kapat

CUMARTESİ 12 EYLÜL 1998

Namus kurşunu

İskilip İmam Hatip Lisesi'nde din öğretmeni olan Ali Aydoğdu, 10 gün önce bir başkasıyla evlenen sevgilisi ile beraber olmak isteyince canından oldu.

YENER CABBAR - TUGAY AFAT (SHA)

Çorum İskilip İlçesi'ndeki İmam Hatip Lisesi'nde binlerce öğrenciye din ve ahlak dersi veriyordu 34 yaşındaki Ali Aydoğdu. Kendi yaşamında bir türlü uygulamaya sokamadığı "güzel ahlak" anlayışını öğrencilerinden bekliyor, onların "ahlaki anlayışını" değerlendiriyor, onlara not veriyordu. Dinin yasaklarını, günah saydıklarını anlatıyor ama kendi, öğrencilerini inandırmaya çalıştığı dini yasaklara uymayıp kendi deyimiyle, "günah" işliyordu.

Evli ve iki çocuk babasıydı. Halasının kızı 18 yaşındaki Sema Kendirci ile beraberdi uzun süredir. Kaçamak buluşuyor, birlikte oluyorlardı. Akraba oldukları için buluşmaları, aynı evde kalmaları dikkat çekmiyordu. Sonra Sema evlendi. Uzun süredir onunla evlenmek isteyen 24 yaşındaki Mehmet Kendirci'nin teklifini kabul etmişti. Aile de uygun görünce 10 gün önce nikah defterine atmışlardı imzayı. Mutluydu iki genç. Sema pişmandı eski ilişkisinden. Yepyeni, tertemiz bir yaşam istiyordu artık.

"Yarın beni bekle"

Ama Ali'nin ondan vazgeçmeye hiç niyeti yoktu. Bir hafta sabredebildi. Bir akşam yeni evlileri tebrik etme bahanesiyle eşini ve çocuklarını alıp çıkageldi eve. Sema'nın eli ayağı birbirine dolanmıştı. Bir ara mutfakta yalnız kaldığı bir an Ali belirdi yanında. Tuvalete gitme bahanesiyle odadan çıkmış eve geldiklerinden beri aradığı fırsatı yakalamıştı.

"Yarın" dedi. "Yarın beni bekle evde geleceğim." Sema ürktü. Korktu. İstemiyordu. "Hayır" dedi ama Ali dinlemedi bile onu. Gözü dönmüştü. "Yarın evde ol" diye emretti. Sema'nın gözüne uyku girmedi o gece. Sabaha kadar gözünü kırpmadı. Mehmet'i aldatmak istemiyordu. Seviyordu onu. Aralarına hiçbir şeyin, hiç kimsenin girmesine izin vermemeliydi. Sabah, kahvaltıda her şeyi anlattı Mehmet'ine. Mehmet yıkıldı önce. O da seviyordu Sema'yı. Vazgeçmek istemiyordu ondan. Uzun uzun konuştular. Ve karar verdiler. Ondan, yıllarca genç kızın yaşamını mahveden o adamdan kurtulacaklardı.

Teslim oldular

İskilip'e bağlı Karlık Köyü'nde oturuyorlardı. Ali'nin geleceğini söylediği saatte Kızılırmak Mevkii'nde pusuya yattılar. Uzaktan göründü Ali Aydoğdu. Bir av tüfekleri vardı. İkisi birlikte tuttular tüfeği. Suçu paylaştılar. Tetiği birlikte çektiler. Ali Aydoğdu yıkıldı yere cansız. Yanına gidip baktılar. Ölmüştü. Sakin; evlerine döndüler. Birkaç parça eşyayı bir torbaya doldurup yola çıktılar. Doğruca İskilip İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gidip teslim oldular. Olayı anlatıp, "Pişman değiliz. Namusumuzu temizledik" dediler.

Şimdi yargılama sürecini bekliyorlar. Daracık hücrelerinde birbirlerine yeniden kavuşacakları günü bekliyorlar. Özlemle... Ali Aydoğdu ise kural tanımayan ihtirasının bedelini canıyla ödedi. Yaşamını mahvettiği genç kızın belki ömür boyu cezaevinde kalmasına neden olacak ölümü. Bir de eşi ve çocukları var bu hikayenin içinde. Hiçbir suçu olmayan, her şeyden habersiz kahramanları onlar bu hikayenin. Onlar da; dul ve yetim kaldılar.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr