kapat

PERŞEMBE 30 NİSAN 1998

Öğrencilerin annesi

Türkiye'deki 71 rektör arasında tek bayan olan Prof. Gülsüm Sağlamer, İTÜ'de okudayan 22 bin öğrenciyi kendi evladı gibi görüyorProf. Sağlamer, Türkiye'nin rektör olmayı başaran 3'üncü kadını, 225 yıllık İstanbul Teknik Üniversitesi'nin ise ilk kadın rektörü.

NEBAHAT KOÇ (SHA)

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Profesör Doktor Gülsüm Sağlamer, Türkiye'nin 3'üncü kadın rektörü. Aynı zamanda, şu an görevde olan tek kadın rektör.

225 yıllık İTÜ tarihinde okul ilk kez bir kadın rektör tarafından yönetiliyor. Prof. Sağlamer'in bu başarısı Cumhurbaşkanı Demirel'in de dikkatinden kaçmadı. Demirel, Türk kadınının günümüz toplumundaki yerini anlattığında Sağlamer örneğini veriyor.

Prof. Sağlamer'in üniversitedeki 22 bin öğrencisinin yanı sıra bir de oğlu var. Aynı zamanda İTÜ İnşaat Fakültesi profesörlerinden olan eşi Ahmet Sağlamer'in de rektörü. Mimar olduğu için her konuya somut projelerle yaklaşan Gülsüm Sağlamer, sorunların dizayn edilmesini, tartışılmasını ve çözümün adım adım gerçekleştirilmesini istiyor.

1996'da İTÜ'ye rektör seçilen Sağlamer, çaresizliğe meydan okuyan hayat görüşünü rektör seçilmeden önce hazırladığı "İTÜ 2001 Atılım Projesi" ile hayata geçiriyor.

"Tünelin ucu görünmüyor"

Gülsüm Sağlamer, Türkiye'deki siyasi yaşamı ve toplumu şu sözlerle değerlendiriyor: "İnsanlar, 'Türkiye'de hiçbir şey yapılmıyor' diye düşünüyor. Kim için ve ne için fedakarlık yapacaklarını bilmiyorlar. Çünkü tünelin ucu görünmüyor. Ülkenin önceliklerinin belirlenmesi lazım. Bunun da çok kararlı, istikrarlı yönetimler tarafından uygulanması gerekiyor. Tünelin ucu görünürse, Türk insanının fedakarlıktan kaçınacağını sanmıyorum. Hepimizin gönlünde yatan şey günlük olayları bırakarak, ülkenin kalkınmasına temel oluşturacak projelerin tartışılmasını sağlamak."

"İTÜ sınırları aşacak"

İTÜ'yü, dünya üniversiteleriyle yarışan bir üniversite haline getirmeyi amaçladığını söyleyen Rektör Sağlamer, üniversitesi ile ilgili projelerini ise şöyle özetliyor:

"Artık ülke sınırları anlamını yitirdi. Kendinizi Türkiye'nin sınırları içine hapsedemezsiniz. Biz de Türkiye'de değil dünyada yarışan bir üniversite olma hedefimizi taşıyoruz. Bu hedef doğrultusunda geçen sene bütün programlarımızı yeniledik. Eğitim reformunu yaptık. Uluslararası düzeyde geçerli eğitim programlarının yarattık ve uyguladık. Bir yıl hazırlık sınıfını zorunlu hale getirdik ve derslerimizin yüzde 30'unu İngilizce olarak vermeye başladık. Bana göre Türkiye'deki en iyi yabancı dil programlarından birisini uyguluyoruz. 2001'de 1.5 sene önce çizdiğimiz projelerimizi bitirmiş olacağız."

Üniversiteyle gurur duyuyor

Rektör Gülsüm Sağlamer, İTÜ ile gurur duyduğunu, "İTÜ cumhuriyeti elleriyle yapmış insanları yetiştiren 225 yıllık bir üniversite. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün yatırımlarını bu üniversiteden mezun olan mimar ve mühendisler yaptı. Barajlardan Anıtkabir'e kadar hepsi İTÜ'lülerin emeği ile alınteri ile yapılmış" sözleriyle anlatıyor.

"Bütün öğrenciler çocuğum"

Gülsüm Sağlamer, İTÜ'deki 22 bin öğrencinin hepsini kendi çocuğu sayıyor. "Öğrencilerle iletişimde hayatım boyunca sıkıntı çekmedim. Çünkü ben Mimari Proje hocasıyım. Mimari Proje'nin dersleri stüdyoda verilir. 15-20 öğrenci ile bir sömestre geçirirsiniz. Ve onlarla birlikte yaşarsınız. Bu nedenle öğrencilerimle ben her zaman çok yakın olmuşumdur" diyen Sağlamer şöyle devam ediyor: "Ben kendi çocuğum için neyi istiyorsam, hangi başarıları elde etmesini istiyorsam, herbirisi için onu istiyorum. Bunun için sırasıyla her fakültede öğrenci forumları düzenliyoruz."

Öğrenci olayları ekonomik

Rektör Sağlamer'e göre üniversitelerde yaşanan öğrenci olaylarının nedeni ekonomik. "İTÜ'de pek olay çıkmadığı için mutluyum. 22 bin öğrenci içinde olaylara yatkın belki ancak 40-50 kişi çıkabilir" diyen Sağlamer şöyle konuşuyor: "Öğrencilerin aşırı gruplar tarafından proveke edilebilmesi için belli şartların oluşması lazım. Ekonomik sorunları olan, İstanbul'a yeni gelen gençleri yönlendirmek kolay olur. Öğrencimize sahip çıkmalıyız. 16 bin lisans öğrencimizden 8 bini Anadolu'dan geliyor. 8 bin öğrenci, İstanbul gibi metropolde yalnız kalıyor. Üniversitenin öğrencinin kendini evinde hissetmesini sağlayacak yurtlar kurması gerekir. Bu iş 500 veya bin kişilik yurtlarla olmaz."

Çözüm burs vermekte

Öğrencilerin barınma sorununu çözebilmek için 13 yurt yaptırdıklarını söyleyen Sağlamer, her öğrencinin İsatnbul'da yaşamını sürdürebilmesi için ayda en az 25 milyon liraya ihtiyacı olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: "Bu parayı bulamayan öğrenci için her şey sorun olur. Bu yüzden burs kampanyası başlattık. Geçen yılki burs programamızın bütçesi 12 milyar liraydı. Şimdi bir milyon dolar. Burslarımızın miktarı kişi başına 10 milyon lira ila 20 milyon lira arasında. En az 5 bin öğrenciye ayda 25 milyon lira burs verecek duruma gelmeliyiz. Bunun için de en az 2 milyon dolarlık çerçeve çiziyorum. Bunu sağlarsak hiçbir öğrenci, hiçbir zaman, hiçbir aşırı uca gitmez."

"Türban ideoloji olmasın"

Okulda türbanlı öğrencilerin sayısının çok az olduğunu söyleyen Sağlamer şöyle konuşuyor: "Türban meselesi tek boyutlu bir mesele değil. Ekonomik boyutu var. Samimi olan Müslümanlar'a herkesin saygısı var. Bunu bir ideolojinin ifadesi, göstergesi olarak kullandıkları zaman elbetteki Cumhuriyet Türkiyesi bunu kaldıramaz. Bir sosyal soruna yasak koyarak getirdiğiniz çözüm geçicidir. Kalıcı çözümler emek ister. Boyutlarını düşüneceksiniz, çerçevesini düşüneceksiniz, alınacak önlemleri saptayacaksınız ve bu önlemleri sabırla, birer birer yerine getireceksiniz. O zaman başarı kaçınılmazdır."

"Bir yıldır yemek yapamıyorum"

Çok çalıştığı için özel hayatının kalmadığını belirten Gülsüm Sağlamer, "Kendime vakit ayıramıyorum. Kaç aydır sinemaya gidemiyorum. Bir yıldır yemek bile yapamıyorum. Ama ben buraya özel bir projeyi hayata geçirmek için geldim. Yeter ki İTÜ hepimizin arzuladığı hedeflere ulaşsın. Bizim harcadağımız zaman da, enerji de hepsi helal olsun" diye konuşuyor.

"Bugüne kadar siyasetle hiç uğraşmadım. Üniversitede olmaktan mutluyum" diyen Rektör Sağlamer şöyle devam ediyor: "Bugünkü haliyle siyasete atılmayı ve siyaset yapmayı düşünmüyorum. Hepimizin hakim olabileceği bir çevrede somut adımlar atma olanağımız var ve iyi şeyler yapıyoruz. Hizmet için siyaset gerekmiyor. Bizim yaptığımız da ülkeye hizmettir."


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr