Zeynep Göğüş (e-posta:zgogus@sabah.com.tr )

"Kimse Toscanini ya da Bach'a müzik ile aile arasında seçim yapması gerektiğini söyledi mi?" Tabii ki hayır. Ama kadınlar yüzyıllar boyunca bu seçimi yapmak zorundaydılar, hâlâ da öyleler. Üstelik seçim alanı, iş yaşamını ve siyaseti de kapsıyor.

Gücü kadınlarla paylaşmak istemeyenlerin son numarası ise dezenformasyon, yani kadınları iktidardan uzak tutmak için insanları yanlış bilgilendirmek. En kolay yöntem kadınları hassas oldukları sanılan noktadan vurmak: Çalışan kadının çirkinleştiği, vaktinden önce yaşlandığı yalanını uydurmak. İki gün önce Zaman gazetesinde çıkan haber, tam da bu gizli propagandanın esiri olmuştu, başlığı "İktidar onları yıprattı" idi...

Zaman gazetesini elime ilk kez 1985'te aldığımda baskı adedi 20 bin kadardı. Gel zaman git zaman, bu gazete de değişti, ama yıpranmadı. Sakal bıyık tıraş edip imaj yeniledi, yangına körükle gitmeyen daha tarafsız bir gazete oldu. Umarız yakında bu yazıya konu olan kadınlarla ilgili haberinde olduğu gibi bazı bağnazlıklarından daha kurtulur. Diyeceksiniz ki, bağnazlığın semtine uğramadığı kim var ki etrafta? O da doğru, bağnazlığın ille de dinsel yorumlardan kaynaklanması gerekmez.

Siyaset dünyasının kadınlarıyla ilgili Zaman'da çıkan habere dönersek, başlığına bakınca kastedilenin siyasi yıpranma olduğunu sandım haliyle, ama öyle değilmiş. Yazıya bakarsanız, Tansu Çiller ile Berna Yılmaz, vaktinden önce yaşlanmışlar! Zaten estetikçiler de diyorlarmış ki, "Bize başvuranların çoğu çalışan kadınlar..."

Tansu Çiller'in 55 yaşında bir kadın için mükemmel görünümde olması bir yana... Söz konusu yazıda Gülay Atığ'ın şişmanladığı söyleniyor ki işte buna bayıldım. Doğumda alınan kilonun siyasetle ne ilgisi var? Berna Yılmaz'ın ise çizgileri derinleşmişmiş... Kadınları yaşarken mumyalasak mı yoksa?

Bu tür haberleri yazan meslektaşları etraflarına bakmaya davet ediyorum: Medya kulelerimiz başta, hangi işyerinde yaşlı kadınlar var? İşyerinde yaşlı erkeklerle eşit sayıda yaşlı kadın, göbekli erkeklerle eşit sayıda göbekli kadın oluncaya dek eşitlikten söz edilebilir mi?

Kaldı ki, ciddi araştırmalar yaşlanma masalını çürütüyor: Çalışan kadın evde oturana kıyasla çok daha bakımlı. Spor yapanlar, sık berbere gidenler, asıl genç kalanlar onlar. Estetikçilere başvurmaya gelince; ameliyat için kendi parası olanlar da onlar!

Hadi lafı tatlıya(?) bağlayalım: Camille Paglia demiş ki "Kadın Mozart yok, çünkü kadın Karındeşen Jack yok"...(*)

(*) Kadınlarla ilgili sözler için bk: Kadınların Erkekler Üstüne 365 Sözü Anahtar Kit. Yay, Bilgelik Dizisi)