değişik ülkelerine gidiyor. Mesela bir anda 7-8 "Apo" tarafından 7-8 ülkeye müracaatta bulunuluyor.
Terör örgütünün başı Belçika'da büyük bir avukatlık bürosuyla anlaştı. Britta Boehler adındaki eski RAF üyesi bayan Alman avukat hukuki işleriyle ilgilenmenin yanısıra reklamını da yapıyor. Apo'nun avukatına 1 milyon dolardan fazla para ödediği söyleniyor.
Terörist örgütün başı Avrupa ülkelerinin gizli servislerinden yardım görüyor. Bu servislerin Apo'yla ilgili daha fazla bilgileri var. Ancak bilgileri bizimle paylaşmıyorlar. Rusya'daki uyuşturucu mafyasıyla hareket ediyor ve büyük yardım görüyor. Ayrıca Jirinovsky'den de destek görüyor. Öcalan Rusya'da ise bile Kremlin'in bilgisi dışında.
Kimse açık destek vermiyor ancak PKK'nın Avrupa'dan destek gördüğü açık. PKK'nın 10 milyar dolarlık bir para varlığından sözediliyor. Öcalan'ın 3 defa Yunanistan'a gittiği biliniyor. Yunanistan'ı rahatlıkla kullanabildiği görülüyor."
"Yunanistan terörist örgütün başı Öcalan'a sığınma hakkı vermesi durumunda bu savaş sebebi olur mu?" sorusunun cevabı, "Böyle bir adım atarlarsa çok ciddi şeyler olur."
"Bizim için önemli olan şu anda Apo'nun ne yapmak istediği. Bize göre Öcalan Batı'da bir yere gitmeye çalışıyor. Ancak sırtındaki "terörist" yaftasıyla bu işi daha uzun süre götüremez. PKK siyasi alanda yeni bir kimlik kazanmaya çalışıyor. Kürt Parlamentosu Ulusal Konferansı bu yolda atılmış bir adımdır. Bütün bu çalışmaları 21 Mart'taki Nevruz'a kadar tamamlamaya çalışıyorlar. Sonuç itibariyle Apo ve PKK için iki kritik tarih var. birisi İtalya'daki davanın biteceği ve Apo'nun terörist yaftasından kurtulacağını umduğu 24 Şubat, diğeri de siyasallaştırma çabalarını bir noktaya getirmeyi planladıkları 21 Mart.
Öcalan bu yeniden yapılanma sonucunda kendisine seçeceği bir merkezden çalışmaları yürütecek. Öcalan'ın kendisine merkez olarak seçeceği yer liberal fikirlerin yerleşik olduğu, demokratik yerler olacaktır. Terör örgütünün başının ve PKK'nın bu çabalarına karşı Türkiye diplomatik çalışmalarını sürdürecek, Öcalan'ın sivillerin katili olduğunu tüm dünyaya anlatmaya devam edecektir."