kapat

PAZARTESİ 17 AĞUSTOS 1998

Ahmet Vardar (e-posta:avardar@sabah.com.tr )

Mustafa Özcan Hoca, Ziraat Fakültesi öğrencileri senden illallah demiş...

Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Makinaları bölümü hocası Mustafa Özcan Ültanır'ı öğrencilerin ifadesine göre size kısaca tanıtayım. Mustafa hoca gittiği derslerde öğrencilerle hiç konuşmadığı gibi, hiç bir şeyde öğretmiyormuş... Hatta hatta bazen merak ettikleri konuları soran öğrencilere, "Bunları bilmeniz gerekiyor, bana ne soruyorsunuz" diyor bazen de soruları duymazdan gelip, oralı bile olmuyormuş. Hatta bazen de, "Sorduğunuz sorunun cevabı kitap da var" diye tersleniyormuş.

Mustafa hoca ömründe hiç gülmediği ve yüzünde hep aynı katı, sert bir ifade ile dolaştığından arkasından, "Tatlı dil, güler yüz Mustafendi..." diyorlarmış. Mustafa hoca ne zaman gülüyormuş biliyor musunuz, sadece sınav zamanlarında... Yani öğrencilerini tongaya bastırdığı sırada. O zaman başlarmış gülmeye...

Size Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinden Mustafa Özcan Ültanır hocayı kısaca anlattım. Bundan sonra kendisine bir kaç sözüm olacak; "Sayın hocam, huyunuz-suyunuz beni ilgilendirmez. Ama ortada yapılan bir görev var, ki o beni çok yakından ilgilendiriyor. Öğretmen demek adı üstünde öğretici olmak demektir. E sen bir şey öğretmez isen öğrencilerine kırk yıllık düşmanınmış gibi bakarsan, ne anladık bu işten?... Bana kalırsa şu huyunu değiştir. Onlara bir kardeş, bir evlat, bir arkadaş gibi davran ve gönüllerini al... Zira haberin olsun senin için hiç iyi şeyler düşünmüyorlar."

Ankara'nın göbeğinde lağım kokan içme suyu...

Ortada bir olay var ama kimin yetkili olduğunu ben pek bilemiyorum. Onun için meseleyi ortaya atacağım ve kim ilgileniyorsa, lütfen halletsin diyeceğim.

Ankara'nın göbeğinde Kurtuluş semti Tevekküller sokak, 54 numaralı apartmanda oturanlar, "Şebeke suyumuza lağım suyu karışmış, leş gibi kokuyor. Bu suyu kullanamıyoruz. Bir kaç kişi de bu yüzden hastalandı. Durumu doktor raporu ile tespit ettik ve belediyeye yolladık, hiç bir girişim yok..." diyerek feryat ediyorlar.

Bana, "Bu hayati konuya bir el atsanız, size minnettar kalırız" da diyorlar. İşte benden belediyeyi uyarması. Herhalde bu yazıdan sonra harekete geçip, konunun üzerine gideceklerdir. Çünkü hadise hayati önem arz ediyor.

Şişli'de ki köpekleri kim temizleyecek?...

Hani evvelden Nişantaşı Valikonağı caddesinde oturuyorum, dediğiniz zaman büyük bir fiyaka yapmış olurdunuz. Burası İstanbul'un en lüks, en kibar semtlerinden biri olarak görülürdü. Hatta burayı daha da abartıp Paris ile kıyaslayanlar bile vardı. Ama şimdi sanıyorum talibanların yaşadığı Kabil şehrinden bile farksız. Sürülerle dolaşan başı boş köpekler, sabahlara kadar havlıyorlar, çöp varillerini deviriyorlar. Kısacası burası artık köpek cenneti... Sanıyorum bu uyarım dikkate alınır da kısa zamanda bu nezih semt yine eski hüvviyetine bürünür...


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr