Yüzde 40'lık zammın ek yükü 588 trilyon

Devlet Bakanı Güneş Taner, yüzde 20'lik memur zammının yüzde 40'a çıkartılmasının bütçeye 588 trilyon lira, yani yaklaşık 2 milyar dolar ek yük getireceğini söyledi.

Enflasyona karşı sürdürülen savaşta böyle bir ek yükün sırtlanılmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Taner, memura son bir yılda verilen zamlerle, bu yılın ikinci yarısında verilmesi planlanan yüzde 20'lik zammın "adil olduğunu" söyledi. Taner'in memur zammı tartışmaları kosunundaki görüşleri şöyle:

* Hükümete 1997 Haziran'ında geldik. 1 Temmuz 1997'de bütçede ödenek yokken memura maaşlarını yüzde 35 artırdık. 1 Ocak 1998'de ise yüzde 30 zam yaptık. Bu iki zammı kümülatif olarak hesaplarsanız 1 Temmuz 1997 ile 31 Haziran 1998 arasındaki bir yıllık sürede memur maaşlarının yüzde 75.5 arttığı ortaya çıkıyor.

* Aynı dönemde toptan eşya fiyatları yüzde 76.7, tüketici fiyatları ise yüzde yüzde 90.6 artış gösterdi. Bu rakamlar memuru enflasyona ezdirmediğimizi gösteriyor.

* Bu yılın ikinci yarasındaki yüzde 20'lik artışla beraber memur maaşlarındaki 18 aylık toplam artış yüzde 110.6'yı bulacak. 1998 sonuna geldiğimizde ise 18 aylık kümülatif enflasyon bu rakamın altında kalacak.

* Hükümet, memuru enflasyona ezdirmediğini bu yılın ilk 6 ayında da gösterdi. İlk 6 ayda toptal fiyatlardaki artış yüzde 26.5 oldu. Buna karşılık aynı dönemdeki maaşlara yüzde 30 zam yaptık.

* Memura hedeflenen enflasyonun üzerinde zam yaparsak, kaçınılmaz olarak enflasyon da yükselir. Bu durumda verilen zam kısa sürede erir. Yüzde 40'lık zammın bütçeye malmiyeti çok ağır. Hesap ortada: Memur zamlarındaki her 1 puanlık artış bütçede 21 trilyon liralık ek yük getiriyor. Zammı yüzde 20'den yüzde 40'a çıkartırsak, 20 puanlık farkın getireceği yük 420 trilyon lira. Bütçede para olmadığı için bu kaynağı borçlanarak bulacağız. 6 ay vadede yüzde 80 faizle borçlandığımızı düşünürsek, bunun üzerine 168 trilyon lira da faiz yükü binecek. 420 trilyon anaparayla, 168 trilyonluk faizi toplarsak ortaya 588 trilyon liralık bir maliyet çıkıyor. Yani yaklaşık 2 milyar dolar.

* 2 milyar dolarlık bu ek yük, Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmeleri olan İş Bankası ve Petrol Ofisi'nin satışlarından gelen parayı bile aşıyor.

Deprem ve sel gibi doğal afetler nedeniyle zorunlu olarak 500 trilyon liralık bir ek yük üstlendik. Enflasyonla başarılı bir şekilde mücadele ederken, 588 trilyon liralık bir ek yükü daha üstlenmemiz mümkün değil. Bu rakamların ışığında yüzde 20 olarak planlanan zam oranının üzerine çıkamayız.