İsmail Cem'e açık mektup...

İsmail bey, bu dilekçeyi sana bir türlü okutmadılar herhalde. Ben yazayım da bari haberin olsun...

"Sayın Dışişleri Bakanı

Lise öğrencisiyken müdüre, "Komünistleri tutuyorsun, milliyetçileri eziyorsun" diyerek hakaret ettiğimi gösteren güvenlik soruşturmam, Dışişleri Bakanlığı'nda göreve başladığım 24.12.1986'dan tam 4 ay sonra düzenlenerek Bakanlığa gönderilmesine rağmen, varlığı bugüne kadar resmen hiçbir zaman kabul edilmedi. Danıştaya da yollanan soruşturmanın fotokopisini yeni çekebildim.

Soruşturmaya göre bakanlıktan atılmam için harekete geçildi. Mart 89'da meslek memuru kadrosundan idari memur kadrosuna atanarak büyükelçilik kariyerim iptal edildi. Bakanlığı bırakıp kaçmak yerine kariyer hakkımı davayla aradığım için üç kere bakanlıktan atıldım. Bu karara imza atanların kanunsuz işlemleri danıştayda bozuldu ve bakanlığa döndüm. Yargı kararına rağmen beni bakanlıktan kopartmak, müstafi duruma düşürmek için bana hiçbir şekilde görev vermiyorlar, çalışma imkanı tanımıyorlar. Ayrıca devlet memurları mevzuatına ve bakanlığımızın yönetmeliğine aykırı şekilde yeni başlayan yetkisiz memurları benim üzerime sicil amiri gibi vererek, fiili bir uygulama ile haksızca beni ezip bakanlıktan kopartmaya çalışıyorlar. Sicil amirimin en az daire başkanı olması gerektiğini hatırlattığım için bana kınama cezası verildi ve Kültür Dairesi'nden açığa sürüldüm. Bana hiçbir şekilde iş vermeyerek başarılı sicil almamı engellemek istiyorlar.

Yargı kararlarına ve kanuna rağmen beni 12 yıllık aday olarak tutup asaletimi tasdiklemiyorlar. Ayrıca sanki yurtdışına tayin edilecekmiş gibi dış tayine gidenlerle kursa alıyorlar, ama kurs sonunda çok başarılı olmama rağmen, "Göndermekten vazgeçtik, dış tayine gitmiyorsun. Yeni alınan memurlarla adaylık kursuna katılacaksın" diye tebligat yaptılar. "12 yıl adaylık olur mu?.. Kanunlara aykırı değil mi?.." dediğim için 1/8 maaş kesme cezası verdiler. "Sandalye verilmezse, personel dairesinin olduğu 4. kattaki asansörün önünde tabure çekip bütün gün oturup görev isterim" deyince, personel dairesinde bir masa verdiler. Ama bana hiçbir şekilde iş verilmiyor. Başarılı sicil almamı engelleyip müstafi duruma düşürmeye çalışıyorlar. Bu arada eşim bu olayları gerekçe göstererek beni evden kovdurdu. Şahsi eşyalarımı gasp ettirdi ve boşanma davası açtı. 5.5 yıllık yuvamı yıktılar. Şimdi Hasköy'de 17 milyonluk gecekonduda yaşam mücadelesi vererek hakkımı arıyorum.

Bu nedenle danıştayda meslek memurluğu davam 9 yıldır sürüyor. Adaylığımın da 12 yıldır sürmesine göz yumuluyor. Şu anda 4.9.98 Cuma sabahı kravat takmamış halde dairede görüldüğüm ve Dışişleri Bakanı'na yönelik hak arama dilekçesi yazdığım öne sürülerek yeni soruşturma açıldı. Kravat takmadığım tamamen gerçek dışıdır. Bu suçlama 12 yıllık yıldırma kampanyasının devamından başka bir şey değildir. Size yazdığım dilekçelerime karşılık sadece sürgün, kınama ve maaş kesme cezaları geliyor. 12 yıllık dünya rekoru bürokratik işkenceye son vermenizi arz ve talep ederim.

Recai İskender"