kapat

ÇARŞAMBA 23 EYLÜL 1998

Sedat Sertoğlu (e-posta:ssertoglu@sabah.com.tr )

Demirel'e...

Sayın Cumhurbaşkanım,

Bana ulaşan bilgilere göre, TPAO'nun 300 milyon dolarının Kazakistan'da nasıl buharlaştığını anlatan müfettiş raporu ile zatıalinize bu konuda verilen bilgilerin, Sedat Sertoğlu'na nasıl ulaştığı araştırılıyormuş..

1. Devletin bu konuda hafiyelik yapmak yerine, müfettiş raporlarında yer alan soygunun delillerini incelemesi gerekmez mi?

2. Türkiye Cumhuriyeti'nin 300 milyon dolarının kimlerin cebine girdiği bulup çıkarması devletin yapması gereken iş değil midir?

3. Bu soygunun sorumlularının yakalarına yapışıp, hepsini adalet önüne çıkarması gerekmiyor mu?

4. 1993 yılından başlayarak bu işe karışmış herkesin mal varlıklarının incelenmesi gerekmiyor mu?

5. Bu olayın üstünün örtülüp, hırsızların korunması devlete yakışır bir davranış biçimi mi?

Sayın Cumhurbaşkanım,

Benim TPAO içinde çok sayıda tanığıdım var.. Bana gelen bütün e mail mesajları ve telefonlarda, Türkiye'nin en köklü kurumlarından biri olan TPAO'nun bu hale düşürülmesinden duydukları üzüntüyü belirten, çoğunluğunu tanımadığım belki 100'ün üzerinde kişi oldu..

Yazdıklarımla, sadece onların isteklerini değil, ama yurt içi ve dışından TPAO ile ilgili olmayan Türk insanlarının isteklerini de yerine getirdiğimi sanıyorum..

TPAO dışından da sayısını hatırlamadığım kadar çok mesaj geldi.. Adeta yağmur gibi yağdı mesajlar.. Herkes, bu pisliğin sorumlularının adalete hesap vermesini istiyor..

Biz de, size, Türk milletinin bu isteğini duyuruyoruz..

Sayın Cumhurbaşkanım,

Neden bu konuda harekete geçmiyor sunuz?

Bu konuda da bana üst üste sorular geliyor..

Sadece sizin değil, ama Başbakan Mesut Yılmaz'ın da suskunluğu ve sessizliği yüzünden hayrete düşmüş durumdalar..

Onlara ne cevap vermemi öneriyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanım,

Size rapor veren uzman mühendise hayatı zehir ettiler.. Onun için adını burada yazmıyorum.. Sizin için adelet önemli ise, lütfen bu mühendisin durumunu bir inceleyin.. Başına gelenleri görün..

Sık sık kalkıp, "Aman devlete zarar vermeyelim" diyorsunuz..

Bize sorarsanız gerçekte, bu pisliğin üzeri örtülerek devlete zarar verilmektedir..

Sayın Cumhurbaşkanım;

Amerika Başkanı Clinton'un, bir iskemleye oturmuş, Büyük Jüri önünde ifadesinin alınmasını TV'ler canlı yayınladı.. Bilmiyorum izlediniz mi..

Dünyanın patronu, tek süpergücü kontrol eden, en tepedeki adam, "yalan söylediği" için özel savcıların ve jüri üyelerinin sorularını yanıtlamak zorunda kaldı..

Bu olay ve ABD Başkanı hakkında soruşturma açılması, bu ülkede adaletin nasıl işlediğinin çok önemli bir göstergesidir..

Peki, Türkiye, ne zaman adaletin işlediği bir ülke olacak sayın Cumhurbaşkanım?

Ne zaman her türlü yolsuzluğun ve pisliğin üzerine gidilecek?

Ne zaman insanlar devleti soyduktan ve/veya soydurttuktan sonra ellerini kollarını sallayarak dolaşamayacak?

Bu olay ve benzerleri, inanın, dürüst Türk bürokratlarını ve milyonlarca Türk insanını derinden yaralamaktadır..

Sayın Cumhurbaşkanım,

Bizi yanlış anlamayın.. Bu soruları sizin şahsınıza, milyonlarca Türk insanı adına soruyoruz..

Madem, Başbakan, Bakanlar, muhalefet partileri ve diğer yetkililer sormuyor, o zaman biz, 300 milyon doları hortumlanan Türk milleti adına, Türkiye'nin zirvesinde oturan size başvuruyoruz.

Devlet soyuluyor.. Devletin müfettişleri devletin soyulduğunu belgeliyor.. Siz de devletin başısınız.. Öyleyse, durdurun bu soygunu..

Necati Doğru'nun Samometre'si çalışıyor..

Saygılarımla...


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr