kapat

PERŞEMBE 29 OCAK 1998

Kanıtlar bir bir çıkıyor

Gözaltında öldürülen gazeteci Metin Göktepe'nin dava dosyasına biri salonda yerde yatarken, diğeri görevli polis müdürü Battal Köse'yi gösteren iki fotoğraf konuverdi

EROL AKKIR (SHA)

Metin Göktepe, Evrensel Gazetesi muhabiriydi. 8 Ocak 1996'da, Ümraniye Cezaevi'nde meydana gelen olaylarda ölen iki kişinin cenazelerinin Alibeyköy Mezarlığı'nda defnedilmesini takiple görevliydi.

Mezarlıkta önlem alan Çevik Kuvvet'ten bir komiser yardımcısı Göktepe'ye "Sen çok konuşuyorsun. Seni gözaltına alıyorum" dedi. Elleri arkasına kıvrılan Göktepe önce Alibeyköy Karakolu'na 15 dakika sonra da Eyüp Spor Salonu'na götürüldü. Daha sonra Göktepe'nin spor salonunda cesedi bulundu.

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, Göktepe'nin isminin gözaltına alınanlar arasında olmadığını belirterek "Gözaltına aldıklarımızı videoya kaydetmiştik. Orada görüntüsü yok" dedi. İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan da Göktepe'nin spor salonunun duvarından düşerek öldüğünü açıkladı. Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan, Göktepe'nin gözaltına alındıktan sonra, Eyüp'te bir çay bahçesinde otururken fenalaşarak düşüp yaşamını yitirdiğini söyledi.

Polislere gözaltı

16 Ocak 1996'da Devlet Bakanı Adnan Ekmen, Göktepe'nin gözaltına alındığını, burada öldürüldüğünü, sorumlu polislerin gözaltına alındığını açıkladı.

Soruşturma sonunda "kastı aşan adam öldürme", "tutuklu kişilere hakaret", "kötü muamele ve müessir fiil" suçlamalarıyla 3'ü emniyet amiri, 1'i komiser yardımcısı toplam 48 güvenlik görevlisi hakkında "yargılamanın gerekliliği kararı" verildi. İlk sorgularında Göktepe'yi dövdüklerini itiraf eden polisler sonraki açıklamalarında ifadelerinin işkence altında alındığını söyleyip reddettiler. 24 Ocak 1997'de, Göktepe'nin öldürülüşünün üzerinden 1 yıl geçtikten sonra sanık polisler ilk kez Eyüp 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade verdiler ve yargılama süreci başladı. Güvenlik nedeniyle İstanbul'daki dava Afyon'a alındı.

Danıştay 2. Ceza Dairesi'nde onaylanan karardan sonra, sanıklar hakkında İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Dava, "kamu güvenliği" gerekçesiyle Aydın Ağır Ceza Mahkemesi'ne aktarıldı.

Metin Göktepe'nin öldürülmesi ile ilgili dava halen Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Davada Şuayip Mutluer, Seydi Battal Köse, Selçuk Bayraktaroğlu, Saffet Hızarcı ve İlhan Sarıoğlu tutuklu, Fedai Korkmaz, Murat Polat, Burhan Koç, Metin Küşat, Fikret Kayacan ve Tuncay Özgül tutuksuz olmak üzere toplam 11 polis yargılanıyor. Sanıklar hakkında 3 aydan 15 yıla kadar değişen ağır hapis cezaları isteniyor.

Tanıkların ifadeleri

Eyüp Spor Salonu'nda 5 Ocak'ta yapılan keşifte dinlenen tanıklar Deniz Özcan ve Ali Ekber Palabıyık, olay günü polislerin "Ben muhabirim" diyen bir kişiyi dövdüğünü söylediler.

Tanıklardan Deniz Özcan, olay günü kendisinin de gözaltına alındığını ve spor salonuna getirildikten sonra polislerin herkesi dövmeye başladığını iddia etti. Özcan, polislerin, bir kişi için "Bu gazeteci, özel muamele yapın" diyerek ağzı ve yüzü kan içinde kalana kadar copla dövdüklerini ve salondan çıkartılırken de kalorifer dairesinin girişinde insan cesedine benzeyen bir şey gördüğünü sözlerine ekledi. Tanık Ali Ekber Palabıyık da, polislerin gözaltına alınan herkesi dövdüğünü belirterek "Ben Evrensel Gazetesi'nin muhabiriyim" diyen kişinin durumunun kötüye gitmesi üzerine polislerin amirlerine haber verdiğini anlattı.

Ve son fotoğraflar

22 Ocak'ta yapılan 13'üncü duruşmada, Göktepe'nin 2 yıldır kayıp olan ölüm fotoğrafı da birden dosyasına konuldu. Oysa tüm aramalara rağmen bu fotoğrafın izi 2 yıldır bulunamıyordu.

Olay günü spor salonunda çekilen en önemli kanıtlardan biri olan fotoğrafta, Göktepe'nin cesedi öldürüldüğü yerde görülüyor. Giydiği mont yüzüne kapatılmış halde görüntülenen Göktepe'nin bu fotoğrafı, nasıl öldürüldüğü hakkında ipuçları veriyor. Dava dosyasındaki bir diğer fotoğrafta ise Emniyet Müdürü Seydi Battal Köse'nin spor salonu önündeki görüntüsü var. Fotoğraftan yapılan teşhislerde tanıklar salondaki en üst düzey emniyet yetkilisinin Emniyet Müdürü Seydi Battal Köse olduğunu vurgulayan ifadeler verdiler.

Amirlerini suçlamıştı

Tutuklu sanıklardan Emniyet Amiri Seydi Battal Köse, mahkemede şunları anlatmıştı: "Olay günü, görevli başkomisere, salonda yaralı bir şahıs olduğunu söyledim ve dışarı çıkarmamalarını istedim. Daha sonra, 4 memurun bu şahsı dışarı çıkardıklarını, ikisinin başında kaldığını, daha sonra bu şahsın öldüğünü gördüm. Kimliğini bilmediğim bu kişinin öldüğünü İlçe Emniyet Müdürüme önce telefonla, daha sonra da bizzat giderek bildirdim. Olayın diğer birimlere nasıl intikal ettiğini bilmiyorum."

Önceki ifadelerinde amirlerini suçlar ifadeler kullanan Köse, son duruşmada mahkemeye verdiği dilekçede ise Göktepe olayı ile ilgili olarak hiçbir amirini ve müdürünü suçlamadığını, bir önceki duruşmada söylediklerinin de cezaevi koşullarının yarattığı psikolojik nedenlerden kaynaklandığını belirtti.

Daha önce ne demişti?

Köse, daha önce İçişleri Bakanlığı müfettişlerine verdiği ifadede şöyle demişti: "Spor salonunun giriş kapısında Murat Polat, Fedai Korkmaz, Yalçın Akdeniz isimli polis memurları vardı. Bunları insanları dövmemeleri için uyardım. Metin Kuşat ve Şuayip Mutluer adlı polisler tekme ile Göktepe'ye vurdular. Polis memurları gözaltındakilere 'En büyük Türk polisi' diye slogan attırıyorlardı. Bunu yapmamaları için de onları uyardım. Göktepe'nin cesedi çay büfesinin yanında bulunduktan sonra İlçe Emniyet Müdürü Ali Aydın Akdemir geldi. Salondaki kimlikleri karıştırıp Metin Göktepe'nin olanı almış. Bu kimlik daha sonra cesedin üzerinde çıktı. Müdür salıverme tutanağı hazırlanmasını istedi. 9 Ocak 1996 günü bir gün öncesinin tarihi ile salıverme tutanağı hazırlandı. Göktepe bu tutanağa geçirilmedi ve böylece gözaltına alınmamış gösterildi."

'Bir tekme de ben attım'

Sanık polisler ise müfettişlerine verdikleri ifadelerde şöyle demişlerdi:

Şuayip Mutluer: Kapının girişinde tuvalete giden kısımda bir kişinin yattığını ve kafasına mont geçirilmiş olduğunu gördüm. Polis memuru Metin Kuşat'a bunun kim olduğunu ve neden dövdüklerini sordum. Bana "Ezan okumasını bilmiyor, İstiklal Marşı'nı da bilmiyor" cevabını verdi. "Boşver" diyerek bir tekme de ben attım.

Fedai Korkmaz: Metin Kuşat ve Şuayip Mutluer'in tekme ile Göktepe'ye vurduklarını duydum.

Mustafa Karataş (Başkomiser): Salonda bir kişinin yerde yattığını gördüm, hastaneye götürüleceğini düşündüm. Başında memurlar ve Emniyet Amiri vardı.

Adli Tıp Raporu'nda, kafasına ve vücudunun çeşitli yerlerine aldığı sert darbeler sonucu geçirdiği kanama nedeniyle öldürüldüğü belirtilen Göktepe davasının sanık polislerinin yargılanmasına 13 Şubat'ta devam edilecek.


© COPYRIGHT 1998 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr