kapat

PAZARTESİ 17 AĞUSTOS 1998

Rauf Tamer (e-posta:rtamer@sabah.com.tr )

Normale dönmek.

Gerçi affın derecesi, sınırı falan belli değil ama, herkes bir tarafından tutmuş çekiştiriyor.

Recai Kutan, Erbakan'ı da affın kapsamı içine alalım diyor.

Bence bunu asıl Ecevit söylemeli, Cindoruk söylemeli...

Çünkü onlar, siyaset yasağının içinden gelmiş, o acıyı kendi yüreklerinde hissetmiş insanlardır.

*

Hatırlar mısınız?

11 yıl evvel, Özal Başbakanken, bir referandum yaptık.

Erbakan dahil, Ecevit Türkeş ve Demirel'in başını çektiği yasaklılar için halk'a gittik ve sorduk:

- Siyasi haklarını iade edelim mi, etmeyelim mi? Evet mi, hayır mı?

"Ayıplı bir sual" di bu.

Yasaklıların tabiriyle böyleydi.

Ama iyi ki öyleydi.

Çünkü referanduma gitmeyip de onların haklarını mecliste iade etseydi, Turgut Özal yücelecek, belki öbürleri silinecekti...

*

Özal, bir hata daha yaptı. Meydanlara çıktı bunlara siyasi haklarını vermeyin diye bağırdı.

Gerçi bunu, kendisine yapılan saldırılara karşı bir savunma olarak izah etti ama, yasakçı bir imaj bıraktı.

Aleyhine oldu.

O günden sonra ANAP inişe geçti.

*

Şimdi Özal'ın yerinde Mesut Yılmaz oturuyor.

Ne aksilik... Yılmaz Başbakanken, bir parti kapatılıyor, yöneticilerinden bir kısmı ve genel başkanı siyaset yasağına giriyor... Beri tarafta İstanbul Belediye Başkanı hapse mahkum oluyor.

Bütün bunları yapan, tabii ki Mesut Yılmaz değil. Yargının kararı bunlar... Ama ne olursa olsun, Demokrasi tarihi bunu Yılmaz Devrinde olanlar diye kaydedecek. Kötü bir hatıra.

*

Bu bakımdan, Erbakan'a af istemi, Recai Kutan'dan, Çiller'den önce, belki Mesut Yılmaz'dan gelmeli.

Efendim, af çıkar veya çıkmaz.

Erbakan'ı kapsar veya kapsamaz.

O başka.

Ama Mesut Yılmaz, bir kere kendi kozunu oynamalı. Eylem değilse bile bâri ortaya bir söylem koymalı... Turgut Özal'ın hatasına düşmemeli.

*

Mesut Yılmaz'ın Bodrumdaki son demeçlerini okumasaydım, şimdi burda boşuna nefes tüketmezdim. Onları okuyunca, belli bir noktaya gelmiş olduğunu anladım. Güzel...

İrtica Yasaları'na aslında İslamı Koruma Yasaları demek lâzım geldiğini söylüyor.

Kırılmış ve incinmiş kitleleri farkettiğine göre, problemin yarısı çözülmüş demektir.

Bütün merakım... Milliyetçi, muhafazakâr, büyük demokrat ve de engin devlet adamı İsmet abi, acaba bu konularda neler düşünüyor.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr