Sümerbank işçi idi sonra patronu oldu!

Dün yapılan açık artırmada, soğukkanlılığını hiç bozmadan, kim ne teklif verirse versin, telaffuz edilen miktarın hiç düşünmeden "10 milyon dolar" fazlasını verip, sonuca ulaşan Hayyam Garipoğlu kim?

Garipoğlu'nun adı ilk kez 3.5 yıl önce de Halil Bezmen'e ait Rabak'ı, ardından Marmara Biraları ve Sümerbank'ı rekor sayılabilecek fiyatlarla alarak gündeme geldi.

Ancak babası Kasım Garipoğlu'nu Adana'da tanımayan yoktu o günlerde. Önce, Adana'da İspanyollar'la ortak maya fabrikası açtı. Ardından, işçi sendikasının "çorbada nane yok" diyerek eyleme gitmesine kızıp sahibi olduğu iplik fabrikasını kapatınca ünü arttı.

Sümerbank'ta işçiydi

Adana yöresinde "Efendi" lakabıyla tanınan Kasım Garipoğlu, 1922 yılında Ceyhan'ın Tatarlı Köyü'nde bir at arabası ve 32 dönüm tarlasından başka birşeyi olmayan çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Parasızlıktan, ilkokulu zar zor bitirdi. 4 yıl liseye devam edemedi. Ereğli'ye gidip, şimdi sahibi olduğu Sümerbank'a ait bez fabrikasında işçi olarak çalışmaya başladı. Hem çalışıp hem okudu. Öylesine istekliydi ki okumaya, Ankara Hukuk Fakültesi'ni kazanması zor olmadı. Karaman'da önce hakimlik, sonra avukatlık yapmaya başladı. Ama "kitaptaki ayrı, uygulamadaki ayrı" deyip, vazgeçti hukukçuluktan... Ufak ufak pamuk alım satım işine başladı memleketi Ceyhan'da. 1970 yılında Ceyhan'da eski bir Çırçır fabrikasını satın alarak ticarete atıldı. Bu arada büyük oğlu Hayyam ve küçük oğul Nida, Almanya'da okurken babalarının gönderdiği tekstil ürünlerini Türk firmalarına pazarlamaya başladılar. 1984 yılına kadar küçük bir çırçır fabrikasına sahip olan Kasım Garipoğlu, büyük oğlu Hayyam ve küçük oğlu Nida sayesinde Türkiye'nin sayılı sanayicileri arasına katıldı.

"Her şeyimiz temiz"

Bugün Garipoğlu Grubu'nun yönetim kurulu başkanlığını Hayyam Garipoğlu yapıyor. Şirketleri diğer kardeşleri Nida, Nizam Garipoğlu ve Handan Güleç'le birlikte yönetiyor. Hannover Teknik Üniversitesi kimya bölümünü üçüncü sınıftayken bırakan Garipoğlu, Sümerbank satışı sonrası "bu kadar parayı nereden buldular" diye sıkıştıranlara karşı kendisini şöyle savunuyordu:

"Dilin kemiği yok. Ama bizim hiçbir açığımız yok. Herşeyimiz temiz. Ne yaptığımız belli. Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz derler. Biz 25 yıldır sanayiciyiz. Marmara Bira'yı piyasaya çıkarana kadar kamuoyu bizi pek bilmiyordu. Bu da daha çok ara mal üretmememizden kaynaklanıyordu. Grubumuzun 17 şirketi var. Bunun yanısıra yakın zamanda bir maya tesisimizi 31 milyon dolara yabancılara sattık. Hepsinin ötesinde Hazine bizim banka almaya layık olup olmadığımızı incelerken tüm bilançolarımızı gözden geçirdi. Bir eksiğimizi görseler, izin vermezlerdi."