kapat

ÇARŞAMBA 02 EYLÜL 1998

Hasan Cemal (e-posta:hcemal@sabah.com.tr )

Kıbrıs'ta zaman...

Dört beş yıl önce yine yazmıştım, Girne yakınlarındaki Bellapais Manastırı'nın kemerleri altından mehtabı seyretmenin güzelliğini...

Harikuladedir.

Manastırın sırtını dayadığı Beşparmak Dağları'nın bir ucundan güneş etrafı kızıla boyayarak batarken, öbür ucundan ay doğar. Göz alabildiğine uzanan Akdeniz bir başka görünür ay ışığında...

Sonra Ağustos böcekleri susar. Garip bir sessizliğe bürünür ortalık. Bazen uzaktan uzağa, ürpertici bir baykuş sesi kulağa çalınır. Ay yükselir, yükselir, onikinci yüzyılda Kudüs'ten kaçan Haçlılar'ın inşa ettiği manastırın bahçesindeki zarif servilerin, Akdeniz coğrafyasının o ölümsüz ağaçlarının arasından bakar insana...

Gotik yapının mimari güzelliğine nar kırmızısı Japon gülleri, turuncu, mor begonviller, beyaz, pembe zakkumlar, İngiliz manolyaları, bodur zeytin ağaçları bir başka güzellik katar. Yaseminler oradaki kadar başka hiçbir yerde o denli iç bayıltıcı kokmaz.

Gerçekten büyük bir hazdır, Beşparmak Dağları'nın eteklerinden Akdeniz mehtabını seyretmek...

Dersimiz...

Hoop, kompozisyon dersinde değiliz! Yazının konusu da Girne'de mehtaba göre sıkıcı sayılır:

Kıbrıs...

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs Konfederasyonu kurulması için somut bir çağrı yaptı. Yunan ve Rum tarafı ise bu çağrıyı günlük deyişle kafadan reddetti.

Bu çağrı nereden çıktı?

Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzeyde bir yetkili dün sabah şöyle dedi:

"Adada gerginlik sürekli artıyor. Bunun temelinde karşı tarafın izlemekte olduğu askeri politikalar yatmakta. Yunanistan'la Kıbrıs Rum yönetimi arasındaki ortak savunma doktrini... Güney'deki deniz ve hava üsleri... Öncelikle de S-300 füzeleri... Tabii bunlara bir de, bizim gayrimeşru saydığımız Lüksemburg süreci eklendi. Avrupa Birliği'nin Rum yönetimiyle tam üyelik müzakerelerini başlatmış olması da Kıbrıs'taki bölünmüşlüğü hızlandırdı, derinleştirdi."

Dışişleri yetkilisi, Denktaş'ın konfederasyon önerisinin böyle bir ortamın ürünü olduğunu ve diyalog yolunu açmayı hedef aldığını söyledi. Denktaş açısından planı cesur ve yaratıcı bir çıkış olarak niteledi.

Son fırsat...

Dışişleri yetkilisi, konfederasyon planının son bir iyi niyet gösterisi olduğunu belirtirken şunları ekledi:

"Federasyon tezini de Türk tarafı geliştirmişti. Şimdi bu artık geride kalmış bulunuyor. Gerek Rumlar'ın katı tutumu gerekse Avrupa Birliği'nin Lüksemburg Zirvesi kararıyla federasyon ihtimali ortadan kalktı. Adadaki iki eşit devlet gerçeğinin bir ürünü olarak bundan sonra gidilecek olan ortak yapılanma federasyon değil, konfederasyondur."

Konfederasyon aslında son bir yıldır Türk tarafının söylediklerinin resmen isimlendirilmesidir. Lüksemburg Zirvesi'ne kadar deniyordu ki: (1) Adada iki kesimli, iki toplumlu bir federasyondan yanayız. (2) Bunun için toplumlararası görüşmelere devam edilmelidir.

Avrupa Birliği'nin 1997 Aralık ayındaki haksız ve yanlış Lüksemburg kararıyla ipler kopunca, Türk tarafı bu iki noktayı yenileriyle değiştirmişti: (1) Adada iki eşit devletin varlığı kabul edilmelidir. (2) Ancak bu gerçeğin kabul edilmesiyledir ki, iki taraf arasında görüşmeler başlayabilir.

Son bir yıldır çekilen bu yeni çerçevenin adı ise önceki gün KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'la Dışişleri Bakanı Cem'in Lefkoşe'de yaptıkları ortak basın toplantısında kondu:

Kıbrıs'ta konfederasyon...

En iyisi...

Bugüne kadar bazı çevrelerde Türk tarafı sürekli negatif tavır almakla, hep reddetmekle, yani somut öneriler yapmaktan kaçınarak pozitif bir tutuma yanaşmamakla suçlanırdı.

Tabii böyle suçlamaların kabul edilmediği bir yer olan Dışişleri'nde dün bir yetkili kaynak şöyle dedi:

"Biz adayı bölmek isteyen taraf değiliz. Bölünmesine karşıyız. İki eşit ortağa dayanan bir yapı kurulacak. Adada bir husumet, bir düşmanlık dönemi yaşandı. Bunların bıraktığı bir miras var. İki halkta oluşan nefret duygularından sonra içiçe yaşamanın zorluğu çok açık. O yüzden federasyon güç! En iyisi, konfederasyon..."

Yunan ve Rum tarafından anında gelen ret cevabı ise gerçekten talihsiz bir gelişmedir. Bu olumsuz tavırla Kıbrıs'ta zamanı yakalamak zor. Bu güzelim adayı kolay günler beklemiyor. Yazık ki gerçek böyle...


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr