kapat

PAZARTESİ 17 AĞUSTOS 1998

Ahmet Tan (e-posta:tana@sabah.com.tr )

İnanca Saygı Şenliği

Hacı Bektaş-ı Veli Anma Kültür ve Sanat Şenlikleri her yıl ayrı bir siyasal atmosfer içinde yapılır. Bu yıl da, inançlara saygılı laiklik kavramının öne çıktığı bir politik havada gerçekleşiyor.

Hafta boyunca gazetelerde İslamiyet, tasavvuf, halk şiiri, laiklik ve Hacı Bektaş-ı Veli felsefesi üzerinde uzun yazılar, makaleler, söyleşiler yayınlanır.

Rastlantıya bakın ki, elifi elifine, tam 23 yıl önceki Cumhuriyet gazetesinde de böyle bir söyleşi vardı.

+++

16 Ağustos 1975 günkü o gazetede, bir anlamda inançlara saygılı laiklik kavramıyla ve tarikatlerle ilgili bazı suçlamaları, Bülent Ecevit daha 23 yıl önceden yanıtlıyordu:

"- İslam'ın Türk kafasında ve gönlünde yansıması tasavvuf yoluyla olmuştur. (Kimilerinin) Türk İslam tasavvufunu bilmemeleri veya bilmezlikten gelmeleri bir çelişkidir; kendi milletlerinin yüzlerce yıllık düşünce ve inanç birikimini tanımadıklarını gösterir...

- Din duygusu kiminde korkudan alır gücünü kiminde sevgiden.. Din duygusu korkuyla beslenenler, genellikle bencil kişilerdir. Bu dünyada da, bu dünyadan sonrası için de kendilerini düşünürler. Bu dünyada ve bu dünyadan sonra kendilerini güvence altına alma isteğidir, çıkış noktaları.

- Din duygusunun gücünü sevgiden alanlarsa, korkuyla ve bencil bir korunma duygusuyla değil, bencillikten uzak bir sevgiyle ve gerçek inançla yönelirler Tanrı'ya.

- Genellikle Türk'ün din duygusunun temelinde, özellikle Türk İslam tasavvufunu oluşturan din duygusunun ve anlayışının kaynağında işte bu derin sevgi vardır.

- Din duygusu korkuya dayananlar bağnazlığa kolayca kapılırlar. Din duygusu sevgiye dayananlar ise bağnaz olamazlar. Bağnaz olmadıkları için de özgürce düşünürler ve ararlar.

- Yüzlerce yıl tepeden gelen ve insan yüreğindeki korkuyu körükleyip sömürmeye yönelen bağnazlık baskısına karşın, Türk halkının özgür düşünceli ve hoşgörülü oluşu, ondaki din duygusunun sevgiye dayanışındandır.

- Bu sevginin özünde Tanrı'nın birliği Tanrı ile birlik inancı bulunur. Bu sevginin amacı ise birlikte erimektir. İşte bu inançtan bu amaca yönelişin yoludur Türk İslam tasavvufu.

- O nedenledir ki, tasavvufun düşünce ve arayış okullarına "tarikat" yani "yol" denilir.

Yol, tarikat adı üstünde amaç değil, araçtır. Ama kurumlaştıkça tarikatlar neredeyse araç olduklarını unutup, amaç görüntüsüne bürünmüşlerdir.

Fakat Türk halkı, özellikle de Türk köylüsü, kurumlaşmanın katı duvarlarını, daima sevgisiyle ve duygusuyla, sezgisiyle ve aklıyla aşabilmiştir. Bunun için başvurduğu en etkin yöntem de şiir olmuştur."

+++

Hacı Bektaş-ı Veli Şenlikleri'ne dün olduğu gibi, bugün ve yarın da şiir ve şiirin dili egemen oldu ve olacak.

Ve görülecek ki, Anadolu halkının gönül ve inanç geleneği yüz yıllardır olduğu gibi gelecek kuşaklara yine şiirlerle, ozanlarla, nefesler ve türkülerle taşınacak.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr